Gündem ‘Ölüm daha mı kıymetli?’

‘Ölüm daha mı kıymetli?’

26.10.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uzman psikolog Çiğdem Yumbul, Soma’da yaralı olarak kurtulan ve hâlâ madende çalışan işçilere dikkat çekti, ‘Onlara çok az destek verildi’ dedi

‘Ölüm daha mı kıymetli’

Boğaziçi Üniversitesi tarafından hazırlanan ‘Soma İş Cinayeti Gözlem ve aktarım Ön Raporu’nda babasını kaybeden çocuklara gelen hediyelerin, babasını kaybetmeyen çocuklarda, “Keşke benim de babam ölseydi de bana da hediye gelseydi” tepkisine neden olduğunun ortaya konulmasının ardından alanda çalışan ‘Afetlerde Psikososyal Hizmet Birliği’nden Proje Koordinatörü Uzman Psikolog Çiğdem Yumbul da Soma’da sisteme zarar verildiğini söyledi.

‘Es geçilenler var’
Yumbul, Soma’da faciadan 5 ay sonra yaşanılanları ve yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
- “Afetlerde Psikososyal Hizmet Birliği olaydan hemen sonra koordine oldu. Burada çalışmaya başladık. Ben de son 2 aydır buradayım, proje koordinatörü olarak çalışıyorum. Hem danışanlarımızdan hem de köylerde öğretmenlerimizle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde biz de yapılan yardımlar nedeniyle çocuklar ve aileler arasında Boğaziçi Üniversitesi’nin raporunda belirtildiği gibi bir gerginlik yaşandığını gözlemledik.
Faciadan hemen sonra ihtiyaç analizi yapılmadan bir sürü kişi iyi niyetlerle destek vermek için buraya geldiler. Bir deprem bölgesine mesela kıyafet gibi yardımlar yapılabilirken Soma’da böyle bir durum söz konusu değil. Bu afetin doğası çok farklı... O yüzden bu desteklerin bir elden çıkmamış olması, örgütlü bir çalışma olmadan yardımların dağıtılıyor olması buradaki sisteme zarar verdi. Özellikle çocuklar ve ailelerin bu konudan müstarip olduğunu biliyoruz.”
- “301 vefat eden kişinin aileleri tabii ki çok acı yaşadı. Ama bir o kadar hatta çok daha fazla arama-kurtarma faaliyetlerinde çalışmış kişilerin maruz kaldıkları korkunç travma var. Bir de kurtulanlar ya da kurtulup bir de ardından arama-kurtarmaya katılmış olanlar var. Bu kişiler genellikle es geçildi. Hatta biz bunların listelerine ulaşmakta çok güçlük çektik çünkü liste bilinmiyor. Kulaktan kulağa biz bu kişileri saptıyoruz taramalarımızda, köylerde, hanelerde...”

‘11 bin kişi etkilendi’
- “Etkilenen kişi sayısı 11 bin. Mesela emniyet müdürleri, soğuk hava deposunda çalışan kişiler, jandarma vesaire, bunlar da çok etkilendiler. Ancak arama kurtarmada çalışan ve yaralı çıkan işçilere, vefat eden 301 kişinin ailesine yapılan yardım yapılmadı. Bildiğim kadarıyla AFAD, bütün Türkiye’de yapılan bağışları toplayıp 301’e bölüp sadece bu ailelere verdi. Fakat diğer taraftan mağdur birçok işçi var. Hâlâ madende çalışmak zorunda işçiler var. Bunlara çok az destek olundu. Böyle olunca ‘Ölüm mü daha kıymetli?’, ‘Bu insanlar bunu almayı hak etmeleri için ölmeleri mi gerekiyor?’ duyguları yerleşti.”

‘Yan evdeki çocuğa yardım yok’
- “Çocuklarda da şöyle şeyler gördük. Mesela Soma’nın bir köyündeki çocuğa laptop’undan bilgisayarına, envai çeşit oyuncağından bisikletine kadar bir sürü şey veriliyor; yan evdeki çocuğun babası arama-kurtarmadan yaralı çıkmış ama ona hiçbir şey gitmiyor. Afet bölgelerinde yardım yapılırken olan sistemi bozmadan yapmak çok önemli. Bu maalesef Soma’da yapılmadı.”

‘Dengesiz ve düzensiz yapıldı’
- “Herkes iyi niyetle bir şey yapmaya çalıştı ama öncelikli olan çocuklara eğitim desteği, ailelere istihdam sağlanması iken hediyeye yönelik yardımlar yapıldığında çocuklardan gerçekten, ‘Keşke benim de babam ölseydi’ diye duyduk. Bir de çokça şöyle şeyler oluyor: Bir köydeki çocuğa tablet veriliyor, o tableti kullanmayı bile bilmiyor. Tabii o da güzel verilsin ama öncelikli ihtiyaçların belirlenmesi gerekiyor. 5 yaşındaki bir çocuğun, babası ölen bir çocuğun bu kadar ödüllendirildiğini gördüğü zaman bu lafı söylemesi aslında normal. Çünkü bu yardım dengesiz ve düzensiz yapıldı.”

‘İlgilenemiyorlar’
- “Diğer çocuklarda da dediğim gibi; travmayı etkileyen ikincil faktörler var. Fiziksel kayıptan bahsediyoruz ama bir de şöyle bir şey var; bu olaydan sonra travma sonrası stres bozukluğu yaşayan veya depresyon yaşayan maden işçileri de var. Tamam fiziksel olarak baba orada ama ruhsal olarak çocuğuna destek olamıyor ki... Onunla ilgilenemiyor, babalık görevini yerine getiremiyor. Burada da yine bir kayıp var aslında. Çocuk babanın ruhunu kaybediyor, psikolojik olarak ona destek olacak kısmını kaybediyor. Bu çocuklara da böyle bir destek sağlanmıyor.”

‘Korku ve endişe çok yüksek’
- “O travmanın etkilerini bu ekonomik faktörler daha da artırıyor. Bazı çocuklar saldırganlaşıyor, bazı 9 yaşındaki çocuk parmak emmeye başlıyor, altını ıslatmaya başlayabiliyor, çocuklarda korku ve endişe çok yüksek. Hem kendileri için ‘Bana bir şey olur mu’ diye düşünüyorlar ama ondan öte ‘Tek hayatta kalan, bana bakan kişi annem; anneme bir şey olur mu?’ diye düşünüyorlar. Sürekli anneyle yatmak istiyorlar, anne neredeyse orada olmak istiyorlar.”

Haberin Devamı

‘Çocukların beklentileri değişiyor’
“Bir de bu kadar çok desteği alıp sonra bir anda o destek çekilince çocukların normal beklentileri değişmeye başlıyor hayatta... Öncelikle bunu ölümle ilişkilendirebiliyorlar. ‘Babam öldü ve bana bu kadar çok şey geldi.’ Bu ilişkiyi kurmak aslında çok zararlı bir şey çocuk için çünkü onun o yası yaşaması gerekiyor. Bunun ödül verilecek bir şey olmadığını, aslında acısını yaşaması gerektiğini bilmesi lazım. Tabii o çocuklar içlerinde yaşıyorlar bunu, baba kaybının yerini hiçbir şey tutamıyor ama dönemsel olarak çocuklarda böyle bir etki bırakıyor.”