Gündem ‘Öztürk, komutanın isteğiyle üsse gitti’

‘Öztürk, komutanın isteğiyle üsse gitti’

22.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Açıklamada, darbe girişiminin bir numarası olduğu gerekçesiyle tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk’ün, Hava Kuvvetleri Komutanı tarafından Akıncı üssüne giderek darbecileri ikna etmesinin istendiği bildirildi

‘Öztürk, komutanın isteğiyle üsse gitti’

Genelkurmay Başkanlığı, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin içinde yer aldığı, darbenin bir numaralı ismi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Yüksek Askeri Şura üyesi Orgeneral Akın Öztürk’ün, “Milletimizi ve demokrasimizi hedef alan bu darbe girişiminin hiçbir aşamasında yer almadığım gibi, ülkemiz açısından en az zararla atlatılabilmesi için elimden geleni yaptım. Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Abidin Ünal’ın isteği üzerine faillerle bizzat münazara ederek bir an önce hatalarından dönmeleri için gayret sarf ettim” sözlerini doğrulayan bir açıklamada bulundu.

Haberin Devamı

Genelkurmay açıklamasında, “Hava Kuvvetleri Komutanı, Ankara’da Akıncı Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Öztürk’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü Akıncı’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle üsse giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir” bilgisi verildi. Öztürk, tutuklanmadan önceki ifadesinde, Akıncı Üssü’ne gittiğinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la darbecilerin bir odada çay içtiğini, Akar’ın kendisinden darbecileri ikna etmesini istediğini daha sonra ise darbe soruşturmasında tutuklanan Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte helikopterle Başbakanlık’a gittiğini anlatmıştı.

Akar’ın talimatları

Genelkurmay Başkanlığı, 15 Temmuz’daki FETÖ terör örgütünün darbe girişimiyle ilgili dün yeni bir açıklama daha yaptı. Genelkurmay açıklamasında, 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16.00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilginin karargâhta; Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı’nın katılımıyla değerlendirildiği belirtildi. Bu değerlendirmenin ardından Orgeneral Hulusi Akar’ın verdiği talimatlar, açıklamada şöyle anlatıldı: “Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi telefonla aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vb.) havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi; Kara Havacılık Komutanlığı’na gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması; Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’na gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirleri ilgili personele verilmiştir. Genelkurmay İkinci Başkanı tarafından da; Genelkurmay Başkanı’nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetleri’ne ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir.”

Haberin Devamı

Emre uymayan jetler kalktı

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasında, uçuşların durdurulmasına ilişkin talimata uymayan savaş uçaklarının tespit edildiği belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ayrılmaz bir parçası olan ve milleti için var olan Hava Kuvvetleri’ne sızmış olan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimlerine yönelik olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın talimatları doğrultusunda büyük çoğunluktaki mensupları ile mücadele edilmiş ve durum kontrol altına alınmıştır. Genelkurmay Başkanlığı’nın, uçuşların durdurulması ve havadaki görevli uçakların indirilmesine ilişkin talimatı Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’ne iletilmiş, bu direktif Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi tarafından tüm birliklere tebliğ edilmiş, uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemler saat 19.26 itibarıyla tamamlanmıştır. Direktif, 19.56 ve 20.31 itibarıyla tüm birliklere teyyiden tekrar iletilmiştir. Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ve Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi’nde görevli ekiplerce direktifin gereği yakından takip edilmiştir. Tüm bu ikaz ve uyarılara rağmen 21.45’ten itibaren bir kısım meydanlardan değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleri kullanılarak kalkış yapıldığı tespit edilmiştir.”

Haberin Devamı

Düğünden talimat verdi

Açıklamada, İstanbul’da katıldığı düğünde rehin alınan Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal’ın, buradan verdiği talimatlar özetlenerek, şöyle devam edildi: “İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul’da bulunan Hv. K. Komutanı Org. Abidin Ünal tarafından Ankara’da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekili’ne Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi’nde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hava Kuvvetleri Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır.”

Haberin Devamı

Komutan, Öztürk’ü aradı

“Ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanı, Ankara’da Akıncı Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın Öztürk’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü Akıncı’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle Akıncı’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir. Üs komutanlarına verilen doğrudan direktifler sonucu, kalkışmanın üç meydan ile sınırlı olduğu belirlenmiştir. Eskişehir Hava Harekât Merkezi’nde bulunan personeli takviye amacıyla üst rütbeli generaller görevlendirilmiştir.

Bu işlemlerden sonra İstanbul’da karargah dışında bulunan Orgeneral Abidin Ünal ve beraberindeki Muharip Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından gözaltına alınmıştır. Bilahare Sayın Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın bilgisi ve direktifleri doğrultusunda planlamalar yapılmış, öncelikle illegal kalkışlara reaksiyon olarak, değişik meydanlardan F-16 alarm reaksiyon uçakları kaldırılarak havadaki uçaklar inişe zorlanmış; talimatlara uymamaları durumunda vurulacağı bildirilmiştir.”

