Skorer Vurun Ersuna!

Vurun Ersuna!

16.03.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Vurun Ersuna

Hayır, Yanalın Hakan Şükür kararına saygı göstermeyi bilemedik, beceremedik. Başka dünya ülkelerinde birçok yıldız teknik direktör kararıyla milli takımın dışında kalırken böylesine büyük ve derin kavga çıkarmadı. Biz bu kararı kavgaya dönüştürdük. Ersun Yanal, aylar önce radikal bir karar aldı, Hakan Şükürle, Milli Takımın yollarını ayırdı. Türk futbolunun en büyük uluslararası gol markasının kadroya davet edilmeyeceğinin açıklanması, elbette toplumda yadırganan bir uygulamaydı. Bu kararın derindeki nedenleri hiçbir zaman açığa çıkmadı, çıkarılmadı. Hepimizin duyduğu, bildiği, kimimizin tanık olduğu bazı gerçekler yok sayıldı. Milli Takım Teknik Direktörü, ciddi anlamda başına dert açan bu kararının arkasında ısrarla durdu, geri adım atmadı. Gerekçesini de sportif nedenlere bağladı: "Taktik anlayışımıza uymuyor. Biz Milli Takımda yeni bir hücum anlayışı deneyeceğiz". Bu görüşe katılırsınız, ya da katılmazsınız... Ama saygı göstermek durumundasınız. Sürekli sorun yaratan, sorun çıkaran ve kamuoyu önünde bunları tartışıp bunlarla beslenen Hakan Şükür, Yanalın kararı karşısında yine de masum sayılabilecek kadar yumuşak bir tavır sergiledi. Sesini yükseltmedi, tepkilerini tırmandırmadı. Bu işi medyaya bıraktı. Medya, biliyorsunuz , aylardan beri kendi misyonunun çok ötesine taşarak Hakan Şükürü Milli Takıma almamanın bedelini Ersun Yanala ödetmeye çalışıyor.Türkiye Futbol Federasyonu ile Yanalın bağlarını koparmayı denediler, olmadı. Baskı altına alıp yüklendiler, yine olmadı. Teşvik primi dosyalarını açarken, (varsa ) verenin - alanın topluca oluşturduğu kirliliğin içinden sadece Ersun Yanalı çıkarıp kurban etmek istediler, yine tutmadı.Şimdi görüyorum ki Maliye, Ersun Yanalla ilgili bir araştırma - soruşturma başlatmış... Hepimizin, her Türk vatandaşının kaçamayacağı, seve seve kabul etmesi gereken denetleme mekanizması, Ersun Yanal üzerinde yoğunlaşmış durumda... Teşvik dosyalarını bir çıkış noktası olarak kabul eden Maliye, elbette görevini yapıyor. Keşke sadece Milli Takım Teknik Direktörüne değil, her Türk vatandaşına aynı duyarlılıkla ulaşabilse. Maliyenin tavrını kesinlikle kınayamayız. Bu bir doğal denetleme, kaçamayız, kaçmamalıyız. O teşvik dosyalarıyla Yanalın harcanması için düğmeye basan Hakan Şükür taraftarları ve Hakan Şükürle aynı dünya görüşünü paylaşan bazı grupların, Milli Takımın tam da Arnavutluk ve Gürcistan maçları öncesine denk gelen bu denetleme - soruşturma eylemini muhteşem bir zamanlama örneği olarak alkışlamaları da çok doğaldır elbette. Kurban ediyoruz Doğal olmayan, bizim sportif kültürümüzdeki kirliliklerdir. Futbol anlayışımızdaki tutarsızlıklardır. Futbola buncasına emek, zaman ve para harcayıp her karar ve uygulamadan paranoyak yorumlarla ille de kavga üreten sadist ya da mazoşist alışkanlıklarımızdır.Ersun Yanal, Galatasarayın maçlarına elbette küfür işitmemek, hakarete uğramamak için gitmiyor, hesap soruyoruz. İyi oynayan, form grafiği yükselen Ayhan için bakan aracılığıyla "Bunu Milli Takıma al" mesajları veriyoruz.Bir yandan tüm mal varlığı ile soruşturma - denetleme sorularına yanıt vermeye hazırlanan Ersun Yanal, bir yanda da Türkiyenin Dünya Kupasına katılabilmesi için son şanslarını en iyi biçimde kullanmasını beklediğimiz Milli Takım Teknik Direktörü...Biz ikisine de vuruyoruz... Bel üstünden, bel altından...