Kültür Sanat 'Bu kedileri fotoğraflamak için varım'

'Bu kedileri fotoğraflamak için varım'

18.02.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Vahşi hayat fotoğrafçısı Süha Derbent, yedi büyük kediyi fotoğraflayıp kitap haline getirdiğinde, dünyada bunu yapan sekizinci kişi olacağını söylüyor

Bu kedileri fotoğraflamak için varım

Melİs Alphan - malphan@milliyet.com.tr

Eskiden fotoğraf çekmek için seyahat eden biriydim. Şimdi bu iş beni oraya ulaştıran bir araç. Ben orada olmak için fotoğraf çekiyorum" diyen Süha Derbent, vahşi kedi fotoğraflarıyla tanınan, bugüne dek 60'tan fazla ülke gezmiş bir usta. 1998'de bir ilke imza atarak soyu tükenmek üzere olan Bengal kaplanını çekmeyi başaran ilk Türk vahşi hayat fotoğrafçısı da o idi. Antartist Yayıncılık tarafından Türk Fotoğrafçıları Kütüphanesi başlığıyla yayımlanan dizinin 24'üncü kitabında Derbent'in çalışmalarına yer veriliyor.

Büyük kedilere merakınız nereden kaynaklanıyor?
Evde iki kedim var. Hep kedisever biriydim. Onlara çok hayranım. Bazen abartıp niye kuyruğumuz yok diye düşünüyorum. Onları çok estetik ve çok zeki buluyorum.

Büyük kedileri fotoğraflamak için ne sıklıkta seyahat ediyorsunuz?
Sponsorum olmasa da sürekli milli parklara gidiyorum. Artık Afrika'da kalacak yer gibi bir sorunum yok. Birçok arazi sponsorum var. Bugün dünyanın en iyi küçük oteli ödülü alan safari kampı dört yıldır sponsorum. Ona yakın kalitedeki bir başka kamp da yıllardır sponsorum. Broşürlerinde benim fotoğraflarım yer alıyor. Yılın dört-beş ayını milli parklarda geçiriyorum.

Bir seyahatin maliyeti nedir?
Hiçbir zaman 80-100 bin avronun altında olmaz. Çektiğim fotoğrafların kullanım hakları, kitapların telif hakları ve bununla ilgili PR çalışmalarına verdiğim destek de bu miktara dahil.

Seyahatlerde eşiniz size eşlik ediyor mu?
Bazen geliyor. 10 yaşına geldiğinde kızımı da götürdüm. Şimdi hep gitmek istiyor.

"Afrika'da tanınıyorum"
Kendiniz için belirlediğiniz bir hedef var mı?
Yeryüzünde 38 tür kedi var. Bunların yedi tanesi büyük kedi diye adlandırılır. İdealim, hatta var olma nedenim yedi büyük kedinin temel davranışlarını fotoğraflamak ve bunu bir kitap haline getirmek. Dünyada yedi büyük kediyi fotoğraflamış insan sayısı 20-25 civarındadır. Bunun kitabını yapmış insan sayısı ise sadece yedi. Ben yedi büyük kediyi fotoğraflayıp kitap yaptığımda dünyada bunu yapan sekizinci kişi olacağım. Afrika'da daha çok tanınıyorum. Açtığım sergiler daha çok ilgi görüyor.

Hep aynı bölgeye mi gidiyorsunuz?
Hayır. 60'tan fazla ülkeye gittim. Afrika kıtasını ortadan bir çizgiyle bölerseniz, çizginin altında kalan ülkelerin hepsine defalarca gittim. Kanada, Orta Amerika, Kosta Rika, Sri Lanka ve Hindistan'a da sürekli gidip geliyorum. Yeni projelerim kapsamında jaguar için Orta Amerika'ya, puma için Kuzey Amerika'ya, kar leoparı için de ya Pakistan'a Himalayalar'ın eteklerine ya da Güney Sibirya'ya gitmeyi planlıyorum.

İsrail'den büyük kamp
Park deyince aklımızda korunaklı, güvenli bölgeler canlanıyor. Çok da maceraya atılmıyorsunuz gibi geliyor.
Dünyada içinde soyu tehlikede olan türlerin yaşadığı hiçbir arazi sahipsiz değildir. Mutlaka milli parktır. Park deyince Türkiye'deki insanların gözünde küçük alanlar canlanıyor. Mesela Kruger Park İsrail'den büyük. Kosta Rika'daki milli parkta 15 metre mesafeyi yarım saatte yürüyorsunuz. Dalları keserek yürümeniz gerekiyor. Üzerinizde her an 25-30 kene ve sülük var. Karıncalar sizi yiyor. Buna psikolojik olarak uyum sağlamayı beceremezseniz, fiziksel olarak asla uyum sağlayamazsınız.

