‘Şebeke suyu içmez kaynaktan beslenirler’

Dünya at yarışı camiasının en büyük ilgiyi gösterdiği etkinliklerden olan Longines Uluslararası Yarış Festivali için birbirinden ünlü ve değerli safkanlar İstanbul’a geldi.
Veliefendi Hipodromu’nda bu haftasonu gerçekleşen yarış için İngiltere, İrlanda, Fransa, Almanya, Azerbaycan ve Bulgaristan’dan özel kargo uçaklarıyla gelen 22 safkan İngiliz atı, yarış öncesinde özel menülerle beslenirken yüksek güvenlik kontrolündeki ahırlarında bekledi.
Maktum’un gözdeleri
Festival için 22 safkan İngiliz atının yanı sıra dünyaca ünlü sahipleri, yetiştiricileri ve jokeyleri, yarışçılık otoriteleri ve yabancı basın mensupları da İstanbul’a geldi. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen büyük organizasyon için Veliefendi Hipodromu’na gelen Godolphin Ekürisi; Promising Run, Basem, Best Solution, Top Score, Silent Attack ve Move Up isimli safkanlar Dubai Emiri Muhammed bin Raşid el-Maktum’a ait.
Veliefendi Hipodromu’nun veteriner hekimlerinden Mustafa Timur, atların bakımıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“İngiliz safkanları sabah 08.00 ve akşam 17.00’de olmak üzere iki kez besleniyor. Pelet yem olarak bilinen protein değeri yüksek yem ve kurutulmuş yonca yaprağı veriliyor. 450-500 kilo gelebilen yarış atları, günde iki kez de antrenmana çıkartılıyor. İlk antrenman sabah 10.00’da yapılıyor. Safkanlar; yürüyüşünün ardından antrenman koşusu yapıyor sonra tekrar yürütülüyor. Ardından yıkanıyor ve tımarlanıyor. 24 saat kameralarla izleniyorlar ve güvenlik kontrolündeler.”
4 bin TL masraf
Atların kargo uçaklarıyla geldiğini söyleyen Timur, “Uçmadan önce az dozda sakinleştirici veriliyor. Hepsi kaynak suyu içer. Asla şebeke suyu verilmez. Ortalama 4 bin TL bakım masrafları var. Bir seyisi, bir jokeyi ve sürekli kontrol eden veteriner hekimi bulunur. Aynı zamanda idman ve yarış jokeyi de bulunur, ama yarış jokeyi de son idmanını kendi yaptırmak ister” diye konuştu.
‘Isırmak istediğini bile anlıyorum’
Yarış için İngiltere’den gelen Belgian Bill adlı 8 yaşındaki safkanın seyisi Vanda Ohldalova, bir yıldır atın bakımını yaptığını söyleyerek, “28 yaşındayım. Hayvanları ve özellikle de atları çok seviyorum. Onlarla ilgilenmeyi çok istedim. 2 yıl önce İngiltere’de 9 hafta süren bir at bakımı kursuna katıldım. Kurs çok yoğun ve zordu ama iyi eğitim verildi. Ardından seyisliğe başladım. Belgian Bill ile 1 yılda pek çok birincilik elde ettik. Bill çok güzel ve yarışlarda çok deneyimli bir at. Çok da hızlı. Ben ona, yaşlı, huysuz ama tatlı arkadaşım diyorum. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Beni ısırmak istediğini bile anlıyorum. Aramızdaki iletişim beni mutlu ediyor” dedi.