Gündem ‘İnançla kuşanmış’ askerin öyküsü

‘İnançla kuşanmış’ askerin öyküsü

05.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Mel Gibson yönettiği ‘Hacksaw Ridge’le savaşta silah tutmadan sergilediği kahramanlıkla Onur Madalyası alan gerçek bir askerin hikayesi üzerinden Hristiyan değerlerini yüceltiyor

‘İnançla kuşanmış’ askerin öyküsü

Sinema dünyasının en tartışmalı isimlerinden Mel Gibson, 73. Venedik Film Festivali’nde yarışma dışı gösterilen ve yönetmenliğini üstlendiği ‘Hacksaw Ridge’le bir kez daha Hristiyan inancının sesi oluyor ve gerçek bir askerin hikayesi üzerinden bu değerleri yüceltiyor. En son 2006’da ‘Apocalypto’da yönetmenlik yapan Gibson, 10 yıl sonra yönetmen koltuğuna oturduğu ‘Hacksaw Ridge’le vicdani ret hakkını kullanan ve cepheye gidip yaptığı kahramanlıkla madalya kazanan gerçek bir askerin hikayesi üzerinden Hristiyan inancının gücünü göstermeye çalışıyor.

İsa figürü

2. Dünya Savaşı’nda orduya yazılan ve Hristiyan inancı nedeniyle silah tutmayı reddeden Desmond T. Doss (Andrew Garfield), başta orduda kabullenilmiyor ama bir şekilde tıbbi görevli olarak cepheye ulaşıyor. Savaşta ise silah kullanan arkadaşlarını önceki davranışlarından dolayı utandıracak bir tür İsa figürüne dönüşüyor.

Gibson, savaş karşıtı bir filmin konusu olabilecek öldürmek değil, yaşatmak isteyen bir adamın bir vicdani ret öyküsünden Amerikan askerlerini yücelten, Japonya’nın askerlerini canavar gibi gösteren bir film çıkararak çelişkilerin en büyüğünü sunuyor. Uzun savaş sahnelerinde vahşeti göstermedeki iştahıyla karşı çıktığı şiddeti de ziyadesiyle sunan filmin etik problemlerini ve güzelleme yaptığı değerleri bir yana bırakırsak Gibson, yönetmenlik anlamında da kariyerinin en zayıf filmlerine imza atıyor. Film, dokunaklı olmaya çalışırken gülünçlük sınırında gezinen sahneler barındırıyor.

‘Basit bir adam’

Gibson, filmin basın toplantısında bu hikayeye ilgi duyma nedeni olarak “Sıradan bir adamın sıradışı şeyler yaptığı olağanüstü koşullar bence efsane bir hikaye yaratıyor. Doss, savaşa sadece inancıyla kuşanmış olarak gidiyor ve akıl almaz bir kahramanlık sergiliyor” dedi.

Filmde rol alan Andrew Garfield’a şu anda yaşanan İslami teröre karşı Doss’un yolunu seçip seçmeyeceği soruldu. Bunun kolay bir yanıtı olmadığını söyleyen Garfield, “Doss, basit bir adamdı ama başka birinin hayatını almaması gerektiğini biliyordu” dedi.

Haberin Devamı

Yarışmada güçlü bir film

Altın Aslan ödüllü yarışmada ise dün Arjantin yapımı Gaston Duprat ve Mariano Cohn’un yönettiği ‘El ciudadano ilustre’ gösterildi. Basın gösterimi fazla ilgi görmeyen film, yarışmanın en iyi gizlenmiş değerlerindendi. Filmin ana karakteri Nobel Ödülü almış Avrupa’da yaşayan yazar Mantovani. Yazar, övgülerden ve törenlerden bunaldığı bir dönemde Arjantin’de büyüdüğü küçük bir kasabadan aldığı davete katılmaya ve 40 yıl sonra büyüdüğü kasabaya dönmeye karar veriyor. Film hiç kaybetmediği mizahı, zekice senaryosu, izleyiciyi kibir ve cahillik arasında taraf değiştirmeye yönelten metniyle, yarışmanın sunduğu en güçlü filmlerden biriydi.