Gündem Afganistan sadece cephe ülkesi değil

Afganistan sadece cephe ülkesi değil

04.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ülkesinde yaşanmış gerçek bir olayı kaleme alan İshanch “Afganistan’ın işgal altındaki bir ülkeden daha fazlası. Cephe gerisinde hayat devam ediyor” dedi...

Afganistan sadece cephe ülkesi değil

İstanbul Üniversitesi’nde okuyan Afgan öğrenci Farhad İshanch’ın Türkçe öğrendikten üç sene sonra yazdığı ‘Hayal Kuşu’ romanı basıldı. Hayal Kuşu’nun başkarakteri İsmail, Taliban ve ABD arasındaki savaşta sürekli olarak iki taraftan birini seçmek zorunda bırakılıyor. ABD işgalinden önce Taliban’ın köyünü basmasının ardından ABD’nin ailesinin evini bombalamasıyla ailesini kaybeden İsmail, öfkeyle ailesinin intikamını almak için Taliban’ın kucağına düşüyor. Daha sonra köydeki hoca tarafından ikna edilen İsmail, terör eyleminden vazgeçtikten sonra ABD tarafından yakalanıyor; terörist olmadığını ise kimseye inandıramıyor.
Yaşanmış bir olay
Taliban terörünün olduğu kadar işgalin de kurbanı olan İsmail, bir yıl boyunca ABD’nin askeri tutuklama merkezinde kalıyor. Geçmişte mutlu bir ailesi olan İsmail’in yaşadığı bütün travma ve iç sorgulamalar İshanch’ın kalemiyle anlatılıyor.
İsmail’in içine düştüğü ‘absürd’ durumu anlatan İshanch, insanların Afganistan hakkında sadece medyadan öğrendiklerinin yetersiz kaldığını ve bu tip romanlarla birlikte yakın tarihin daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyor.
Afganistan’da gerçek hayatta yaşanmış bir olayı kaleme alan genç romancı İshanch, “Afganistan’ın işgal altındaki bir ülkeden daha fazlası olduğunu, barış şiirlerini dilinden düşürmeyen bir milletin gençlerinin dünyanın her yerinde olduğu gibi âşık olduklarını, sevdiklerini, güldüklerini ve savaştan başka şeylere de ağladıklarını göstermek istedim. Afganistan başlı başına bir cephe ülkesi değildir. Cephe gerisinde hayat devam etmekte, toprağa düşen buğday, dünyanın herhangi bir yerindeki kadar filizlenmektedir” dedi.
‘Türkçe’de daha iyiyim’
Türkçe’de kendini daha rahat ifade edebildiğini söyleyen İshanch, “Kendi anadilim dışında yazmak benim için değişik bir deneyim oldu. Türkçe düşünerek yazdım. Eğer romanı en baştan Farsça düşünerek yazmış olsaydım, ortaya daha farklı bir roman çıkabilirdi. Türkçe yazabilmemin en büyük nedeni Türkçe’yi sevmemdir” dedi.