Ekonomi ‘Geleceğimiz pozitif’

‘Geleceğimiz pozitif’

28.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “Türk bankacılık sisteminin, sermaye piyasalarının, sigortacılık sisteminin gidecek çok yolu var, önümüz açık. Bunları gördükçe geleceği pozitif satın alıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Geleceğimiz pozitif’

Aydın, yıl başından bu yana kredilerde geçen yıla nispetle bir artış yaşandığını, bu artışın geçen yılın son çeyreğinde başladığını söyledi.

Haberin Devamı

Buna iki yönlü olumlu bakılması gerektiğini ifade eden Aydın, bunlardan ilkinin reel sektörün kredi talebinin devam etmesi, ikincisinin ise bankaların kredi verme iştahının sürmesi olduğunu belirtti.

‘Küresel sıkıntı var’

Uludağ’daki Ekonomi Zirvesi’nde gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan Aydın, geçen yılın ilk çeyreğinde yaşanan yıllık bazda 120 milyar liralık miktarsal artışa karşın, bu yıl yıllık bazda 175 milyar liralık kredi büyümesi sağlandığını söyledi.

Küresel anlamda hala sıkıntıların yaşandığı bir dönemde ve yerel konjonktürel sıkıntılara rağmen sektörün bilançosunun her geçen gün daha fazla kredilerden oluşturduğunu belirten Aydın, “Bilançoda kredilerin payı yüzde 68. Bu zaten sektörün ülkeye olan güvenini gösteriyor. Bizim devlete verdiğimiz borç azaldığı için ek likidite yaratma imkanımız da arttı.

Haberin Devamı

2000’li yılların başında bilançonun yaklaşık yüzde 20’si kredilerden oluşurdu. Bilançosunun yaklaşık yüzde 70’ini reel sektöre kredi olarak kullandırmış bankacılık sektörünün reel sektöre ve ülkeye bakışı pozitiftir.

Şimdi hem sermaye yeterliliğimiz hem reel sektörün kredi talebi güçlü, bankalar asli faaliyetini yapıyor” diye konuştu.

‘Düşük notun etkisi az olur’

Kredi derecelendirme kuruluşlarının bankaların notlarını düşürmesinin borçlanma maliyetlerini fazla artırmayacağını ifade eden Aydın, konuya ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “Kredi derecelendirme kuruluşlarının not indiriminden kaynaklı faizlerde bir artış yaşanacak. Ancak bunun etkisi 30-40 baz puan olacak.”

Mevduatın fiyatlamayı değiştireceğine dikkat çeken Aydın, “Taban mevduat da enflasyonla birlikte değişiyor. Ülkedeki tasarrufların en çok mukayese edilmesi gereken şey, enflasyona göre korunup korunmadığıdır. Enflasyon yükselince maliyet artıyor. Tabii buna bir de aracılık maliyetini etkileyen yükleri ve riskleri etkilemek gerekir” şeklinde konuştu.

Finansal piyasayı büyütmek gerek!

“Türk halkı bir tane konutu varken, ikinci konut yerine tahvil almaya, hisse senedi ya da menkul kıymet almaya daha yeni başlıyor” diyen Aydın, tasarrufların geliştirilmesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Bu bizim kültürde yeni. Sermaye piyasaları fon arayıcılarına daha uzun kaynak temin eder. Türkiye finansal büyüklük bakımından bankacılık sektörünü dışarıda bırakırsak oldukça küçük, hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelere göre. Şu anda gelişmekte olan ülkeleri yakalayan tek yapı bankacılık sektörü. Sermaye piyasaları, leasing, sigortacılık, faktoring mukayeselere konu edilemeyecek kadar küçük. Biz bu alanları büyütemediğimiz müddetçe hep bankacılarla konuşursunuz. Bankaların sermaye piyasaları kadar uzun vade yapması mümkün değil.”