Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son yıllardaki olağanüstü performanslarıyla, üst üste iki Avrupa Şampiyonası’nda boyunlarına taktıkları madalyalarla gururumuz olan Potanın Perileri bir rüyaya daha çok yaklaştı ama olmadı.

İlk kez katıldığımız Dünya Şampiyonası’nda final oynamak için tek bir engeli vardı ay-yıldızlı kızlarımızın, o engele ayağımız takıldı. Çünkü İspanya karşısında kazanmak için her şeyi çok iyi yapmamız gerekirken, kısaların bir türlü maça girememesi sonumuzu hazırladı. Aslında ilk çeyrekte görüntü güzeldi. Nevriye bir gün öncesinin aksine bu kez maça hızlı girmişti. Onun iyi oyunu, dışarıyı da rahatlatıyor, uygun şut imkanı yaratıyordu. Ancak erken faul problemine girdi, rüzgar tersine esti. Onun kenarda oturduğu ikinci çeyrekte yeniden skor sıkıntısı başladı. 13’te 3’lük saha içi isabeti, dışarıdan rakip potayı hiç tehdit edemememiz, İspanya savunmasının iyice gömülmesini sağladı. Buna rağmen kendisini ayakta tutan savunması yine millilerimizin yanındaydı, skor kopmadı.

2. yarıda Nevriye yeniden oyuna girip, arka arkaya 9 sayı atarak takımımızı öne taşıdığında umutlar iyice artmıştı. Ancak İspanyollar, yıldız oyuncunun temposunu da ekstra yardımlar getirerek kırmayı başardı. O yardımlar gelirken, bir ceza atıcısı bulmak için her şeyi denedi Ceyhun Yıldızoğlu ama dışarıdaki isimlerimizden hiçbirinin eli sıcak olmayınca yapacak çok şey kalmamıştı. İspanya’da ise Torrens yine kusursuz oynadı. Zaten maç öncesi Torrens ile Lyttle’ı savunma zorunluluğunu biliyorduk. Ama iki oyuncunun toplam 46 sayı, 18 ribaunt, 5 asist ile oynamasına izin verirsek, zaten kazanmak mümkün olmazdı, olmadı.

Son çeyrekteki hatamız, İspanya’nın temposunu kabul etmemiz, onları atarak yenebileceğimizi düşünmemizdi. O tempo bizi art arda top kayıplarına zorladı, geri koşmakta da zorlanınca, fark bir anda açıldı.

Başta da belirttiğim gibi İspanya’yı yenebilirdik ama her şeyi çok iyi yapmak koşuluyla. İki oyuncumuz (Nevriye-Sanders) dışında, ne savunmada ne hücumda ‘en iyi değil’, iyi bile değildik, bu şartlar altında yenemezdik.

Bu nedenle artık bugünü düşünelim. Potanın Perileri finale çıkamadı belki ama madalya umudu bitmedi. Bugün kalpler yine onlar için atacak. Kadın Basketbolu’nun altın çağını yaşatan bu ekip, inanıyorum ki bir kez daha göğsümüzü kabartacak. Ve bir şeyi bilmeliler ki, sonuç ne olursa olsun, yıllardır yaşattıkları sevinçler için, Türk kadınının gücünü tüm dünyaya gösterdikleri için bu eller onları yine delice alkışlayacak.