Potanın Perileri, finale kadar herkesin kendilerini ayakta alkışlayacağı bir mücadele ortaya koymuş, 'fizik' dezavantajını 'yürek' avantajıyla kapatmış ve tarihi bir başarı yakalamıştı. Şampiyonluk için artık önümüzde tek engel vardı ama o engel de dün gece üst üste 6. kez Avrupa Şampiyonası finaline çıkan Rusya'ydı.
Bizden çok daha uzun ve tecrübeli isimlerden kurulu olmaları bir yana finale gelinceye kadar geniş kadro avantajıyla diri kalmaları ve yarı finalde de Çekler'in fişi erken çekmesi sonucu adeta idman yapan Rusya'yı yenmemiz için tek bir seçeneğimiz vardı. Yapacağımız baskıyı maksimuma çıkarmak ve en zayıf yönleri olan top kayıplarını sık sık tekrarlatmak. Bunu yaptı aslında millilerimiz, prese başladığı anda rakibini düzenden çıkardı, çaldığı topları hızlı hücümlarla sayıya çevirip bizleri umutlandırdı. Ancak ribauntlardaki ezici Rusya üstünlüğü ve dakikalar ilerledikçe, az oyuncu ile oynayan ekibimizin yorgunluğu hissedilmeye başlandı, sonuçta Peri Masalı gümüşte kaldı.
Ancak şunu unutmayalım ki, bu masal daha yeni başladı. Yıllardır yapılan yatırım, kızlarımızın yapısına uygun hızlı hücum, agresif savunma taktiği bizi finale kadar taşıdı. Eminim ki, bundan 10 yıl öncesinde aldıkları devrim niteliğindeki kararlarla bizi bu noktalara taşıyan teknik ekiplerimiz, Rusya gibi takımları da yenmenin formülünü bulacaktır.
Olimpiyata direk katılma şansını yakalayamadık diye de kimse üzülmesin. Bu takımdaki yürek, istek ve bundan sonra hiç hissetmeyecekleri kadar arkalarında olacak destek, onların elemeleri geçip Londra bileti almalarını sağlayacaktır.
Bu arada canla başla mücadele eden tüm oyuncularımızı, onları mükemmel organize eden coachumuz Ceyhun Yıldızoğlu'nu, menajerinden malzemecisine kadar bütün takımımıza tebriklerimi gönderiyorum. Turnuvanın en iyi beşine seçilen kaptanımız Nevriye Yılmaz ve muhteşem oyunuyla sadece bizleri değil, tüm Avrupa'yı büyüleyen guardımız Birsel Vardarlı'yı da özel olarak kutluyorum.