25.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Yazarların yazdıkları hikâyeleri tren istasyonunda kısa süre duran yolculara satarak hayatlarını kazandığı ve 1970’li yılların anlatıldığı kitabından esinlenerek ‘Belki Okursun, Belki Yazarsın’ sloganıyla başlatılan projeyle ilgili Madak, “Yazan ve okuyan herkesin katılımlı olarak buluştuğu bir proje bu” diye anlatıyor.
Sepete kitap koyacaklar
Hikâye, şiir, deneme gibi türlerde yazanlar Belki Kitabevi’ne giderek, kendi el yazısıyla yazdığı bir metni kitabevinde bulunan sepetin içine koyarak projeye katılabiliyor. Kitabevi’ne gelen bir başka okur/yazar da, ziyareti sırasında sepetteki kâğıtlardan alıp projeyi devam ettirebiliyor.
‘Belki Yazarsın, Belki Okursun’ sloganıyla yola çıkan projenin hayata geçirilmesi için görüşülen çok sayıda yazar teklifi kabul etmiş. Aralarında Ahmet Büke, Yıldız İlhan, Kerem Işık, Semih Çelenk, Handan Gökçek ve Murat Şahin’in olduğu isimler öykülerini Belki Kitabevi’nin sepetine koyacaklar.
İkinci bir örneği yok
Sadece bir kez yazılacak, baskısı veya ikinci bir örneği olmayacak bu öyküler için yazarlar telif istemeyecek ve okur da para vermeyecek. Proje ile okur, yazar ve kitabevi arasında organik bir bağ kurulması hedefleniyor. Okurların aldığı öykülerin orijinali kendilerinde kalacak. Sene sonunda okurlar kabul ederse aldığı öykülerden birer Öykü Yıllığı oluşturulacak. Yıllıkta da “Bu öykü okurun ismine özeldir ve başka bir örneği yoktur” ifadeleriyle basılacak.