‘Takas’ta 3 senaryo konuşuluyor

Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun rehin alınan 49 personelinin kurtarılmasında ‘takas’ formülünün de uygulandığına yönelik iddialar sürüyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ‘takas yok’ açıklamasına karşın kulislerde, 3 ayrı senaryo konuşuluyor ve senaryoların ikisinin bir arada uygulanmış olabileceği de iddia ediliyor.
‘Örgütün namusu’
Kulislerdeki ilk iddia, Hürriyet gazetesinde yer aldı. İddiaya göre, 49 konsolosluk çalışanı için yapılan pazarlıklarda IŞİD tarafı, Ocak 2014’ten beri Suriye’deki Müslüman Kardeşler bağlantılı Tevhid Tugayı’nın elinde olan Hacı Bekir’in eşi ile çocuklarının da aralarında bulunduğu bir grubun serbest bırakılmasını talep etti. Bazıları Özgür Suriye Ordusu’ndan ayrılan ve 7 ayrı grubu çatısı altında toplayan İslami Cephe’nin parçası olan Tehvid Tugayı’yla yapılan görüşmelerin ardından, Hacı Bekir’in eşi ve çocuklarıyla bazı IŞİD mensuplarının serbest bırakılması kabul edildi. Başkonsolosluk çalışanlarının Akçakale sınırında Türkiye’ye teslim edildiği dakikalarda, Halep yakınlarında Liva El Tevhid örgütü de 50 IŞİD mensubunu teslim etti. 19 Eylül günü saat 20.00’de Rakka’ya ulaşan Türk rehineler, Liva El Tevhid elindeki rehineleri IŞİD militanlarına teslim edinceye, yani 20 Eylül sabah saat 05.00’e dek oyalandı. Halep’i kuşatan IŞİD birliklerine komutanlık eden Hacı Bekir, ocakta Tevhid Tugayları’yla girdikleri bir çatışmada ölmüştü. Çatışma sonrasında Tehvid Tugayı, Hacı Bekir’in eşi ve çocuklarıyla birlikte çok sayıda IŞİD üyesini esir almıştı. IŞİD’in, ‘Hacı Bekir’in emaneti’ olarak gördüğü ailesini, ‘örgütün namusu’ olarak kabul ettiği belirtildi.
İkinci iddia takas adı altında olmadan IŞİD’in talep ettiği bazı isimlerin bırakıldığı yönünde. Rehinelerin kurtarılmasından önce Urfa’da IŞİD yönetimine aracılık yapan kişilerle temas kuruldu. 50’ye yakın kişi Türkiye dışına çıkarıldı.
Kulislerde, ilk iki iddiadaki bilgilerin her ikisinin de doğru olabileceği ve rehinelerin teslim edilmesine paralel olarak sınırdışı yöntemiyle bir başka örgütün elindeki isimlerin bırakılması yönteminin uygulanmış olabileceği konuşuluyor. Ancak bu iddiaya ‘zayıf bir ihtimal’ olarak bakılıyor.