Manisa AK PARTİ’Lİ ÖZDAĞ: “25 KASIM’DA TEKRAR SEÇİM YAPILMASINI BEKLİYORUM”

AK PARTİ’Lİ ÖZDAĞ: “25 KASIM’DA TEKRAR SEÇİM YAPILMASINI BEKLİYORUM”

16.08.2015 - 15:17 | Son Güncellenme:

.

AK PARTİ’Lİ ÖZDAĞ: “25 KASIM’DA TEKRAR SEÇİM YAPILMASINI BEKLİYORUM”

AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP, MHP ve HDP’nin sınıfta kaldığını belirterek, “Egemen güçlerin desteğini alan paralel yapı, PKK, KCK, YPG, DHKP-C kimi çıkartırlarsa çıkartsınlar. Türkiye’nin bölgesel ve küresel aktör, güçlü ülke olmasını engelleyemeyecekler. Ama bunun için AK Parti’nin tek başına iktidar olması gerekiyor. 25 Kasım’da Allah izin verirse tekrar seçim yapılmasını bekliyorum” dedi.
Haziran ayında yapılan genel seçimlerden birinci parti çıkmalarına rağmen tek başına iktidar olamadıklarını kaydeden AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, AK Parti Yunusemre İlçe Teşkilatının düzenlediği Danışma Meclisine katıldı. Konuşmasında 7 Haziran seçimlerinden sonra gönlünün AK Parti-MHP koalisyonundan yana olduğunu belirttiğini ifade eden Özdağ, gelinen süreçte ise buna sıcak bakmadığını dile getirdi. Özdağ, “Şayet AK Parti-MHP koalisyon hükümeti olursa hem kalkınma hem de ülke sorunları konusunda birçok şeyin halledileceğine inanmıştım. Seçimlerden ikinci parti çıkması nedeniyle CHP ile görüşmeler yapıldı ve koalisyon konusunda anlaşma sağlanamadı. Ama bu süreçte bu sürece kadar devlet adamlığıyla tanıdığım MHP lideri Devlet Bahçeli kendisinden beklenmeyecek şekilde her iki partiyi dizayn etmeye, AK Parti’ye ayar çekmeye kalkarken halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’a etmediği hakaretleri bırakmadı. Siyasette beyefendilik, etik çok önemlidir. Hiç kimse halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaret edemez. Görev tanımı yapamaz. Devlet Bahçeli sözüm ona bize akıl öğretiyor. Bahçeli başka partilere dizayn etmeyi bir kenara bıraksın da yapabiliyorsa MHP’yi nasıl iktidara taşırımın gayretini göstersin. Ama bunu yapamaz. Yapamayacağını biliyor o yüzden kendi işini bırakıp başka partilere laf yetiştirmeye, dizayn etmeye çalışıyor. Bu nedenle bundan sonra MHP ile koalisyon ihtimaline sıcak bakmıyor, 25 Kasım’da Allah izin verirse tekrar seçim yapılmasını bekliyorum. AK kadrolar olarak dere tepe demeden ilçe ilçe, gece gündüz çalışarak Türkiye genelinde ve Manisa’da yüzde 45 oy alacağız. 300 milletvekili çıkartacağız. Allah’ın izni, milletimizin teveccühü ve desteğiyle bunu başaracağız” dedi.
PKK 31 YILDIR TERÖRDEN BESLENİYOR
AK Parti’nin olası bir tekrar seçim olması durumunda muhalefetin çözüm süreci konusunda üzerlerine geleceğini ifade eden Özdağ, “Evet biz analar ağlamasın, terör örgütü silahı bıraksın, akan kan dursun diyerek çözüm sürecini başlatmıştık. MHP’liler, ‘Çözüm sürecini başlatmıştınız. Bakın! Şimdi şehitlerimiz geliyor’ diyecekler, diyorlar da. Biz de şehitlerimizin olmasını istemiyoruz. Ama bir gerçek var ki bu şehitler AK Parti iktidarından önce de geliyordu. PKK terörü 1984’de başladı. Hatta Apocular adıyla 1975’te başladılar hareketlerine hatta ve hatta 1979’da Apocular, PKK adıyla bir örgüt kurdular. Bu örgüt kurulduktan 2002 yılında AK Parti iktidar oluncaya kadar 25 bin insan öldü. Şehitlerimiz oldu. Şimdi bizi çözüm sürecini başlattık diye suçluyorlar. Ben Milliyetçi bir milletvekili olarak şunu ifade ediyorum ki çözüm süreci doğruydu. Çözüm süreci yapılmalıydı. Çünkü bize, ‘İnsinler bunlar dağdan. Bir şans verin bu insanlara. Hep dağda mı yaşayacaklar. Buna bir çözüm bulun’ dediler. O dönemin Başbakanı Bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘Peki. Gövdemi koyuyorum ortaya. Siyasi hayatımı koyuyorum, baldıran zehiri içiyorum’ dedi. Üç sene boyunca