Gündem ‘Barışa geldik savaşa değil’

‘Barışa geldik savaşa değil’

08.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015’te 101 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla ilgili 36 sanığın yargılandığı dava, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Dünkü duruşmaya tutuklu sanıklar, avukatları, müşteki aileler ve avukatları katıldı.

‘Barışa geldik  savaşa değil’

Duruşmada, saldırının üzerinden geçen 485 gün sonra ilk kez, müşteki aileleri ifade verdi. Bazı ailelerin ifadeleri sırasında salonda bulunan izleyicilerin gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Duruşmada müşteki ailelerin ifadeleri özetle şöyle:

Haberin Devamı

Özer Ersan Değirmenci: 15 bilye girdi vücuduma. Etrafımda uzuvlarını kaybeden arkadaşlarım vardı. Polisler biber gazı attı. Bir arkadaşım 20-30 metre sürükleyerek çıkardı beni alandan.

‘Akciğerlerimi deldiler’

Can Ateş: Ayağımda hâlâ kırıklar var. Yanımda rahmetli Ali Kitapçı vardı. Yaşıyordu. Maalesef atılan gaz sonucu hayatını kaybetti. Gaz nedeniyle benim de Numune’de kalbim durmuş. Akciğerlerimi delerek gazın çıkmasını sağlamışlar.

Erdoğan Tetik: Karım, kızım ve oğlum Korkmaz Tetik’le Malatya’dan geldik Ankara’ya. Oğlum telefon açmak için yanımızdan ayrıldı. Bombalar patladı. Oğlumun acısı içimde.

Nevruz Kızılay: Atılan gazı görünce bizi burada öldürecekler, buradan çıkamayacağız dedim.

Nesligül Serendi: (Sanıkları kastediyor) Asla evlat acısı yaşamadan ölmesinler.

Haberin Devamı

Solmaz Kılıç: Barışa geldik savaşa değil. Piyonlara Allah ile kul arasına kimse giremez diyorum. 10 yaşında bir kızım var. Biz çocuklarımızı rezidanslarda, bomba eğitimi vererek yetiştirmiyoruz.

Sanıklar getirilmedi

Yaşanan gerginliğin ardından sanıklar salona getirilmedi. Bazı müşteki avukatları, gerginlik sırasında polislerin müştekilere hakaret ettiklerini ileri sürerek, haklarında işlem yapılmasını istedi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, yaşanan gerginlikler nedeniyle düzenin sağlanması için çalışma yapılacağını, istenilen düzenin sağlanması halinde duruşmaya bugün devam edileceğini söyledi

Bu nasıl adalet?

Zeki Karabulut: Oğlum harita mühendisiydi. Erken müdahale edilseydi hayatta kalabileceğini düşünüyorum. Gaz sıkanla kendini patlatanın aynı suçu işlediğini düşünüyorum. Ayrımcılık hala devam ediyor. 15 Temmuz’da ailelerini kaybedenlere verilen haklar ile 10 Ekim’de hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen haklar aynı değil. Bana 110 lira 75 kuruş maaş bağlandı. Bu nasıl adalet?

Yasin Börü provokasyonu

Saldırıda hayatını kaybeden Avukat Uygar Coşgun’un avukat eşi Mehtap Sakinci Coşgun’a, müşteki sıfatıyla konuşması için söz verildi. Katliamın Türkiye’nin aydınlık geleceğine yapıldığını belirten Coşgun, “101 rakamı okunurken ve yazılırken kolaydır. Şimdi 101 kişinin adını tek tek okuyacağım. Bakalım kısa mı uzun mu?” dedi. Salondaki bir izleyici, “Sanıkların gözlerinin içine bakarak oku. Tanıyorlar mıydı onları?” dedi. Coşgun, katliamda hayatını kaybeden 101 kişinin isimlerini tek tek okudu. Okuma bittikten sonra örgüt mensuplarının Suriye’ye gidiş gelişlerine yardım ettiği iddiasıyla tutuklu olan sanık Mehmedin Baraç’ın, “Yasin Börü” diye bağırması duruşma salonunu karıştırdı. Salondaki müşteki yakınları sanığa tepki gösterdi.

Haberin Devamı

Olaylar yatışmayınca jandarma, sanıkları salonda çıkardı.