Gündem ‘Bu karar çocuğu paramparça eder’

‘Bu karar çocuğu paramparça eder’

15.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Çocuk istismarı ile mücadele alanında çalışmalar yapan uzmanlar, Anayasa Mahkemesi’nin cinsel istismar suçlarında, ‘15 yaş kuralı’na ilişkin düzenlemeyi iptal etmesine tepki gösterdi. Uzmanlar, 18 yaş altındaki her bireyin ‘çocuk’ kabul edildiğine ve cinsel istismar suçlarında rızalarının aranamayacağına dikkat çekti

‘Bu karar çocuğu paramparça eder’

Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği, Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonundan uzmanlar, Anayasa Mahkemesi’nin Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) çocuğun cinsel yönden istismarını düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etmesini değerlendirdi.

Haberin Devamı

‘Vahim karar’

- Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler: Yüksek Mahkemenin iptal kararı, çocuk haklarına tamamen aykırı. Çocuk istismarı suçlarını artıracak bir karar. Bu şekilde çocukları nasıl koruyacağız bilmiyorum. Her şeyden evvel uluslararası sözleşmelerce 18 yaşın altındaki her bireyin, ‘çocuk’ kabul edildiği açıktır. Cinsel tacizde çocuğun rızası diye bir durum asla söz konusu olamaz. Çok vahim bir karar. Kararın iptali ile yeni düzenleme yapılması için 6 ay süre verilmiş. Bu süre beklenmeden çok hızlı bir şekilde çocukları koruyan bir düzenleme yapılmalı.

- Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Aysun Baransel: 18 yaşın altındaki tüm bireylerin “çocuk” olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Biz yıllardır bunun savaşını verirken 18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olarak kabul edilmesi ve bu çocuklara yönelik işlenen suçların da, ‘rıza’ şartına bakılmaksızın, cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunurken, bu kararı çok talihsiz olarak nitelendiriyorum. AYM’nin kararında, ‘kademeli’ diye bir kavramdan söz ediliyor. ‘8 yaşındaki çocuğun mağduriyeti ile 14 yaşındaki bir çocuğun mağduriyetine verilen cezanın aynı olamayacağı’ ifade ediliyor. 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Uluslararası sözleşmelerle biz bu karara imza atmış bir ülkeyiz. Akranlar arasında rıza ile ilişkinin suçları tartışılsın ama 60 yaşındaki bir adamın 15 yaşında bir çocukla ilişkiye girmesinin neresinde bir rıza aranmaktan söz edilebilir? Çocuğa dokunmak demek çocuğun hayatını paramparça etmek, dünyasını, hayatını elinden almak demek. Neden, ‘Bir gün bu benim de çocuğumun başına gelir’ gerekçesiyle empati duyarak bakmıyorlar? En önemli boyutu, bu karar acilen tamir edilmezse çocuk istismarcıları ortada yeni düzenleme olmadığı için aramızda gezmeye başlayacak. Kanun maddesi yerinde olmadığı için yetişkine ait maddeden yargılanacaklar. Çocuğa yönelik suç yetişkine yönelik suç gibi değerlendirilecek.

Haberin Devamı

- Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Sabit Aktaş: Çocuklara yönelik taciz, tecavüz bir hayatın karartılması, bir çocuğun ölümüdür. O nedenle Anayasa Mahkemesi, bunu basit bir olgu olarak değerlendirmek yerine bu suçlara bir, ‘cinayet’ gözüyle yaklaşmalı. Bu tür düzenlemelerle istismar suçları daha da artacaktır. Ne yazık ki çok sayıda çocuk bedel ödeyecek. Biz bu mesleği yapıyoruz ve bu kararın ne getirebileceğini öngörüyoruz. Yıllardır toplumdan kopuk, kulelerinde yaşayan hukukçular duruşma salonlarına girsinler de o çocukların yaşadıklarını anlatırken, neler yaşadıkların izlesinler, dinlesinler. Ondan sonra da bu kararları versinler.

Haberin Devamı

‘AİHM’ye gidebiliriz’

- Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü: Bu kararla istenmeyen evlilikler olacak, kaçırıp tecavüz edecekler, çocuklar erken yaşta evlendirilecek, eğitimin önü kapatılacak, ruh sağlığı bozuk nesiller yetişecek. Vatandaşa suç işleme cesareti veren bir Anayasa Mahkemesi kararıdır. Karar, Türkiye için bir daha düzeltilmesi mümkün olmayacak sonuçlar doğurabilir. Kararın iptali için bir girişim yapıp yapamayacağımıza bakıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gidebiliriz.