Türkiye’de Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet hiçbir operasyon yapmadı. Seçim meydanlarında bunlar önümüze gelecek. Güvenlik güçlerimizin terörle kararlı operasyonlarında şehitlerimiz oluyor. Kahraman askerimiz, polisimiz şehit oluyor. Kararlı mücadelemiz sonucunda terörü sona erdireceğiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu işi bitireceğiz. Kürtlerle bizim meselemiz yok. Alparslan Malazgirt Zaferini Kürtlerle birlikte kazandı. Ordusunda 15 bin Kürt, 5 bin Ermeni vardı, Kürtler ister Müslüman, ister dinsiz olsunlar hepsi bizim vatandaşımız ve kardeşimiz. Bu söz diğer tüm vatandaşlarımız içinde geçerli. Bizim terörle meselemiz var. PKK ile meselemiz var. Çözüm süreci boyunca 60 bin kişiyi öldürdüler, PKK çözüm sürecine hiç inanmadı. 600 civarında molotof kokteylli eylem yaptılar, 300’ün üzerinde silahlı eylem yaptılar. İki bin kişiyi dağa kaçırdılar. 10 bin çocuğu ‘gelin dağlarda sizi eğiteceğiz özerklik ilan edeceğiz, Kürdistan’ı kuracağız’ diyerek dağlara, Kobani’ye eyleme gönderdiler. Bu bölgelerden 15-17 yaşında çocukların cesetleri geliyor. Devletin tüm hoşgörülerine rağmen silahı bir türlü bırakmadılar. Selahattin Demirtaş hatırlarsanız sokaklarda çağrıda bulundu; 50 bin kişi öldü. İnsanların başını ezerek öldürdüler. 12 Eylül sonrası hep, ‘Devlet zulmediyor, faili meçhuller var. Kaymakam kötü, vali kötü, bürokratlar tümden kötü’ diyorlardı. Evet maalesef devlet içinde görevini kötüye kullananlar da vardı maalesef ama AK Parti iktidarında devlet millete hizmetkar olarak, bürokrasi hizmetkar olarak Güneydoğu’ya ve diğer tüm bölgelere hizmet ediyor. Artık hiç faili meçhuller olmuyor ama bu seçimlerden önce hep, ‘Kendinize oy verin’ çağrısını yaptılar. Kendileri kim? Kürtler. Ne demek istiyorlar yani? Kürtlerin partisi mi olacak? Arnavutların, Çerkezlerin Partisi mi olur? Irk yarış atları için geçerlidir. Her etnik kökene sahip vatandaşımız olur bir partide. AK Parti’de Kürt, Türkmen, Çerkez, Laz kökenli kardeşlerimiz var. HDP’de de öyle olsun” dedi.
BİZİM MESELEMİZ PKK VE TERÖR İLE
“İzmir’de Hewal adında bir dükkan açmış esnafın biri, Türkiye’nin değişik yerlerinde de Kürtçe isim verilerek açılan dükkanlar var. İsteyen istediği ismi koyabilir. Ama ben Selçuk Özdağ olarak Güneydoğu’ya gitsem adımdan yola çıkarak Selçuklu, Osmanlı adında bir iş yeri açmaya kalksam orada açtırırlar mı? Hani nerede demokrasi?” diyen Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tekrar seçim şayet olursa bu seçim ve bundan sonrakiler çok daha çetin geçecek. Alparslan Malazgirt’te hangi gaye ile var olmuşsa ve bu büyük zaferi kazanmışsa Sayın Ahmet Davutoğlu ve AK Parti’de 7 Haziran seçimlerinde ve bundan sonraki seçim meydanlarında aynı gaye ile vardı, var olacak. Fatih İstanbul’u neden fethetmişse, Ahmet Davutoğlu 7 Haziran seçimlerine o niyetle gitti. Bundan sonra da gitmeye devam edecek. Çanakkale’de Enver Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa, Mustafa Kemal Paşa hangi gaye ile direnmiş, mücadele etmişse bizde AK Parti de o gaye ile direniyor mücadele ediyoruz. AK Parti’nin mutlaka ama mutlaka tek başına iktidar olması şart. Şayet olmazsa Türkiye’yi bölmek isteyecekler. Ben bunları hep dile getirdim. Darbeciler, Paralelciler ve Doğan Grubu bu Selahattin Demirtaş’ı allayıp, pullayıp karşımıza ‘Cici, uslu çocuk’ görünümlü Selahattin Demirtaş’ı çıkarmak istedi. Bunlar Türkiye’nin kalkınmasını, güçlü ülke olmasını istemezler. Bu yüzden darbe yaptılar Türkiye’de, Adnan Menderes’i onun için astılar. Özal’a bir yandan asker bir yandan da bürokrasiyle dayatma yaptılar. Erbakan’a, Muhsin Yazıcıoğlu’na askerlerle, yargıyla, bürokrasiyle ve her yolu deneyerek yaptılar. