Gündem ‘Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak’

‘Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak’

09.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz sonrası yaşananları yorumlayan Kaynak, “Bu süreçte kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak” dedi. Kaynak, AB’nin mülteciler konusunda samimi olmadığını belirtti

‘Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak’

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, KKTC’ye yaptığı ziyaret sonrasında Milliyet’in sorularını yanıtladı. Kaynak, 15 Temmuz’dan sonraki sürecin “Milletin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin istiklal mücadelesi” olduğunu belirterek “Bu süreç hiç kimsenin gözünün yaşına bakılacak bir süreç değildir” dedi.

Haberin Devamı

Kaynak, “FETÖ, en az 40 yıl bu işler için çok ince hesaplarla çok değişik çalışmalarla böyle bir yapı inşa etmiş. Bunlarda takiye, soru çalma, makama getirme, ticaret, askeri, bürokratik, mülkiye boyutu var. Yani her şey var bunlarda” dedi. “15 Temmuz darbe girişiminde Türk milletinin kahramanlık yaptığını” kaydeden Kaynak, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın basiretli ve cesaretli davranmasıyla Türkiye’nin bir iç savaştan kurtulduğunu” belirtti. Kaynak, “FETÖ başarılı olsaydı, Suriye’den daha kötü iç savaş yaşıyor olacaktık. Bu yapı içinde yer alan kişilere gösterilecek merhamet masumlara, gelecek nesillerimize, çocuklarımıza zulüm demektir” dedi.

‘Çoktan gereği yapılırdı’

Haberin Devamı

Kaynak, şunları söyledi: “ByLock ile ilgili ilk tespit edilen liste 53 bin kamu görevlisiydi. Yaklaşık kullanıcının 180 binlere ulaştığı, istihbarat teşkilatımızın bu rakamlara ulaştığı söylendi. Benim bilgim şu, ByLock kullanıcılarının 18 milyon mesajı ya da 18 milyon satır mesajı MİT tarafından şifresi kırıldığı için tespit edildi. Bu mesajların tamamı da soruşturmayı yürüten yargı merciine iletildi. Mesajın içeriği mesajda ne kadarı suçlu ne kadarı masum bunları doğru olarak hukuk düzenimiz, yargı makamı takdir edecektir. (Bazı Bakanların ByLock kullandığı iddiaları) Bakanlarla ilgili iddia soyut bir iddiadır. (İddiaları) Darbe girişiminde bulunan yapıyla mücadele etmekteki en asli görevli olan hükümeti ve hükümeti oluşturan Ak Parti grubunu hedefinden saptırmaya girişimi olarak değerlendiriyorum. Bylock ile ilgili bilgiler istihbarat birimlerimizde ve yargı mercilerinde var. Bizlere, Bakanlara sadece kamu görevlileriyle ilgili tasarrufta bulunurken Fetullahçı Terör Örgütü’ne mensupları tespit etmek amacıyla yardımcı olabilsin diye her Bakan’a kendine bağlı kurumlarla ilgili listeler verildi. Böyle bir hadise olsa çoktan gereği yapılırdı.

‘17-25 Aralık şans oldu’

“17-25 Aralık, Ak Parti için çok önemli bir şans oldu. 17-25 Aralık’ta mensubiyeti çok açıkça belli olanlar istifa ettiler. Sonra yerel seçimler dolayısıyla yerel yöneticiler yani belediye başkanları, il genel meclisi üyeleri üzerinde titizlikle çalışıldı. Bunlar da tasfiye edildiler. Daha sonra Ak Parti önce ilçe ve il kongrelerini yaptı. Ardından büyük kongresini yaptı. Yine tereddüt ettiği kişiler konusunda tasarrufta bulundu. Sonra genel seçimler geçirildi. Ak Parti’de böyle bir unsurun bu kadar süreç içinde barınmasının mümkün olmayacağını düşünüyorum. Ancak takiyeyi çok iyi beceren, kendini çok iyi gizleyebilenler varsa buna bakan dahil en son noktadaki üye dahil, bunların tamamı da aynı muameleye maruz kalacaktır. Kimseye tolerans gösterilmeyecektir.”

Haberin Devamı

‘ABD’nin işi ağırdan alması anlaşılır değil’

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “ABD’nin bu coğrafyada en eski müttefikiyiz. ABD’nin bu süreçte işi ağırdan alması anlaşılır değil. Deniliyor ki, ‘yargı mercilerimiz var.’ Ama bizim ikili anlaşmalarımız var. En azından Adalet Bakanlığı’mızın gönderdiği bilgi üzerine FETÖ liderinin geçici olarak tutuklanması gerekir. Bu konuda çok umutlu değilim. ABD, belki içerisinde yaşadığı seçim sürecinin etkisiyle işi olağanüstü ağırdan alıyor. Bu hadisenin iki boyutu var. 15 Temmuz ve 15 Temmuz öncesi boyutu ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, ABD’ye 85 koli evrak gönderildi. Bunların dışında da 15 Temmuz sonrasına ilişkin çalışmalar yapıldı. Şunu herkesin bilmesi anlaması gerekir, Türkiye’nin demokrasisi sadece Türkiye için gerekli değil. Türkiye’nin demokrasisi, kurumlarının anayasal sistem içerisinde işler halinde tutulması sadece Türk milleti için değil bu bölge için çok önemli. Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar için önemli. Avrupa için önemli. Avrupa’nın güvenliği Türkiye’den başlar. Bunu son mülteci akımları da bütün dünyaya gösterdi” dedi.