Önden, arkadan, kafadan!Galiba, sunağımıza yeni bir kurban arıyoruz! Alışkanlıklarımız Gheorhge Haginin teknik direktörlüğü, hele kariyerinin bu ilk yıllarında elbette tartışılabilir. Sınayacak, yanılacak, doğruyu bulacaktır. Takıntıları olabilir. Onlardan da kurtulacaktır. Sabırla beklersek, O da kendine tanınan şansı iyi kullanabilirse, Hagi, tıpkı futbolculuğunda eriştiği doruklara, teknik adam olarak da tırmanacaktır.Haginin futbol klası kadar tartışılmayacak bir özelliği de liderliği...Son İstanbulspor maçında görüldü ki Arif ve Hasan Şaşa anlaşılmaz biçimde sürekli küfür eden bazı taraftarlara (!) karşı Hagi, gerçek bir lider kişiliği gösterdi... Futbolcularına sahip çıktı. Kendisinin dört yıl oynadığı Galatasarayda Arifin 14 yıldan beri hizmet verdiğini anlattı, o küfürbaz ve sorumsuz gruba karşı dik durdu... Tribünlerdeki I love you Hagi şarkılarına teslim olup eyyamcılık ya da yalakalık yapmadı...Bravo Hagi ! Ayhandan yeni bir yıldız yarattığın için sana saygı duyuyorum.Liderliğine, ödünsüz tavrına da şapka çıkarıyorum. O bir lider Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Divan genel kurulunda konuşurken, kazandığı tecrübeyi sık sık dile getirmiş... Eski yıllarda şampiyonluğun sadece saha içinde kazanıldığını sandığını, oysa artık tecrübeleriyle bu başarıyı sağlamak için saha dışında da çalışılması gerektiğini dile getirmiş.Sözlerinin arkasındaki gerçeklerin ne olduğunu merak ediyoruz.Elbette bir takımın şampiyonluğunda saha dışındaki etkenler de önemlidir...Aynı kulvarda koştuğun rakip takımların çelme yemesi için onların rakiplerini teşvik etmek, federasyonu ve organlarını baskı altına alarak gözlemcisinden hakemine kadar her kararı kendi lehine etkilemek, tehdit, şantaj, hile, rüşvet gibi etik dışı suç sayılacak yollara başvurarak savaş alanını temizlemek (!) gibi...Bir başka saha dışı çalışma da şudur: Başkan olarak kulübünüzdeki herkese güven verirsiniz. Onların huzur içinde çalışması için her türlü olanağı sağlarsınız. Özellikle parasal konularda dürüst ve şeffaf davranırsınız. Ödemeleri zamanında yaparsınız. Antrenman sahalarından stadyuma kadar her yerde temiz ve çağdaş koşullar oluşturursunuz. Kimseyle kavga etmez, işinize bakarsınız. Teknik adamı ve futbolcuları motive etmek için desteğinizi esirgemez, sinerji yaratırsınız. Herkesin saygı duyduğu, herkese ve her kuruma saygı duyan bir başkanlık portresi çizersiniz. Aziz Yıldırım, başkan olarak saha dışındaki bu yollardan hangisini kullandı ?Açıklasaydı, kimse tartışmaz, gerçeği de öğrenmiş olurdu. agokce@milliyet.com.tr Saha dışında şampiyonluk yolları