Tek başınıza mı gidiyorsunuz?
Asistanımla beraber gidiyorum. O kamerasıyla işin hikayesini görüntülüyor. Afrika kıtasında sürekli çalıştığım bir iz sürücüm ve rehberim var. Onunla artık arkadaş olduk. Tatillerinde Türkiye'ye gelir, beraber gezeriz.

İz sürücü ve rehber size nasıl yardımcı oluyor?
Bunlar bölgenin yerlileri oluyor. Toprakta iz sürebiliyorum. Gördüğüm izden hayvanın cinsini, yaşını belirleyebiliyorum ama belime gelen çalılık arazide izleri tanımlamak ve bulmakta zorlanıyorum.

"Afrika'da kamplar beş yıldızlı otel gibi"
Gittiğiniz yerlerde hep kamp mı kuruyorsunuz?
Bir kamp varsa orada kalmayı tercih ediyoruz, yoksa biz kuruyoruz. Bazen ormanda hiçbir şeyden haber alamadan çok uzun zaman geçiriyoruz.

Ne yiyip içiyorsunuz?
Kamplarda yerel hizmet oluyor. Afrika'da bu hizmet çok kaliteli. Beş yıldızlı otelden aşağı değil. Başka ülkelerde yemek pişiriyoruz. Ormanda bulduğumuzu yiyoruz. Bize çocukluğumuzdan bu yana doğayla mücadele etmek ve onu yenmek öğretildi. Bu çok yanlış. Önemli olan doğayla birlikte olmak, ona uyum sağlamaktır.

Teknolojiye karşı mısınız?
Hayır, teknolojiyi çok kullanan biriyim. Ancak kendimi en iyi hissettiğim yer doğa.

Yılın 12 ayı vahşi doğada bulunmayı hayal ediyor musunuz?
Tabii ki. Şehirden kopamamak gibi bir sorunum yok. Ancak para bu şehirde kazanılıyor.

Seyahatten döndükten sonra şehre adapte olmanız zor oluyor mu?
Evet. bir-iki ay bir leopar gibi düşünüp sonra buraya geldiğinizde çok zor oluyor.

 "Aslanlara dokunabilecek kadar yaklaştım"
Tutkunuz vahşi doğayla mı sınırlı?
İçinde yerleşimin olmadığı yerleri tercih ediyorum. Afrika'da bir söz vardır: "İyi bir iz sürücü hayvanın kendisi olur ve onu hemen bulur." Leopar arıyorsanız leopar gibi düşünmeniz lazım. Leopar gibi düşünebilmek için davranış kitapları okumanız, eğitim almanız lazım.

Kendi kendinizi mi eğittiniz?
Johannesburg'da vahşi kedilerin davranışlarına ilişkin eğitim aldım. Ne kadar doğru düşünürseniz onu o kadar kolay bulursunuz. Sabrı doğada öğrendim. Aslanları izleyerek strateji geliştirmeyi öğrendim. Hız, performans ve gücün doğru kullanımını çitaları izleyerek öğrendim. Soyu tehlikede olan türlerin yakından fotoğraflarını çekebilmek için riski azaltmanın yollarını araştırdım ve risk yönetimini öğrendim.

"Rahatsız etmem"
Büyük kedilerle ilişki kurduğunuzu hissediyor musunuz?
Göz göze geliyoruz ama onlar için pek bir şey ifade ettiğimi sanmıyorum. Bana ne kadar küçük olduğumu fark ettiriyorlar.

Kendinizi büyük tehlike altında hissettiğiniz oldu mu?
Hayır. Hepimiz işimizi yaparken kendimizi hayatın merkezinde hissederiz. Doğada öyle olmadığını öğreniyorsunuz. Hayvan davranışı bilgilerini riske ederek bir canlıya yaklaşıp iyi bir fotoğraf üretebilirim belki. Ama onu rahatsız etmek ikimizin de hayatını tehlikeye atmaktır.

Vahşi bir hayvana en fazla ne kadar yaklaştınız?
Üstü açık bir Land Rover'la aslanlara dokunabilecek kadar yakındım. Zaten biz yaklaşmıyoruz, onlar yaklaşıyor.