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da her türlü yolu deneyerek baskı yaptılar ama yıldıramadılar. Son bir hamleleri vardı o da HDP. Neymiş, ‘HDP barajı aşacak. Yoksa Türkiye’yi kan gölüne çevireceğiz’ diyorlardı. Zaten ne olursa olsun bunu yapmak istiyorlar. Ama biz artık PKK silahı bıraksın, diğer terör örgütleri silahı bıraksın ve kardeş kardeşi öldürmesin istiyoruz. Türkiye’nin 1 Milyon askerden oluşan ordusu, 300 Binden oluşan emniyet güçleri var. 100 Bin kişiden de oluşan istihbaratı var. HDP’ye oy veren ulusalcısına, Komünistine, Kürt’ü, Türkmen’ine sesleniyorum; ‘HDP bir Türkiye partisi değildir. HDP egemen güçlerin, büyük ve güçlü ülke Türkiye’ye engel olmak, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmak için oluşturduğu emperyalist bir projedir. Bunun için tutturmuşlar yatıyorlar, kalkıyorlar ‘Özerklik’ diyorlar. Zaten gayeleri bu. Yerel yönetimlere değil yerel halklara özerklik istiyorlar. Aslında halklara da değil. Çünkü o bölgede Araplar, Türkmenler de var. Kürtlere de istemiyorlar özerkliği. Sadece ve sadece terör örgütüne destek veren, yanlarında olan PKK yanlılarına özerklik istiyorlar. Kendilerinden olmayan hiçbir etnik kökene, siyasi partiye ve farklı düşünceye tahammülleri dahi yok. Ya öldürüyorlar ya da o bölgeden ayrılmasını istiyorlar. Hani bunlar demokrattı? Hani kardeşlik diyorlardı? Sayın Recep Tayyip Erdoğan paralelle mücadeleye başladığında bir çok kesim tepki göstermişti. Ama 7 Haziran öncesi özellikle paralelin yayın organlarının kimlere hizmet ettiğini bu millet gördü. Paralele bağlı yayın organları, ‘Çare HDP’ diye manşet attılar, köşe yazılarına taşıdılar. Bu vesileyle paralel yapıyla bir şekilde bağlantısı olan hasbi olan kardeşlerime sesleniyorum. ‘Bu yapı kötü bir yapıdır. Bu yapı HDP ile beraber hareket etmektedir. Paralel yapının gazetelerinde PKK’ya övgü vardı. Bugün TV’deki haberde öldürülen PKK’lılara şehit muamelesi yapıldı. Bu nedenle hasbi, ihlaslı olan kardeşlerimiz bu yapıyı terk etmelidirler. Bunlar egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyorlar. Sonra da kalkıyorlar. Egemen güçlerin desteğini arkalarına alıp AK Parti’yi, sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı terbiye etmek istiyorlar. Yok öyle yağma.”
CHP KIRK YAMALI BOHÇA
Türkiye’nin iki ana problemi olduğunu kaydeden Özdağ, bu problemlerin PKK ve paralel yapı olduğunu belirtti. Özdağ, “Bu iki yapıyı kökten sona erdirip, geri kalan ne kadar sorun varsa aşıp Türkiye’yi süper, güçlü ülke yapacağız. Biz Türkiye’yi güçlü ülke yapmak için gayret gösterirken birileri özellikle de HDP’liler kalkıp, ‘Bunların birleşmesinden savaş hükümeti kurulur’ dedi. ‘MHP-CHP ile koalisyon yapsın’ diyen HDP’li Selahattin Demirtaş’ın ve beraberindekiler. MHP CHP ile koalisyon yaparsa onların gözünde cici, barıştan yana ama AK Parti ile koalisyon yaparsa yine onların gözünde savaştan yana. Bu nasıl mantıktır. Gönlüm AK Parti MHP Koalisyonundan yanaydı ama parti genel merkezim CHP ile koalisyon yaparsa gönlüm razı olmamasına rağmen milletvekili kimliğimle parti disiplini içerisinde ‘buna uyarım’ demiştim. CHP kırk yamalı bohça. ‘Ermeni soykırımı var’ diyen milletvekilleri var. Böyle diyen bir partiden, milletvekilinden ne hayır gelir? Ermeni soykırımı asla olmamıştır. ‘Yolumuz Mahir Çayan’ın, Sinan Cemgil’in yolu. Deniz Gezmiş’in yolu’ diyorlar. Bunlar askere, polise kurşun sıkan, öldüren kişiler. Bunlarınki sadece akan suyu bulandırma gayesi. Böyle bir parti ile koalisyon yapılır mı? Nükleer santral yapmak istedik. CHP’li Mersin Milletvekili çıktı, ‘Mersin’e nükleer santral yapamazsınız. Bizi çiğnerseniz ondan sonra yaparsınız’ dedi. Bu parti ile koalisyon yapılır mı?” şeklinde konuştu.