Samsun GÖREVE GERİ DÖNEN 28 ŞUBAT MAĞDURU ÖĞRETMENLER ARTIK ÇOK MUTLU

GÖREVE GERİ DÖNEN 28 ŞUBAT MAĞDURU ÖĞRETMENLER ARTIK ÇOK MUTLU

01.03.2014 - 16:31 | Son Güncellenme:

.

GÖREVE GERİ DÖNEN 28 ŞUBAT MAĞDURU ÖĞRETMENLER ARTIK ÇOK MUTLU

Samsun’da 28 Şubat mağduru 21 öğretmen, 15 sene sonra öğrencileriyle buluşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Eğitim- Bir-Sen Samsun Şubesi, 28 Şubat mağduru olan ve 15 yıl sonra tekrar göreve başlayan 21 öğretmen için Öğretmenevi’nde program düzenledi. Toplantıya Eğitim Bir-Sen Samsun Şube Başkanı Nejdet Günseysu, Hanım Kolları Komisyon Başkanı Melek Şahin Civelekoğlu ve çok sayıda 28 Şubat mağduru öğretmen katıldı.
Kahvaltı sonrası bir konuşma yapan Hanım Kolları Komisyon Başkanı Melek Şahin Civelekoğlu, başörtülü kadınların eğitim, öğrenim ve çalışma haklarının anayasal ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak engellendiğini hatırlatarak, “Başlarını açan veya peruk takan kadınlar dahi disiplin cezaları almaktan, sürgünle cezalandırılmaktan, memuriyetten atılmaktan ve işlerini kaybetmekten kurtulamadı. Eşi ile işi arasında tercih yapmaya zorlananlardan bazıları başörtülü eşlerinden, bazıları geçimlerini sağladıkları işlerinden vazgeçmek durumunda kaldılar. Bugün hala kesin sayısı bilinmese de çok sayıda erkek de, eşi başörtülü olduğu için veya sözde ‘irtica faaliyetleri’ nedeniyle işten atıldı ve cezalandırıldı. Milletin iradesi yok sayıldı, meclis iç tüzüğü bahane edilerek, başörtülü milletvekilin üzerinden millete hak bildirilmeye çalışıldı. Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat sürecine, halkımız gereken cevabı 2002 yılında vermiş, ilerleyen yıllarda, bu dönemde yaşanan hak ihlallerinin ve kayıplarının telafisi için bazı olumlu adımlar atılmıştır” dedi.
“VATAN HAİNİ DEĞİLDİK”
28 Şubat sürecinin zor bir süreç olduğunu söyleyen 28 Şubat mağduru 38 yaşındaki Zeynep Şahin, “Gerçekten herkesi belli bir noktadayken yakaladı. Kimi öğrenciydi, kimi göreve yeni başlamıştı, kimi üniversiteden yeni mezun olmuştu. Kimileri öğrenciliğine devam edemedi. Bazıları memuriyete başvuramadılar. Bazıları bizim gibi çok sorun yaşadılar Yeni göreve başlamıştık, çiçeği burnunda bir öğretmen olarak onları yaşamak bizim için çok zordu. Müfettişler sürekli gelip gidiyordu, sürekli cezalar alıyorduk, her birimiz bir dönüm noktasına gelmiştik. Çünkü ya atılacaktık ya da görevimize başımızı açıp devam edecektik. Herkes bu noktada kendi kararını verdi ve kendine bir yol çizmiş oldu. Fakat bir atasözü vardır ‘Yumurtada taşa düşse taşta yumurtanın üstüne düşse olan hep yumurtaya olur’ derler gerçekten o noktada başımızı açıp devam etsek de görevimizden istifa edip ya da atılıp ta görevimiz son bulsa da olan her zaman bize oldu. O günlerde tabi daha gençtik, yeni mezun olmuştum, çiçeği burnundaydık, hevesliydik her şeye onlarla karşılaşmak bizim için çok zor oldu. Çünkü o dönem kendimize baktığımızda bir vatan haini değildik, bir suç işlememiştik, birine zarar vermemiştik, hiçbir şey yapmamıştık, bize göre yüz kızartıcı, toplumda aşağılayıcı bir durumda da değildik. İnançlarımızdan dolayı örtülüydük. O karar verme süreci çok zor bir süreçti. Çünkü bitirmişsiniz ve görevinizi yapmak istiyorsunuz o noktada belli bir yol çizdik ve bizim de payımıza bu düştü. 16 yıl bekledik, içimizde bir ümit vardı, şükür bugünlere gelerek göreve tekrar başladık, mutluyuz” diye konuştu.
“RÜYAMIZ GERÇEK OLDU, BAŞBAKAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUM”
16 yıl görev yapamamanın üzüntüsünü yaşayan 28 Şubat mağduru 38 yaşındaki Hacer Asar, “O günleri bugün gibi hatırlıyorum. Sene 1998, en zor yıllarımızdı. Okulu bitirebildik ama çalışma hayatına başladığında tamamen bilmediğimiz, farklı bir dünyayla tanıştık. O dünyada bütün kapılar yüzümüze kapalı, kimin kapısını çaldıysak bizi farklı yerlere yönlendirdiler, hakaret işittik bunun tek sebebi de başımızın kapalı olmasıydı. O dönem yaşımız küçük, hayattan çok beklentimiz var, bir şeyler yapmak istiyorsunuz ama her elinizi uzattığımız yer boşa çıkıyor. Biz hep yalnız kaldığımız için çok severek girdiğimiz okullarımızdan istifa etmek zorunda kaldık. Tabi o dönemde çok büyük sıkıntılarımız vardı ama ben kendimi hep yalnız zannediyordum. Benim gibi istifa eden görevden atılan yok zannediyordum, bir zaman sonra anladım ki, gerçekten yalnız değilim ve binler var, on binler var benim gibi bu konuda mağdur olan. Belli bir süre sonra hepimiz evlendik, çoluk çocuğa karıştıktan sonra bu sıkıntı çocuklarımız büyüyüp okula başlayınca daha da belirginleşti. Okul kapılarından öğretmen olarak giremedik, hep veli olarak girdik. Hiçbir hakkımızı alamadık onur kırıcı bir şey, aynı okullardan mezun oluyorsunuz iyi puanlarla mezun oluyorsunuz başınızdaki örtü yüzünden hiç bir hakkınızı alamıyorsunuz. Tabi yıllar sonra bize böyle bir hak tanındı. Bu tanınan hakkı rüyamda görsem inanmazdım, hiç bir şekilde böyle bir şey olacağını düşünemiyordum ama rüyamız gerçek oldu. Demokrasiye, insan haklarına verdikleri katkılardan dolayı Başbakanım ve ekibine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Yazarlar