Gündem "İçimizdeki o gücü hatırlatmak istedik"

"İçimizdeki o gücü hatırlatmak istedik"

27.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’deki LGBTİ haklarıyla ilgili en önemli yayınlardan Kaos GL dergisinde tam 20 yıl boyunca çizimleriyle yer alan sanatçıların eserleri bir sergide buluşuyor...

İçimizdeki o gücü  hatırlatmak istedik

İstanbul Cihangir’de bulunan Ark Kültür, bugünden itibaren 7 Şubat 2016’ya dek ‘Gelecek Queer’ adlı sergiyi ağırlıyor. Sergide, geçen 20 yılda Kaos GL sayfalarında çizimleriyle yer alan, aralarında Ahmet Öğüt, CANAN, Erdem Taşdelen, Erinç Seymen, Fulya Çetin, Susanne M. Winterling’in bulunduğu sanatçıların eserleri izleyiciye sunuluyor.

Haberin Devamı

Bununla birlikte Kaos GL arşivinden de geniş bir seçki var. Çoğu Kaos GL’nin kurucularından Ali Erol’a yazıldığından “Sevgili Ali Bey,” diye başlayan, kimi iç dünyasını anlatan kimi “Kendimi bir uzaylı gibi hissettiğim anda derginizi gördüm içim rahatladı, demek ki dünyada bir tek ben değilim,” diyen okur mektupları arşivin en vurucu kısmı. Kaos GL’nin kesip yapıştırılarak hazırlanmış ilk sayılarından örnekler, ana akım medyada LGBTİ bireyler hakkında çıkan haberlerden bir seçki ve Sokak, Parmak gibi dergilerin ciltli sayıları da arşiv seçkisinde izleyici bekliyor.



Küratör Övül Durmuşoğlu, “Bu serginin güzel ve cesaretli bir başlangıç olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘Gönül borcuydu’

Haberin Devamı

Sergiyi hazırlayan küratör Övül Durmuşoğlu’yla seçkiyi ve çıkış noktalarını konuştuk.

- Bu serginin fikri nereden çıktı?

Teklif Kaos GL’den geldi. Daha önce Kaos GL’ye yazı yazmışlığım var ama uzak mesafeli bir ilişkiydi hep bu teklifle dernek bana gelmiş oldu. Benim için gönül borcuydu. Ayrıca bu yıl büyük kayıplar yaşadık. Serginin Boysan ve Zeliş’i kaybetmemizin üstüne gelmiş olması da benim için anlamlıydı. Onlar kadar bilmediğimiz duymadığımız tüm kayıplara gönül borcu olarak yaptık. Gezi’den bu yana insanların bir araya geleceği etkinlikler düzenlemeyi önemli görüyorum. Bu sergide de bir platform oluşturmak amacıyla konuşma ve ders programı düzenleyeceğiz. Şu an çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Unuttuğumuz birçok şey var, burada içimizdeki gücü tekrar hatırlatmak istiyorum.

- Sanatçıları nasıl seçtiniz?

Bu serginin güzel ve cesaretli bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki tüm queer hareketini kapsaması gibi bir iddiamız yok ama bir yerden başlamak gerek. Queer kültürün görsellikle olan ilişkisini de daha farklı şekilde kurabiliriz. Tabii ki sergide ağırlık olarak kendini gay ve lezbiyen olarak tanımlayan sanatçılar var. Ancak kendini eşcinsel olarak tanımlamayan ama queer hareketin yanında yer alan sanatçılar da sergide bulunuyor. Bu birlikteliği ve yan yana duruşu da önemsiyorum.

Haberin Devamı

- Serginin başlığından biraz söz eder misiniz?

Gelecek Queer söylemi Queer teoride çok bahsettiğimiz Jose Munos’tan gelen bir söylem. Munos, queer’liğin tamamlanabilir bir kimlik olmadığını bu yüzden de aslında bir kimlik olmadığını, bir potansiyel oluş, devam ediş, bir gelecek olduğunu söylüyor. Ve diyor ki eğer gelecek queer’se o zaman o geleceği daha iyi kurmak için bugün içinde bulunduğumuz anın üstünde daha çok çalışmalıyız. Bu dönemde bu düşünceyi hatırlatmak istedik.

İçimizdeki o gücü  hatırlatmak istedik

Gözde İlkin - ‘Uzlaşma Bahçesi’