Dünya AB-Türkiye zirvesi ilişkileri tazeleyecek

AB-Türkiye zirvesi ilişkileri tazeleyecek

07.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Bulgaristan’da düzenlenecek olan AB zirvesinde, Suriyeli mülteciler, vize serbestisi ve Türkiye’nin ilişkilerinin gergin olduğu ülkelerle son durumu masaya yatırılacak

AB-Türkiye zirvesi ilişkileri tazeleyecek

AB-Türkiye zirvesi ilişkileri tazeleyecek
Bulgaristan’ın Varna kentinde düzenlenecek olan AB-Türkiye zirvesinin gündemi açıklık kazandı. 26 Mart tarihinde yapılacak olan zirvede Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye göç anlaşması çerçevesinde Suriye’li mültecilere yardım kapsamında bugüne kadar taahüt etmiş olduğu 3 milyar Euro’luk mali yardıma 3 milyar euroluk ek bir mali yardımı karara bağlaması bekleniyor. Bununla birlite AB’nin vize serbestisi konusunda Türkiye’yi cesaretlendirecek açıklamalar ve taahütlerde bulunması öngörülüyor. Türkiye, vize muafiyeti konusundaki eksik 7 kriteri ne şekilde yerine getirmeyi hedeflediğini gösteren bir yol haritasını AB kurumlarına sundu. Avrupa Birliği’nin de Türkiye’nin sunmuş olduğu yol haritasına yönelik görüşlerini zirve öncesi bildirmesi hedefleniyor. AB’ye yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin terörizmin tanımına yönelik olarak yapılacak yasal düzenlemeye açıklık getirilmesi ve AB vatandaşlarının kişisel verilerinin korunmasına yönelik düzenleme konusuna açıklık getirilmesi dışında herhangi bir sorun yaşanmadığı ve Ankara’nın sunmuş olduğu yol haritasının Brüksel’in beklentilerini karşılar nitelikte olduğunu ifade ettiler.

Haberin Devamı

Normalleşme süreci başladı

Ankara, AB-Türkiye zirvesini fırsat olarak bilerek, Türkiye’nin adaylık perspektifinin güçlendirilmesi ve kuvvetlendirilmesini
sağlamaya çalışacak. İmtiyazlı ortaklık fikrinin nihayet gündemden düştüğü bir ortamda Türkiye, adaylık statüsüne yönelik daha güçlü ifadelere yer verilmesini talep edecek. Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere, gerçekleştireceği yapısal reformların miktarı ve derinliği AB’nin Ankara’ya vereceği perspektifin gücünü belirleyecek.
Almanya, Hollanda ve Avusturya’daki seçim sürecinin sona ermesiyle birlikte üç ülke ile gergin bir ilişki halinde olan Ankara, Lahey, Berlin ve Viyana ile yapıcı bir işbirliğine açık bir ilişki kurmak için gereken zemin çalışmasını gerçekleştirdi. Kuşkusuz, Hollanda, Almanya ve Avusturya’dan gelecek olan yapıcı adımlar da normalleşme sürecini ivmelendirebilir. Bu çerçevede kısa vadede gündemde olmasa bile orta vadede Gümrük Birliği’nin güncelleştirilme çalışmaları da Türkiye tarafından gündeme getirilecek bir başka konu.

Haberin Devamı

AB-Türkiye zirvesi ilişkileri tazeleyecek
‘Somut mücadele’

Türkiye, zirve fırsatını iyi değerlendirerek, Zeytin dalı harekatı başta olmak üzere, terörle mücadele alanında yapmış olduğu çalışmaları hatırlatarak, bu çalışmaların AB üyesi ülkelerin güvenliğine sağlamış olduğu katma değeri de hatırlatması bekleniyor. Bu sayede Ankara, AB ülkelerinden PKK ve PYD gibi Türkiye’yi doğrudan tehdit eden terör örgütlerine karşı daha somut bir şekilde mücadele etmesini talep edecek. Ayrıca Ankara, AB ile Türkiye arasında bakanlar düzeyindeki diyalog toplantılarının devam etmesi gerektiğini ifade ederek, savunma terörle mücadele, AB-NATO kurumsal işbirliği, güvenlik ve istihbarat alanında da işbirliğinin devamına yönelik olarak Brüksel’den yapıcı bir tutum beklediğini de dile getirecek. AB’nin de mesajının çok açık olması bekleniyor. İlerleme raporu önce zirveye AB adına katılacak olan Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker ile AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler alanındaki eksikliklerini hatırlatarak bunların giderilmesinin önemine vurgu yapacaklar. Türkiye’nin Almanya Hollanda ve Avusturya ile ilişkileri düzeltmek için atmış olduğu adımlara vurgu yapacaklar. Ancak Türkiye’ye adaylık perspektifinin güçlendirilmesi için Ankara’nın da reformlar yolunda biraz ilerlemesi gerektiğini dile getirecekler.

Haberin Devamı

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB-Türkiye zirvesini ipotek altına almaya yönelik bir çabası olmadı değil, ancak bu girişimin Berlin, Paris, Brüksel, Lahey, Roma ve Londra’da karşılığı yok. AB, Türkiye ile yeni bir fasıl açacak durumda değil. Ancak buna karşı, güney sınırında iki açık cephe, ülkesinde 3,5 milyon mülteci ve en az 5 terör örgütüne karşı açık bir mücadele veren ve bunu yaparken, uluslararası yükümlülüklerini aksatmayan bir Türkiye’yi kaybetme niyetinde değil. AB kurumlarının herşeye rağmen Türkiye’ye yönelik stratejik bir görüşleri var. Türkiye’deki normalleşme süreci, stratejik vizyonu güçlendirip, adaylık perspektifine de ivme kazandırır. Bu konuda da AB’nin Türkiye’ye biraz samimi, Türkiye’nin de temel hak ve özgürlükler alanında atacağı adımlarla ilgili olarak biraz özgüvenli, biraz da kararlı olması gerekiyor.