Kültür Sanat Hepimizin romanı

Hepimizin romanı

31.03.2008 - 02:05 | Son Güncellenme:

Sevinç Çokum’un yeni romanı “Tren Burdan Geçmiyor”, usta gazeteci Nüzhet Fermanlı’dan yola çıkarak toplumu, insanları, aşkı çözmeye çalışıyor. Çokum’un tanıdığı kişilerden esinlenerek kurduğu roman, aslında yaşama dair bir kitap.

Hepimizin romanı

Nüzhet Fermanlı, inandığı doğ-rulardan asla vazgeçmeyen sıkı bir gazeteci. İnançları ve değerleri nedeniyle zaman zaman insanlarla çatışmak zorunda kalan ama yılmayan biri... Aysan ise henüz çok genç bir gazeteci. Ve Fermanlı’ya gönülden bağlı, onu hocası olarak görüyor.
Aysan’ın kız arkadaşı Simay seramikçi; varlığını kurallara sıkışmış toplumun bir yerlerinden çıkarmaya çalışan... Sonsuz ise bir sokak şairi. Abukizm felsefesinin kurucusu! Tüm bu kahramanlar, Sevinç Çokum’un “Tren Burdan Geçmiyor” adlı romanında bir araya geliyor. Önce Nüzhet Fermanlı çıkıyor sahneye. Sonra Aysan, Simay ve Sonsuz... Her birinin yolları çakışıyor... Beraber hayatı, toplumu, aşkı çözmeye çalışıyorlar.
Romandan önce aslında kitabın yazarı Sevinç Çokum’dan söz etmek gerek. Çok yönlü bir yazar Çokum.  İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü mezunu. Yedi yıl kemanla klasik Batı müziği çalışmış ve İstanbul Amatör Senfoni Orkestrası’nda ikinci kemanlardan biri olarak görev yapmış. Türkoloji eğitimi sırasında Sosyoloji Bölümü’nü de bitirdiğini belirtmeli ve bir dönem Türkçe -Edebiyat öğretmenliği yaptığını...

Haberin Devamı

Tarık Buğra desteği

Hikayeyle başlamış yazı hayatı Çokum’un. İlk hikayelerinden biri olan “Bir Eski Sokak Sesi”, Tarık Buğra’nın girişimiyle Hisar dergisinde yayımlandığında yıl 1972. Birçok öyküye, gazete yazısına imza atan Çokum’un 9 romanı çıktı, bugüne kadar. “Beyaz Sessiz Bir Zambak” ve “Yeniden Doğmak” adlı çalışma- ları da televizyona uyarlandı.
Sevinç Çokum, Ötüken Neşriyat tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlanan “Tren Burdan Geçmiyor” adlı son romanında, insanın içyapısındaki değişimleri ve derinlikleri anlatıyor, son birkaç eserinde olduğu gibi. Zaafları, duruşları, yoksullukları, üstünlükleri, aşkları, tutkuları ile insanı... Aslında bizi anlatıyor!
Son derece güçlü betimlemelere sahip “Tren Burdan Geçmiyor”. Yazar her bir sahneyi en ince ayrıntısına kadar okurun gözünde canlandırıyor adeta. Roman kahra- manlarını, kişilik özelliklerini, duygularını yaratıcı üslubuyla ortaya seriyor.

Haberin Devamı

Eski Anadolu Türkçesi

Dili, çok ilginç ve farklı Çokum’un. Bugün kullandığımız dile katkıda bulunmak amacıyla romanına eski Anadolu Türkçesi metinlerinden seçtiği bazı Türkçe sözcükleri eklemiş. Yunus Emre, Ercişli Emrah, Karacaoğlan’ın dillerinde geçen sözcükleri... Kitabın girişinde de bu söz- cüklerin ne anlama geldiklerini tek tek açıklamış okura. Mesela alda (hile, tuzak), delirek (delişmen), dölek (sakin, yumuşak), günülenme (kıskanma), yalabık (parlak), yörenmek (dolanmak)... Bu tercihinde Türkoloji eğitiminin büyük etkisi var şüphesiz. Ayrıca Türkçeye giren yabancı kelimeleri de Türkçeleştiriyor, faks değil de belgegeçer diyor.
Gelelim romana. 40’lı yaşların sonlarında hoş bir adam olan yılların gazetecisi Nüzhet Fermanlı, romanın başkişisi. Ve onun artık hayalinde yaşayan aşkı İreni. Hayalinde diyoruz, çünkü İreni yıllar önce Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmış. Ve artık Nüzhet Fermanlı, belki de kendi beyninde yarattığı bir İreni’yle baş başa. Hep ona âşık, hep onu özlüyor. Tek başına bir hayat sürüyor. Kendi hayatı içinde, yüreğindeki o büyük aşkı çözmeye çalışıyor, bir yandan da inandığı doğrularını yitirmemeye çabalıyor.
Aysan ise henüz çok genç. Nüzhet Fermanlı’dan mesleğin sırlarını öğrenmeye çalışırken bir yandan da aslında hayatı çözme gayretinde. Yaşamın sırlarını, zorluklarını sokaklarda yaşayan Sonsuz aracılığıyla yakalarken, sevgilisi Simay’la birlikte ‘aşk’ın anlamını öğreniyor.
Çokum’un tanıdığı kişilerden esinlenerek kurduğu romanı, aslında yaşama dair bir kitap. Ama kitapta aşkın esas olduğu da unutulmamalı.