30.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gülden Öktem
Geçen yıl ilk kez yapılan ve gelenekselleşme yolunda ilerleyen Kara Hafta İstanbul Festivali, bu yıl da Pera Palace Hotel Jumeirah’ta DenizBank sponsorluğunda düzenleniyor. Etkinlikleri yarın başlayacak festivalin önemli konuklarından biri de İngiliz polisiyesinin usta isimlerinden Philip Kerr. İsmi, yazdığı Nazi Almanyası romanlarının baş dedektifi Bernie Gunther ile bütünleşen mütevazı yazar, Kara Hafta öncesi sorularımızı yanıtladı...
- 1989’da Bernie Gunther serisinin ilk kitabı ‘Mart Menekşeleri’ni yazmaya başladığınızda bu karakterin böylesine ünlü ve popüler olacağını tahmin etmiş miydiniz?
Kesinlikle hayır. Benim tek amacım yazdığım şeyi yayımlanmaktı ve bir seri yazmayı düşünmemiştim bile. Ama zamanla bunun bir seriye dönüşme ihtimali ortaya çıktı. Başka konuda kitaplar kaleme almaya başlayınca Bernie Gunther serisine dönmem 15 seneyi buldu. Yine de bu süre, düşünmek için verdiğim molaların en verimlisiydi. Çünkü dönüşüm daha yüksek bir enerjiyle oldu.
Kusursuz karakterler
- Bernie Gunther serisi 1930’ların Amerikan cinayet romanlarını anımsatan bir türe sahip. Kimilerine göre bu tür Nazileri anlatabilmek için en uygun seri. Neden polisiyeyi seçtiniz?
Benim romanlarım, gerçek Amerikan polisiye yazarları olan Raymond Chandler ve Dashiell Hammett romanları gibi değil. Yazdıklarım polisiye içerikli romanlar sadece. Daha ince ve esprili yazılmış, diyebiliriz. Bu tarzı seçmemin sebebini ise şöyle özetleyebilirim: Mizah ve espri romanın içine girdiğinde okura bir ışık sunuyor bence. Diğer türlü roman çok karanlık oluyor.
- Naziler gibi tarihte kötü izler bırakmış figürleri yazmak ve onlara bir kitapta hayat vermek ne kadar zor oldu sizin için?
Açıkçası bana çok zor gelmiyor, çünkü o konuyu araştırmak için zaman ayırıyorum ve gerekenleri yapıyorum. Bu benim işim. O karakterleri kusursuz yapmaya çalışıyorum. Onları insan yapmaya çalışıyorum. Onlara başta canavarmış gibi yaklaşmıyorum çünkü onları daha sonra canavarlaşan insanlar olarak görüyorum. Zaten bence çoğu çok zeki ve bazen de baştan çıkarıcı.
- Bernie Gunther serisini okuyan Alman okurlarınız ne düşünüyor?
Berlinliler seviyor bence. Ayrıca Alman genç jenerasyonu da muhtemelen seviyordur. Bence, Almanların çoğu geçmiştense geleceğe odaklanmayı tercih ediyor. Sadece geri kalanımız geçmişe ilgi duyuyor... Bu onlar için bir ikilem. Ayrıca bugün bile Berlin’in turizmi çoğunlukla Nazilerle ilgili konulara dayanıyor. Böyle baktığımızda, isteseler bile geçmişten kaçmaları mümkün değil.
‘Yazacağım şehre giderim’
- Romanlarınıza mekân olarak seçtiğiniz kenti, tüm ayrıntısıyla anlatıyorsunuz. Kitabınıza mekân olan yerleri ziyaret ediyor musunuz?
Evet, üzerinde yazacağım şehri, beklenmedik bir şeyler bulmak için mutlaka ziyaret etmeye çalışıyorum.
- Kara Hafta için İstanbul’a geleceksiniz. Burası da ziyaret ettiğiniz kentlerden biri olacak. Belki de bir Bernie Gunther serisi de buradan çıkar, ne dersiniz?
İstanbul’a daha önce hiç gelmedim ve geleceğim için de çok heyecanlıyım. Ama oraya Bernie Gunther gelirse de hiç şaşırmam.