‘Django kahraman değil’

Fransa yapımı film, Reda Kateb’in canlandırdığı Reinhardt’ın 1943 Fransa’sında Nazilerden kaçma çabalarına odaklanıyor. Almanya’da bir turneye çıkmaya zorlanan ve hayatı için endişe eden Reinhardt’ın hikâyesini müziğin öne çıktığı bir örgüyle anlatan film, aynı zamanda yarışmada yer alıyor. Daha önce yapımcılık yapan Comar’ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu film, önceki yılların ‘Hail, Caesar!’, ‘The Grand Budapest Hotel’ gibi açılış filmlerine kıyasla Berlinale’ye zayıf bir başlangıçtı. Filmin ana karakterlerinden Louise de Klerk’ü canlandıran ünlü oyuncu Cécile de France, bu karaktere hayat vermeyi bir onur olarak nitelendirdi ve karakterin 1930’larda özgür davranan bir feminist olarak tanımladı. Klerk, filmde caz dünyasının içinde yer alan ve Reinhardt’a kaçmasında yardım eden bir karakter olarak filmde önemli bir yerde duruyor.

Sanatçı tutkusu

Kateb ise filmle ilgili olarak “Sanat ve müzik, her zaman insanları aktivistlere çevirmiyor. Ama dünyayı değiştiriyor. Çünkü dünyayı nasıl algıladığımızı, nasıl gördüğümüzü değiştiriyor” diye konuştu. Kateb, ayrıca Reinhardt’ın bu dönemdeki değişimine vurgu yaptı ve egoist bir adamdan başkaları için de bir şeyler yapan birine dönüştüğünü belirtti. Comar ise bu öyküde ona dokunaklı gelenin sanatçıların sanatlarını ve tutkularını kullanarak harekete geçmesi olduğunu söyledi ve “Django bir kahraman değil ama farklı yönlere gidiyor ve bu zor dönemde müziğini yapmaya çalışıyor. Sonunda yarattığı eser, onun bu döneme yanıtı” dedi.

Dün, ldikó Enyedi’nin yönettiği yarışma filmi ‘On Body and Soul’ da izleyiciyle buluştu. Budapeşte’de bir mezbahada geçen film, aynı rüyaları gören bir adam ve bir kadının yakınlaşmalarını konu alıyor. Film, insanlar arasındaki bağları zarifçe anlatmaya çalışırken odağını bulamayan bir dram olarak yarışmanın güçlü adaylarından biri değil.