“Umut vermek güzel”

* Çocukluğunuz nerede geçti?
İzmir doğumluyum. İlkokul ve liseyi Bursa’da okudum. Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü kazanınca da İstanbul’a geldim. 5-6 senedir burada yaşıyorum.

* İstanbul’la ilk ne zaman tanıştınız?
Şehri merak edip çok önceden gelmiştim, okulla birlikte de temelli yerleştim.

* Ne kattı size İstanbul?
Bir oyuncu olarak çok keyif aldığım, mutlu olduğum, bana çok şey düşündüren ve hissettiren bir şehir. O yüzden İstanbul’un beni çok beslediğini düşünüyorum. Klasik bir cümle ama öyle.

* Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Lisede ortaya çıktı. Ondan önce ilkokulda tiyatroyla tanışmış, sevmiştim. Sonra çok başka şeylerle ilgilendim. Ne istediğime karar verme sürecim biraz uzun sürdü.

* ‘Bir Çocuk Sevdim’ den önce bir dizi projesinde yer aldınız mı?
‘Ezel’ in son bölümünde oynadım. Bir de ‘Vücut’ filmini çektik. Ondan önce de okul vardı.

* Dot Tiyatrosu’nda oyunculuğa okul yıllarında mı başladınız?
Evet. Dördüncü sınıfın başlarındayken bir yandan okula, bir yandan da koşarak provalara gidiyordum. Çok yoğun geçiyordu. Okul bitince rahatladım. Dizi yapabilmem o yıllarda imkansızdı. Okurken dizide oynamayı tercih edenler var ama ben eğitim alıp kafamda bazı taşları oturduktan sonra başlamak istedim. Profesyonel olduktan sonra bir şeyler yapmak istedim.

* Yeni oyununuz ‘Beautiful Burnout’ ile sahneye çıkmaya hazırlanıyorsunuz...
Aralık gibi oyun çıkar diye düşünülüyor. Bir senedir boks antremanlarına gidiyoruz. Provalar devam ediyor. G-Mall’daki Dot’un yeni sahnesinde oynayacağız. Herkesin inancı tam, motiveyiz. Çok çalışıyor, çok kafa yoruyoruz.

“Sinan, Mine’den vazgeçmeyecek”

* Gelelim diziye. Mine’nin evlenmesi Sinan’ı nasıl etkileyecek?
İkisi arasındaki aşk bitmediği için, onu bulup geri kazanmaya çalışacak.

* Bambaşka bir kadın var artık karşısında...
Evet. Belki o da bambaşka bir şekilde kendini anlatmaya çalışacak. Ama Mine’den vazgeçmeyecek. Çünkü karşınızdaki insan ne yaparsa yapsın, aşıksanız vazgeçemiyorsunuz. Birbirlerine ulaşmaya çalışacaklar. Özelllikle Sinan daha çok ulaşmaya çalışacak.

* Sinan nasıl bir rol sizin için?
Monoton giden, üç sıfatla oynayabileceğim bir rol değil. Çok keyif alıyorum. Yaşayan bir karakter olduğunu düşünüyorum.

* Çetin Tekindor’la aynı sette olmak, karşılıklı oynamak neler hissettiriyor?
Aynı setin içinde, provalarda defalarca beraber oluyoruz. Artık “Çetin Abi” deme yakınlığını hissediyorum. Bambaşka bir his. Çocukluğunuzdan beri hayranlıkla izlediğiniz, saygı duyduğunuz ve bir o kadar da sevgi duyduğunuz bir insanla aynı settesiniz. Öyle bir ustayla aynı karenin içinde olmak heyecan veriyor insana, şanslı hissettiriyor.

* İzlenen bir dizide, iyi oyuncularla başlamak tedirginlik yaratıyor mu sonrası için?
Şu an bu dizi bana çok samimi, dürüst ve özgün geliyor. O yüzden de mutluyum. Bundan sonrası için kaygım yok. Tam tersi çok güzel bir işle başladım ve aynı şekilde devam edecek diye düşünüyorum.

* Set dışında neler yapıyorsunuz?
Setten provaya gidiyorum, provadan çıkıp, yemek yiyip uyuyorum. Onun dışında pek bir şey yapmıyorum. Gitar çalıyorum kendi çapımda. Müzik oyunculuktan sonra beni en çok besleyen şey. Müzik dinleme, kitap okuma ve film izleme üçlüsünü yapmaya çalışıyorum. Bir şeyler yazıyorum, keyifli oluyor. Okuldayken bir tiyatro oyunu yazmıştım, oynamıştık. Aynı ekip yeni bir oyun için çalışmalara başlayacağız.

“Amacım ödül almak değil”

* ‘Vücut’ filminde kendinden yaşça büyük bir porno yıldızına aşık bir genci canlandırıyorsunuz. Ve bu rolle Adana Altın Koza’da ‘Umut Veren Genç Oyuncu’ ödülünü aldınız...
Ben bu hissi ilk kez ‘Punk Rock’ oyununu oynadıktan sonra hissettim, güzeldi. Biri Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde ekipçe aldığımız ödül, diğeri de Sadri Alışık Ödülleri’nde aldığım ödül. O his çok güzel. Bir de sinema filmiyle böyle bir ödül almak ve insanlara umut vermek güzel. “En azından umutlu bir vakayım” diye kendimi mutlu hissediyorum. Ama ödül almak amacım olmadı hiçbir zaman.

FavorileriEn son okuduğu kitap: Richard Bach, ‘Hipnozcu’
En son izlediği film: Salgın
En son izlediği oyun: Orphans/Öksüzler
Sevdiği şarkılar: The Strokes ‘Hard to Explain’, Johnny Cash ‘Hurth’