Adım atılmıyor çok endişeliyiz

Türkiye Cumhuriyeti Musul Başkonsolosluğu’na yönelik saldırı sonucu IŞİD tarafından alıkonulan ve 11 Haziran’dan bu yana rehin tutulan 49 kişinin yakınları, 55 günlük suskunluklarını bozdu. Kardeşi, eniştesi ve bir yaşındaki yeğeni 55 gündür rehin tutulan Muammer Taşdelen, saldırıdan 4 gün önce, Başkonsolos Öztürk Yılmaz’la telefonda görüştüğünü belirterek, Yılmaz’ın aynı gün Ankara’ya tahliye yazısı yazdığını ve her an tahliye haberi beklediklerini söylediğini aktardı. “55 günlük süreçte, rehineleri kurtarmak için somut adım atılmamasından ciddi endişe duyduklarını” kaydeden Taşdelen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ortadoğu ve Asya Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcısı Ömer Önhon dava açılması için suç duyurusunda bulundu.

‘Felaket göz göre göre geldi’
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Taşdelen ile birlikte dün Ankara Adliyesi’ne geldi. Oran ve Taşdelen, sosyal medyadan toplanan on bin imza ile birlikte Başbakan Erdoğan, Davutoğlu ve Önhon hakkında “görevi kötüye kullanmak ve temel ulusal yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlamak” suçlarından dava açılması için suç duyurusunda bulundu. Oran, daha sonra adliye önündeki gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini okuduğunu hatırlattı. Ersoy’un Safahat’ındaki, “Kocakarı ve Ömer” şiirinde, Dicle’nin kenarında bir kurdun aşırdığı koyunun hakkının dahi Hz. Ömer’den sorulacağının yazıldığını belirten Oran, “Yaklaşık 2 ay oldu. Bırakın koyunu, 49 yurttaşımız şu anda rehin” diye konuştu. Konsolosluk için yılbaşından beri tahliye talebi bulunduğunu bildiren Oran, MİT’in uyarıları, başkonsolosa yönelik saldırı girişimleri ve başkonsolosluğa yönelik tehditlere rağmen, tahliye kararı alınmadığı için felaketin göz göre göre geldiğini söyledi.

‘Tahliye istemişti’
Rehine yakınlarından Muammer Taşdelen ise Musul’daki tehlikenin 2 Eylül 2013’te konsolosluk araçlarına yapılan saldırı ile başladığını kaydederek, “7 Haziran 2014’te kendisiyle görüştüğüm kardeşim, Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın bu tarihte Ankara’ya tahliye yazısı yazdığını ve her an tahliye haberi beklediklerini söylemiştir. Hal böyleyken 2 Eylül 2013’ten 11 Haziran 2014’e gelinene kadar olan süreçte, bakanlığın ne bir tahliye hazırlığı yaptığı, ne de güvenlik tedbiri aldığı görülmektedir. Konsolosluk işgalinden sonra hükümet tarafından yapılan açıklamalarda, hükümetin ‘hızlı geliştiği’nden yakındığı süreç yaklaşık 9 aylık bir süreçtir” dedi. Rehine yakınlarının afaki söylemlerle teskin edilmeye çalışıldığını ancak artık bıçağın kemiğe dayandığını ifade eden Taşdelen, “55 günlük süreçte, rehineleri kurtarmak için Dışişleri Bakanlığı ve hükümet nezdinde somut adım atılmamasından ciddi endişe duyduklarını” kaydetti.

‘Bakanlık suskun’
Bakanlığın, 11 Haziran’dan bu yana suskunluk içinde olduğunu, eleştirilerden kaçınmak için “basın yasağı” getirildiğini kaydeden Taşdelen, “sürecin aşiretlere, arabuluculara, kanaat önderlerine terk edildiğini”, hükümet ve bakanlığın ise kendini konunun dışında bıraktığını savundu. Taşdelen, rehineler ve yakınlarının adeta kendi kaderlerine terk edildiğini söyleyerek, olayda ihmal ve sorumluluğu bulunanlar hakkında soruşturma açılmasını istediklerini bildirdi.

Başbakan hakkında suç duyurusu

Rehine yakını Muammer Taşdelen ile dün Ankara Adliyesi’ne gelen CHP’li Umut Oran, sosyal medyadan toplanan on bin imza ile birlikte Başbakan Erdoğan, Davutoğlu ve Önhon hakkında “görevi kötüye kullanmak ve
temel ulusal yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlamak” suçlarından dava açılması
için suç duyurusunda
bulundu.