Gündem ‘Anne dayanışması ile zoru başarıyoruz’

‘Anne dayanışması ile zoru başarıyoruz’

11.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uyuşturucu bağımlısı oğlunu bu illetin pençesinden almak için mücadeleye başlayan Leyla Yağanoğlu, kendisine destek veren bağımlı anneleriyle birlikte dernek kurdu. Yağanoğlu, şimdi tüm bağımlı gençlerin ve ailelerinin yardımına koşuyor

‘Anne dayanışması ile zoru başarıyoruz’

Madde bağımlısı oğlu için uyuşturucuyla mücadele etmeye başlayan Leyla Yağanoğlu, oğlunun tedavisinin ardından çevresindeki bağımlı çocukların yardımına koşmaya başladı. Yağanoğlu, bağımlı çocukların anneleri ile birlikte, valiliğin de desteğiyle UMDER’i (Uyuşturucu ile Mücadele Derneği) kurdu. UMDER’de anneler yemek yapmaktan, çocukları gezdirmeye kadar bütün aktiviteleri yardımlaşarak yapıyor.
Oğlunun uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrenmesinin ardından yaşamını uyuşturucu ile mücadeleye adayan Yağanoğlu, oğlundan sonra çevresindeki madde bağımlısı çocuk ve ailelerin yardımına koşmaya başladı. Arayan bütün ailelerin evlerine gidip çocuklarıyla ilgilenen Yağanoğlu, Türkiye’de uyuşturucuyla mücadelede rehabilitasyon eksiği olduğunu söylüyor.
Bine yakın genç
Katıldığı 1. Uyuşturucu Şurası’nda fikirlerine destek gelmesi üzerine UMDER’i kuran Yağanoğlu, zorlu maddi koşullarda diğer bağımlı çocuk annelerinin yardımıyla bugün bine yakın gencin uyuşturucudan kurtulmasına destek oluyor. Yağanoğlu ile UMDER’in nasıl kurulduğunu, oğlu için verdiği mücadeleyi ve mücadelesinin nasıl büyüdüğünü konuştuk. Yağanoğlu, şunları anlattı:
ANNE HAYAL KURUYOR: Ben dernekçiliği bilmem, anaokulu öğretmeniyim. Oğlumu tedavi ettirirken arkadaşlarıyla da görüşüyordum. Çocuklar bir gün, ‘ne olur oğluna yaptığını bize de yap’ dediler. Artık duyulmuş etraftan, telefonum aranıyordu. Aileler, ‘bizim eve de bir gel, bağımlı çocuk var, ölecek’ diyordu. Beni daha kim tutar, gecenin ikisi de olsa gidiyordum. Her gün o hastaları ziyaret ediyordum. Bir yıl böyle sürdü. Dedim ki bu böyle olmayacak. Arayanlar çok, gidemediğim çok insan var. Bir anneyle konuşayım, herkesi bir evde toplayalım diye düşündüm.
Aktepe’de bir ailenin evinde, 1 ay kaldık. Diğer annelerle birlikte birimiz yemek yaptık, birimiz çay, birimiz çocukların yanında durduk. 2014 Kasım ayında Türkiye 1. Uyuşturucu Şurası yapıldı. Bu arada ben, neresi olursa başvuruyorum bir şeyler yapalım diye. O zamanlar büyüklerin gözünde, saçını başını yolan bir bağımlı annesiyim. Yazık acılı anne hayal kuruyor izlenimi alıyordum.
BAĞIMLI ANNESİYİM: Uyuşturucu Şurası’na üç bağımlı çocukla gittim. Herkes konuşuyordu, sıra bana geldi, ‘sen kimsin?’ dediler. ‘Ben, bağımlı annesiyim’ dedim. Çocuklardan biri kalkıp, ‘temiz beşinci günüm’ dedi. AMATEM doktorlarından biri ‘ne içiyorsun?’ diye sordu. Çocuk ‘hiçbir şey’ dedi. ‘Ağrın sızın yok mu, şimdi yoksunluktan ölmen lazım’ dedi doktor. Yanıt, ‘yok.’ ‘Nasıl yok oğlum, ne veriyor Leyla Hanım size’ dedi. Çocuk başladı söylemeye, ‘Ihlamur çayı, papatya çayı...
Biz geziyoruz, konuşuyoruz, benim hiçbir şeyim yok’ deyince o dönemki Vali Yardımcımız Ayhan Çiftarslan’ın dikkatini çekti. Makamına davet etti. Vali Bey, ‘Bir dernek kuracağız, bağımlı annelerini topla’ dedi. Evi tuttuktan sonra çocuklar gelmeye başladı. Bağımlı ailelerinden yardım istiyoruz pirinçti, makarnaydı ama yok, bağımlı ailesi bitmiş. Hiç unutmuyorum; ilk gün 4 bağımlı annesi Ufuktepe Pazarı’na gittik. Pazar dağıldıktan sonra atılanları topladık, çocuklara yemekleri onlarla yaptık. Çocuklarda anlamasın diye market poşetlerine koyup derneğe götürdük. Bağımlılar çok hassas, üzülürler. ‘Markete gidiyoruz’ deyip pazara, kalanları toplamaya gidiyorduk.

‘Ateş düştüğü yeri yakıyor’

Oğlum, şehir dışında bir üniversitede elektrik mühendisliği kazanmıştı. Onu yerleştirdikten yaklaşık 3-4 ay sonra, madde bağımlısı olarak döndü. İlk geldiğinde bizimle paylaşmadı. Bağımlılık, ilk zamanlarda çok rahat saklanabilen bir hastalık. Kendiyle baş edemez hale geldikten sonra itiraf zamanı gelmiştir. O süreçte, ‘anne madde kullanıyorum, yardım eder misin?’ diye talep geldi. İlk önce inanmadım. Annelerde ‘benim çocuğum yapmaz’ mantığı yaygın. Ben de öyle dedim.
Hastaneye, zatürre olan, boğazı ağrıyan için gidilir bana göre. Bir de madde bağımlılığı hastanesi varmış. İlk gittiğimde farklı bir dünyaya gittiğimi düşündüm. Oğlum, eroin kullandığını söyledi, yine inanmadım. Tahlillerden sonra doktora sordum, ‘Evet kullanıyor’ dedi. Sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda, bir sedyede yatıyordum. İki kolumda da serum vardı. Kabullenemiyorsunuz, ateş düştüğü yeri yakıyor. Öyle bir ateş ki 10 yıldır hiç sönmedi. Bu yalnızca benim değil, bütün madde bağımlısı çocukların anneleri için aynıdır.

‘İlaç yazdırıyor sonra satıyorlar’

AMATEM’e gittiğinizde bir ilaç yazıyorlar. Çocuklar daha AMATEM’in kapısından çıkarken, “Yazdırdım yazdırdım, 8‘lik yazdırdım’ diyor. Eczaneden alıyorlar sonra, tanesini 80 liraya kadar satıyorlar. Karaborsaya düştüğü anlarda 150 liraya satıldığını gelen hastalardan duydum. Reçete yazılınca oğlum iyileşecek, zatürre gibi düşünüyordum. Zamanla o ilaçların suistimale açık olduğunu öğreniyorsunuz. Kullanıp tekrar maddeye dönen çok. Suistimal edilmese ve doktorların verdiği gibi kullanılsa onunla da bırakan var.