‘Reytıng kaygımız yok’

Gazetecilikten program sunuculuğuna geçen Esra Kaya, hafta içi her gün TRT Haber’de yayınlan ‘Sağlık Olsun’la izleyici karşısına çıkıyor. Kaya’yla, ekran serüvenini konuştuk.

Yayına nasıl hazırlanıyorsunuz?

Hafta içi her akşam TRT Haber’deyiz. İçerikleri aylık hazırlıyoruz. Her hafta hangi konukların geleceği belli.

Ekibin özelliği, kadınlardan oluşması. Yapımcıdan editöre kadar çalışan herkes kadın. Programımızda kadınların gücü var diyebilirim.

Hafta içi her gün ekrandasınız, kıyafet seçiminde zorlanıyor musunuz?

Giyim kuşam konusunda öncelikle TRT’nin bir çizgisi var, ona uymak zorundayız. Kurumumuzu iyi temsil etmemiz gerekiyor. Çok fazla takı takmıyoruz, dikkat çekmemeye çalışıyoruz. İlgi, konu ve konukta olmalı. Bir sponsorum yok, kıyafetlerimi kendim seçiyorum. Renkli, sade ve şık giyinmeye çalışıyoruz. Eşim de yardımcı oluyor ve ciddi yorumlar yapıyor.

Medya sektöründe mi o da?

Hayır, avukat. Medya sektörüyle bir bağlantısı yok ama ciddi bir eleştirmen diyebilirim. TV eleştirmeni gibi yorumlar yapıyor. Motive edici oluyor bu da tabii ki. Bir de annemi söylemeden geçemeyeceğim, o da her sabah mutlaka izler ve yayın hakkında yorumlarını dile getirir.

Bir dönem sağlık programları çok popülerdi ama son iki yıldır etkisinin azaldığını görüyoruz. Bunu durumu neye bağlıyorsunuz?

Evet, genel olarak sağlık programları birçok kanalda eğlence programı haline geldi. Bilimsellikten uzaklaştı, kadın programına dönüştü ve biraz çizgisi şaştı.

O yüzden de insanlar ilgi göstermemeye, uzaklaşmaya başladı.

Kendi programım adına konuşursam, biz yayın süresi boyunca tamamen doktorun bilgilendirmesi dahilinde ilerliyoruz. Reyting kaygısı gözetmiyoruz.

Gazetecilikten sunuculuğa geçişiniz nasıl oldu?

Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunuyum. Üçüncü sınıfta okurken bir gazetede gönüllü staj yapmaya başladım. Sonra eğitim muhabiri olarak çalıştım. Ardından Ulaştırma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, en son da Başbakanlık muhabirliği yaptım.

Eğitim muhabiriyken haftada bir gün TRT Okul’a yorum yapmaya gidiyordum. O kadar rahattım ki ekran karşısında “Sunuculuk da yapabilirsin” dediler. ‘Rektörler Anlatıyor’ diye bir program sunmaya başladım.

Ardından başka programlar da geldi ve son olarak sağlık programı sunmam için teklif aldım ve bunun üzerine gazeteyi bırakıp tamamen TRT’ye geçtim.

‘Altyapım sağlam’

Sağlık, eğitim ve siyaset gibi farklı alanlarda çalıştınız. Hangisi daha çok sizi yansıtıyor?

Hepsi kendine göre inanılmaz zevkli ve güzel. Başbakanlık muhabirliği yaptığım dönemde çok yoruluyor, zor diyordum. Ama bir yandan da orada gündemi takip edip, genel kültürünüzü artırabiliyorsunuz. Şu an bulunduğum noktadan memnunum. İyi ki TRT’deyim, iyi ki sunuculuk yapıyorum. 10 yıllık gazetecilik tecrübem var. Altyapım sağlam. Konuklara anında soru sorabilme ve soru üretebilme yeteneğinin gazetecilikten geldiğine inanıyorum. O pratiklik ekrana da yansıyınca, işler daha kolay yürüyor.

İlerisi için planlarınız neler?

Ülke koşullarına göre insanların ilgisini bazen siyaset, bazen sağlık, bazen de eğitim çekiyor. Şu an sağlık programı beni tatmin ediyor ama daha çok insana ulaşabileceğim bir projede olmak isterim.

‘Ödüller motive ediyor’

Size yapılan yorumları takip ediyor musunuz?

Hiç takmam, umursamam, ne derlerse desinler demem. Hem olumlu hem de olumsuz eleştirileri dikkate almak zorundasınız. Diğer türlü kendimizi ilerletemeyiz. Her görüş benim için çok önemli. Tabii ki kişilik haklarımıza ve ailemize zarar verecek düzeyde olmadığı sürece.

Türk Eczacılar Birliği’nden ‘Yılın En İyi Sağlık Programı’ ödülünü aldınız. Ödüller ne hissettiriyor?

Ödüller, insanı motive ediyor ve umutlandırıyor. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor, hepimiz sıkıntılıyız. Yaptığımız işin takdir edilmesi ona sıkı sıkı sarılmamıza neden oluyor. Daha nice ödüllere diyoruz.

TRT, hiçbir reyting kaygısı gözetmiyor. Evlenme ve eğlence programları o kadar rağbet görüyor ki, dışına çıkıp, hafta içi her gün belirli süreyi sağlık programına, ve insanlara faydalı bir şeye ayırmak takdire şayan.