Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aslında maça çok akıllı başlamıştı Efes... Kinsey’in yokluğunda Farmar’ı düzenden çıkarma görevi Doğuş’a verilmiş, genç oyuncu da hiç sırıtmadan oyuna girmişti. Yüksek tempoyu seven Maccabi’nin ritmini bulmasına izin verilmiyor, hücumda doğru atışlar bulunuyordu. Ancak ne olduysa 5. dakikadan sonra oldu. Efes hücumda durdu. Turnikeler, fauller, bomboş üçlükler çemberden dönüyor, her dönen top da, Maccabi’nin en çok istediği şey olan hızlı hücumları yaratıyordu. Maccabi iyi başlamamıştı aslında maça ama verilen hücum ribauntları, kaptırılan toplar, rakibi zorla oyunun içine çekiyordu.
Sinan ile Savanovic’in bir türlü girmeyen şutları, Vujacic’in son haftaların izini silmek için topu her aldığında potaya bakması, boyalı alanda Barac’a top geçtiğinde hep verim alınmasına rağmen, bu düzenin bir yana bırakılması Maccabi’nin her geçen dakika maça daha fazla inanmasını sağladı.
İkinci yarıda Cenk’in laneti bozan üçlüğüyle Vujacic’in de açılması ve 6. denemesinde üç sayılık basketi bulması, ardından da art arda 2 şutu daha sokması bir anda maçı ortaya getirdi, herkesi umutlandırdı. Ancak işte o zaman, ister yıldız kumarı diyelim, isterseniz kaprisi, Vujacic her aldığı topu potaya yollamayı başladı. Boyalı alanı tamamen unutmuştu temsilcimiz, adeta 3 sayı idmanı yaptı. Belki iki tane daha üçlük soksa kazandıracaktı Vujacic ama o tek başına maçı almış olacaktı. Oysa ki, ilk kez 35. dakikada Kerem ile yapılan penetrelerde biraz ısrarcı olunsaydı, işte o zaman Maccabi’nin savunması dağılırdı. Yani Vujacic kumar oynadı, Maccabi maçı kazandı. Benzetmek gibi olmasın ama geçen yıllarda Efes, Rakocevic ile aynı kumarı oynamış ve çok kez masada kalmıştı! Ufuk Sarıca en kısa sürede ‘yıldız’ını küstürmeden, bu derde bir çare bulmalı.