A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Trabzonspor’un “kupa” davasını pek tabi anlıyorum. Zira bu olayda Fenerbahçe ve Trabzonspor’un adlarını yer değiştirince olacakları kestirmek hiç de zor değil; kısaca Türkiye’de “deprem” olurdu.

Fakat Trabzonspor bu süreci iyi yönetemedi ve hâlâ da yönetemiyor.

Bu kupa işini kulübün var oluş sebebi haline getirirseniz o iş olmadığında kulüp de var olmaz. Nitekim bugün Trabzonspor’un geldiği nokta bu.

Başkan Hacıosmanoğlu, Fenerbahçe maçındaki olaylardan sonra sağduyu dolu açıklamalar yaptı ama aslında o güne kadar verdiği mesajlar, yaşanan skandalın en büyük nedenlerindendi.

Haberin Devamı

O tartışmaya girmeye niyetim yok da diyelim ki gerçekten 2011 yılı şampiyonluğu Trabzonspor’un hakkıydı fakat verilmedi. Nedir yapılması gereken, palaları bilemek mi?

Söylediğimin çok kolay olmadığının farkındayım ama eğer Trabzonspor başkanından taraftarına kadar, 3 Temmuz’dan sonraki politikasını sadece 2011 değil bundan sonraki tüm kupaları almaya çalışmak olarak belirlese; başka bir deyişle, 2011 kupası için mücadelesine sonuna kadar devam ederken yeni kupaları da hedeften çıkarmasa bugün hem psikolojik hem de sportif açıdan çok daha iyi durumda olurdu. Fakat bu zor yol. Kolayı ise geçmiş kupanın peşinde koşup yeniler için en ufak bir çaba sarf etmemek. Bu kolay yola kulüp yönetimlerinin girmesi çok şaşırtıcı değil ama öncelikleri Trabzonspor olan taraftarların da bu yolu seçmesi, en azından bu yola giren yönetimlerine tepki göstermemesi hiç mantıklı değil.

Bugün bir grup Trabzonspor taraftarı tamamen vazgeçmiş durumda. Rakiplerine, federasyona, futbola küsmüşler. Ne maça gidiyor ne de takımlarını takip ediyorlar. Bu kopmanın nedeni de güven ve inanç kaybı. Ortak kanı şu: “eğer ne yaparsam yapayım kazanamayacaksam neden mücadele edeyim ki?” Fakat bu vazgeçmenin takıma herhangi bir katkısı olmadığı gibi tribünleri boş, camiayı heyecansız bırakarak ancak ona güç kaybettiriyor.

Trabzonspor 2010-2011 sezonundan sonra çok şey kaybetti fakat bunların hiç birisi bugün yitirilme tehlikesi yaşayan “kulübün geleceği”nden daha büyük bir kayıp değil. Bugün eğer iki mücadele aynı anda verilemiyorsa Trabzonspor’un eskiyi bırakıp yeni kupalar peşinde koşması gerekir. Zira 2011’den beklenen kupa sayısı bir gelecektekiler ise sayısız.