F-4’ler pisti bombaladı

“Müteakiben uçakların kalkış yapmalarını engellemek amacıyla meydan üzerinde baskı kurulmuş, Akıncı meydanındaki uçuş pistleri F-4 uçakları ile bombalanarak kapatılmıştır. Ayrıca aynı meydandan kalkış yapmak isteyen helikopterler taciz ateşiyle engellenerek, Akıncı meydanı kontrol altına alınmıştır. Tüm bunlara ilave olarak illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) teslim olmalarını sağlamak maksadıyla, üs içindeki bazı noktalar bomba ile vurularak baskı devam ettirilmiş ve eylemin kırılması sağlanmıştır.

Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır. Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde devletimizin ve yüce milletimizin emrinde, görevinin başındadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

Çok tartışılan ifade

Darbenin bir numaralı ismi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk ise ifadesinde şunları anlatmıştı:

“...Düğün sahibi Mehmet Şanver’i aradım. Tebrik ettim. Bir süre sonra o da beni tekrar geri aradı. Uçakların alçak uçuş yaptığını, ne olduğunu sordu. Televizyonda alt yazı geçtiğini söyledi. Ben de televizyonda gelişmeleri izliyordum. Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve uçakların Ankara’da alçak geçiş yaptığını, bu duruma müdahale et dedi. Ben de bunun üzerine üs komutanlığına telefon ettim. Görüştüğüm kişi üs komutanı ve misafir olarak orada bulunan Kubilay Selçuk’tu. Genelkurmay Başkanı’nın üste olduğunu söyledi. Ben de hemen yanına gittim. Ben yaklaşık 5 dakika içerisinde Genelkurmay Başkanı’nın yanına gittim. Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte çay içiyordu. Bana, ‘bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et’ dedi. Ben onlarla konuşmaya başladım.”

‘İtiraz edince bağırdım’

“Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını, demokratik kurumların işlediğini, halkın bu işe tepki gösterdiğini anlatıp ikna etmeye çalıştım. Kendilerine itiraz ettikçe bağırıp, çağırdım. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı’nı da onları ikna etmeye çalıştı. Emir verme yetkim yoktur. Ancak bir büyük olarak, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın isteği üzerine onlara telkinde bulunup ikna etmeye çalıştım. Benim telkinlerim sonuç verdi. İkna oldular. Yeni uçak üsten havalanmadı. Havadakilerin görevleri devam etti. Üsse dönen uçaklar bir daha gönderilmedi.

Sonunda onlar ikna olunca Genelkurmay Başkanı, Başbakan’la görüştü. Bana, ‘sen burada kal, bunları iyice ikna et’ dedi. Daha sonra helikoptere binip Başbakanlığa gitti. Ben üste bir saat kadar daha kaldım. Her şeyden emin olduktan sonra helikopterle Başbakanlığıa gidecektim. Bana havadaki uçaklardan ateş açıldı. Üsse geri döndüm. Bir süre sonra üsten helikopterlerle ayrılmak için teşebbüste bulundum. Bacağımdan yaralandım. Bu sırada Dişli ile irtibat halindeydim. O Genelkurmay Başkanı ile birlikte helikoptere binip Başbakanlığa gitmişti. Daha sonra Genelkurmay 2. Başkanı’nın üste olduğunu öğrendim. Onun bulunduğu odaya gittim. Gözleri bağlıydı. Gözlerini açtım. El ve ayakları bağlıydı, çözdüm.”

‘Ünal ile karargâhta kaldık’

“Üste başka bir yerde Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal ve diğer generallerin bulunduğunu bu sırada öğrendim. Önce Abidin Ünal’ı ziyaret ettim. Yaklaşık 10 kadar general üste tutuluyordu. Abidin Ünal’ı koruması için başına iki nöbetçi koydum. Yaşar Güler’i yanıma alıp önce Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın bulunduğu yere gittik. Daha sonra da misafirhanede tutulan Hava Generallerini kurtardık. Daha sonra Yaşar Güler ile birlikte arkamızda başka bir araçta
Abidin Ünal olduğu halde Hava Kuvvetleri Komutanlığına geldik. Biz Abidin Ünal ile birlikte karargâhta kaldık.

Benim bu darbeye iştirak etmediğime dair Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve orada bulunan diğer havacı generaller tanıktır. Paralel yapıya karşı mücadele eden kişilerden biriyim. Bu konuda da eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Sivil emekli Hava Pilot Yarbay Mehmet Yıldırım, emekli Astsubay Cahit Demirbüken ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan dinlenebilir. Beni atama listesinde Genelkurmay 2. Başkanı olarak göstermişler. Ben gerçekte Genelkurmay 2. Başkanı’ndan kıdemliyim. Sayın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile birlikte hareket ettim ve yanında bulundum.”