‘İlgilenmediler’

“Türkiye’nin parlamentosu bombalandı. Parlamentonun bombalanması bütün milletin hedef alınması demek” diyen Kaynak, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na suikast düzenlenmek istendi. Türkiye’nin Başbakanı’nın o gece arabası askeri kıyafet giyen teröristler tarafından tarandı. Şehitlerimiz yaralılarımız oldu. Daha ne olacaktı? Batılı dostlarımız Türkiye’nin demokrasisinin saldırıya uğrayıp uğramadığından değil darbecilerin işkenceye uğrayıp uğramadığından kaygılılar. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Türkiye, Ak Parti döneminde asla kimseye işkence yapmamıştır. Darbecilere de yapmamıştır. Bizi üzen hadise işkence yapılıp yapılmaması değil bununla ilgilenilmesi ama Türkiye’deki kalkışmayla ilgilenilmemesidir. Dünya basını, batı basını Gezi olaylarındaki hassasiyetini maalesef bu darbe girişiminde göstermedi. Bizim milletimiz bir kez daha kahramanlık yaparken, bizler bir kez daha tarih yazarken sanki darbe niye başarılı olamadı ki sorusunu kendilerine sormaya başladılar. Türkiye’nin istikrarını kaybetmesi dünyada hangi sorunlara yol açabileceğini düşünmek bile insanı ürpertiyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘500 bin mülteci çocuğa eğitim’

Suriyeli mültecilerin son durumu ile ilgili de açıklamalar yapan Kaynak, “Bu sene 960 bin çocuğun 500 bini eğitim sistemimize dahil olacak” dedi. AB’nin vize konusunda yeni şartlar ortaya koyması sonrasında kabul anlaşmasının fiilen askıya alındığını kaydeden Kaynak, “Geri kabul anlaşmasının ilanından itibaren, Ege Denizi’nden Yunanistan’a günlük ortalama 2 bin mülteci geçişi varken, geri kabul anlaşmasının verdiği umutla bu rakam günlük 20’lere kadar düşmüştü” dedi.

‘AB samimi değil’

Mülteciler konusunda Türkiye’nin yalnız bırakıldığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Kaynak şunları söyledi; “Bugüne kadar bütün dünyadan gelen katkılar 510 milyon dolardır. Türkiye Cumhuriyeti devleti ise kendi bütçesinden 12.5 milyar dolar harcama yaptı. Benim gördüğüm bir hadise var. Avrupa Birliği bu hususta samimi değil. Mülteciler Türkiye’de kalsınlar ve onlara temin edilecek bir kaç milyar, milyon neyse onunla Türkiye idare etsin. Bu parayı Türkiye’nin bütçesine istediğimiz aldığımız da yok. Bu para mülteciler için harcanacaktır. AB veya diğer ülkeler mülteciler için yardım etse de etmese de bizler mültecilere yardım edeceğiz.”

‘Fırat’ örneği

Suriye’de bir güvenli bölge oluşturulması gerektiğini yenileyen Kaynak, “Bu yardımlar yerine mültecilere orada köyler kurabiliriz” dedi. Oluşturulacak köylerde küçük tarım ve başka alanlarda işletmelerin kurulabileceğini ifade eden Kaynak, “İnsanlar oralarda yaşarlar. Türkiye bunun ispatını kurban bayramı öncesi başlayan Fırat Kalkanı harekâtıyla göstermiştir. Boşalan Cerablus’a, DEAŞ’tan temizlendikten sonra Kurban Bayramı’nda 25 bine ulaşan giden sayısı bugün 80 binlere ulaştı. İnsanlar gerek Türkiye’den gerek Suriye içinden gerek başka yerlerden kendi evlerine döndüler. Bu işlerin çözümü mültecilerin, mülteci olmalarına sebep olan yerde sorunlarının çözülmesidir” dedi.

Haberin Devamı

‘KKTC’den bir endişemiz yok’

KKTC’nin 15 Temmuz’dan sonra Anavatanı ile ortak refleks gösterdiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Kaynak, “KKTC Cumhurbaşkanı ve hükümeti Türkiye’nin yanında olduklarını belirttiler. Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı, ‘Türkiye için tehlike olan FETÖ yapılanması bizim için de aynı’ dedi. Bizim bu konuda da bir endişemiz yoktur” diye konuştu.

Yazarlar