Cadde YURT DIŞINI DENEYECEK

YURT DIŞINI DENEYECEK

08.03.2013 - 20:08 | Son Güncellenme:

Yeni dizisi ‘Beni Böyle Sev’ ve ‘Çehov Makinesi’ oyunuyla aramızda Alper Saldıran.

YURT DIŞINI DENEYECEK

Oyunculuğu okul sıralarında deneyen Saldıran, turizm sektöründe çalışırken yıllar sonra sahnelere dönmüş. Oyuncu, “Avrupa’daki, Amerika’daki cast direktörleriyle görüşmeye başladım. En azından deneyeyim, olur veya olmaz” diyor

Haberin Devamı

Ömer adlı karakteri canlandırıyorsunuz...
İlginç bir hikayesi var dizinin. Ömer, mimarlık öğrencisi. Varlıklı bir ailenin çocuğu ama o hayatın daha çok içinde olmak isteyen biri. Fotoğrafla ilgileniyor. Fotoğrafa da ben o vizörle o hayatın anlarını yakalamak istiyorum diye bakıyor. Böyle bir düşüncesi var, hayatın içinde olmak için yaptığı bir şey. Böyle bir zevk bulmuş kendine. Ailesi tabii bunu anlayamıyor, neden böyle diye. Öyle çok bir çatışmaları da yok, kendi halinde biri.

Peki karakter olarak sizinle bir yakınlığı var mı?
Biraz zıt bir karakter. Evet.

Dizinin yanı sıra ‘Çehov Makinesi’ adlı oyunu oynuyorsunuz. Zor olmuyor mu peki ikisi bir arada?
Ben bu işe başladığımdan beri yalnızca bir işe odaklanma olmadı. Devir çok hızlı, artık bünyem buna alıştı.

Haberin Devamı

Kamera karşısında mı sahnede mi daha rahat hissediyorsunuz kendinizi?
Sahne sanırım.

Turizmden dizilere
Otelde staj yaparken tesadüfen reklam yönetmeniyle tanışmanız, reklam filmine kadar ilerlemiş. O gün o fırsatla karşılaşmasanız da oyunculuğa yönelir miydiniz?
Oyunculuğa yönelmemi sağlayan olay o değil. O öyle bir renk. Asıl çocukken başlamış. Yuvada okurken yedi piyes oynandı ve yedisinde de bana rol verdiler. Sonradan tabii araya zaman girdi. Ortaokul, lisede biraz ben böyle içime kapandım. Sonra “Allah Allah” dedim, “Demek ki bunlar bende bir şey gördü.” Turizm okuyordum. Turizm sektöründe çalışıyordum, bıraktım orayı. Her gün kayalıklara iniyordum sahile. Düşün, düşün, düşün... Sonunda niye ben bunun peşinden gitmiyorum dedim. O zaman 19 yaşındaydım.

Fare fobisi varBiraz kendinizden bahseder misiniz?
Sakin bir insanımdır. Sakin, normal...

İlginç takıntılarınız, değişik hobileriniz var mı?
Fare fobim var. Nefret ederim, görünce ortalığı birbirine katarım. Bir de kadife koltuklar olur ya onlara da dokunamam.

Sporla ilgileniyor musunuz?
Çocukken yüzme yaptım, sonra karate yaptım, ondan sonra patene merak sardım. Ekstrem sporlara yatkınım. Sörf yaptım, rüzgar sörfü, katamaran. Son 1 yıldır at biniyorum. Çok güzel bir şey, iki canlının bir arada yaptığı tek spormuş bu.

Haberin Devamı


Set dışında zaman buldukça, günlük hayatınızda neler yapıyorsunuz?
Şu tempoda bir şey yapamıyorum. Evde oturmayı tercih ediyorum. Film izlerim, kitap okurum.

Geceleri dışarı çıkar mısınız?
Çıkamıyorum. Vakit yok zaten, çok da çıkmam. Ben gideyim bir yere müzik dinleyeyim havasındayım. Öyle bir yerde kalmadı çok İstanbul’da.


Bundan sonraki süreçte sizi dizide mi daha çok göreceğiz sinemada mı?
Hepsinde görürsünüz inşallah. Biraz da artık şöyle düşünüyorum, Türkiye dünyanın maksimum yüzde 5’i, yaptığım iş de her yerde yapılabilecek bir iş. Tabii ki bir müzisyen kadar değil, çünkü müzisyenin konuşmasına da gerek yok. Dil girince biraz zor oluyor. Ama ufak ufak ben Avrupa’daki, Amerika’daki cast direktörleriyle de görüşmeye başladım. Öyle bir şey deneyeyim diyorum. En azından deneyeyim, olur veya olmaz.

ÖNCELİĞİ RAHATLIK

Giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Hep şey derler, rahat mı olmalı şık mı olmalı. Ben “Neden ikisi bir arada olmasın?” diyorum. Çok şık bir pantolon olur ama rahat değildir, onu almam. Rahatlığa önem veririm.

Haberin Devamı

Asla giymem dediğiniz bir şey var mı, deri pantolon gibi mesela?
Valla ben asla giymem derim de... Rol icabı giyeriz ama tabii günlük hayatımda deri pantolon giymem.