Kadın basketbolunda yıllardır ezeli rakibine karşı ezici bir üstünlük kuran Fenerbahçe, bunu yaparken, yerli kadrosunun kalitesi, farkı yaratan etkendi. Nevriye Yılmaz’ın, Galatasaray’a transfer oluşu, bu dengenin sarı-kırmızılı takım lehine dönebileceği sinyalini verse de, yıldız oyuncunun sakatlığı nedeniyle henüz yeni takımının formasını giyememesi, iplerin yine Fenerbahçe’nin elinde kalmasını sağladı. Birsel, Esmeral, Nevin gibi isimler, kazanan taraftı. Aslında sarı-kırmızılı ekip, Işıl’dan müthiş bir katkı aldı ama diğer Türkler’den destek gelmeyince, onun çabası da skora yansımadı.
Derbi öncesinde aslında iki takımın da üstün olduğu noktalar çok bariz ortadaydı. Taraftar desteğini de arkasına alarak maça giren Fenerbahçe, Matovic’in mükemmel oyununa, penetre özelliği olan kısaları da katkı sağlayınca rakibin kozu gibi gözüken boyalı alanı daha iyi kullanan taraftı. Zaten Galatasaray’ın rakibi bir süre durduran alan savunması da, o penetrelerle dağıtıldı.
Galatasaray ise topu Fowles’a geçirdiği anda istediği verimi aldı ancak Fenerbahçe’nin içeriye sürekli yardım götürmesi ve sarı-kırmızılı ekibin de ‘ilk yarıda’ dışarıdan cezayı kesememesi, bu avantajlarını yeterince kullanmalarını engelledi.
İkinci yarıda Işıl ve Şaziye üç sayılık atışlarla ceza kesmeye başlasa da, Fenerbahçe’nin iki süper yıldızı McCoughtry ve Pondexter sahne alarak bireysel yetenekleriyle takımlarını hep önde taşıdı. Böyle maçları kazanırken, sistemin tıkır tıkır işlemesi de yetmeyebilir, bireysel yetenekler de ellerini taşın altına koymalı. Zaten iki yıldız da karakterlerinin de etkisiyle, rakip Galatasaray olunca bundan hiç kaçmadı, takımlarını hep ayakta tutmayı başardı. Esmeral’in en kritik anda aldığı ribaunt ve attığı sayılarla maçı bitiren hamleyi yapması da sarı-lacivertliler’e bir bayram daha yaşattı. Fenerbahçe için Matovic’in faul problemine girdiği bölümde Nevin’in sorumluluk alarak takımı sırtlaması da galibiyeti getiren ayrıntılardandı.