Gündem ‘Çıkmak istedik izin vermediler’

‘Çıkmak istedik izin vermediler’

31.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Akıncı sanıkları arasında yer alan Kurmay Yarbay Ömür Yongacı, o gece Albay Ali Durmuş’la Akıncı’ya gittiklerini anlattı. Yongacı, ‘Bir ara Yarbay Ermaya geldi. Ne olduğunu anlamaya çalıştık. Çıkmak istedik, müsaade edilmedi’ dedi

‘Çıkmak istedik izin vermediler’

FETÖ’nün darbe girişiminin merkez üssü Akıncı’da yaşananlarla ilgili açılan davanın sanıkları arasında yer alan, 2011 yılından itibaren MİT Müsteşarlığı nezdinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı kadrosu ile görev yaparken tutuklanan eski Kurmay Yarbay Ömür Yongacı’ya ilişkin, savcılık ve MİT arasında yapılan yazışmalar ortaya çıktı. MİT, Yongacı hakkında MİT Kanunu uyarınca izin alınmasına gerek olmadığına karar verdi.
Akıncı üssünde yaşananlarla ilgili 486 sanığın yargılandığı davaya bayramdan sonra devam edilecek. Davanın sanıkları arasında Kurmay Yarbay Ömür Yongacı’nın ifadesi ile MİT ve savcılık arasında yapılan yazışmalar davanın ek klasörleri arasında yer aldı.
‘İzin almaya gerek yok’
Buna göre Yongacı, sorgulandıktan sonra 18 Temmuz 2016’da tutuklandı. İfadesinde, “Halen MİT Müsteşarlığı’nda çalışmaktayım. Kadrom Hava Kuvvetleri’ndedir” demesi üzerine savcılık MİT’e yazı yazarak, Yongacı’nın MİT Kanunu uyarınca Başbakan iznine tabi personel olup olmadığının bildirilmesini istedi. MİT, Yongacı’nın TSK kadrolarında olup, müsteşarlık kadrosunda görevlendirilen MİT personeli olduğunu, ancak darbe teşebbüsü akabinde 16 Temmuz 2016’da mesaiye gelmemesi nedeniyle görevlendirilmesinin sonlandırılması amacıyla durumunun Genelkurmay Başkanlığı’na bildirildiğini, şüpheli hakkında MİT Kanunu uyarınca izin alınmasına gerek bulunmadığını bildirdi.
15 Temmuz gecesi Akıncı’da olduğu ortaya çıkan Yongacı, savcılık ifadesinde şunları anlattı:
“15 Temmuz akşamı Ali Durmuş albay aradı. Eve geldi. ‘Akşam harekât planlaması var, Akıncı’ya gelir misin?’ dedi. Kendisi gitti. Akşam 20.00’de aradı. ‘Yola çıkar mısın, ben seni yoldan alayım’ dedi. Akıncı’ya beraber gittik. Nizamiyeden kayıt yaptırmadan girdik. 143. filoya girdik. İçeriye girince benim düşüncelerimde kopmalar oldu. Ali albay başka bir yere gitti. Yemek odası gibi bir yer vardı. Ben orada oturdum. Yarbay Bircan Ermaya geldi. Olayı anlamaya çalıştık. Cep telefonlarımız yanımızdaydı. Dışarıya çıkmaya çalıştık ancak müsaade edilmedi. MİT’ten birilerini arayalım diye bir düşünce de olmadı.
Hakan Evrim, Kubilay Selçuk’u, 3-4 defa Orgeneral Akın Öztürk’ün gelip gittiğini gördüm. Saçma sapan bir kalabalık vardı. 16 Temmuz saat 9-10 civarında karşı duralım, teslim olalım diye tartışmalar vardı. Üssü terk edin diye anonslar geliyordu. Ali albaya ‘beni misafirhaneye götür, biri beni alsın’ dedim. Misafirhaneye gittik. 17 Temmuz’da polis özel harekâtı geldi. Araca bindirdiler.”

‘Köprüde tankları gördüm’

“Televizyona baktığımda İstanbul’da köprünün önünde tanklar olduğunu gördüm. Ankara’da Genelkurmay civarında tanklar olduğunu gördüm. Benim meşru hükümeti yıkmaya yönelik ya da anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerle bir bağım söz konusu değildir. 15 Temmuz akşamı telefonumun şarjı bitseydi ya da mesaide olsaydım telefonuma ulaşılamayacaktı, şimdi burada olmayacaktım.”

‘Evim adliye karşısında’ deyip tahliyesini istedi

Erzurum’da FETÖye üye olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan eski polis memuru Osman G. tahliyesini istedi.
Meslekten ihraç edilen Osman G. tutuklanarak Ağrı Cezaevi’ne kondu. Eski polis hakkında 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Duruşmada etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirten Osman G. “Evim adliyenin karşısında. El sallasalar görebilirim. Adli kontrol şartı ile de olsa tahliyemi talep ediyorum” dedi ancak talebi reddedildi.