Gündem Aki Kaurismaki’den göçmenler üzerine

Aki Kaurismaki’den göçmenler üzerine

15.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

67. Berlin Film Festivali’nin Altın Ayı ödüllü ana yarışmasının en merakla beklenen yapımlarından Finlandiya sinemasının yaratıcı ustası Aki Kaurismaki’nin yeni filmi ‘The Other Side of Hope’ dün gösterildi.

Aki Kaurismaki’den göçmenler üzerine

Kaurismaki, ona ününü kazandıran kara mizahı ve mesafeli mizansenleriyle günümüzün en önemli mevzusu göçmenleri önceki filmi ‘Umut Limanı’ndan sonra bir kez daha merkeze alıyor. Suriyeli Halit’in Finlandiya’ya sığınma talebini takip eden film, diğer yandan yeni bir restoran açan Finlandiyalı Wikström’ün hikayesini anlatıyor. Bu iki karakteri umut, uzlaşma ve yardımlaşmanın öne çıktığı temalarla bir araya getirirken Avrupa’da göçmenlerin durumuna eleştirel bir bakış atıyor. Film, usta sinemacının filmografisinin zirvesi olmasa da, Kaurismaki’nin biricik bakışının izleri onu yarışmanın en iyi yapıtları arasına taşımaya yetip artıyor.

Haberin Devamı

Aki Kaurismaki’den göçmenler üzerine
Yarışmanın geri kalanında eleştirmenleri ikiye bölen filmleri ağırlıkta. Tecrübeli Polonyalı sinemacı Agnieszka Holland’ın yönettiği ‘Pokot’, mizah anlayışı ve abartılı anlatımıyla kendisine hayranlar bulduğu kadar beğenmeyeni de çok olan bir film. Komedi türündeki ‘Pokot’, Polonya ve Çek Cumhuriyeti arasında bir kasabada iki köpeğiyle yaşayan ve köpekleri kaybolan yaşlı bir kadına odaklanıyor. Avcılığın popüler olduğu kasabada avcılar teker teker cinayet kurbanı olmaya başlıyor. Filmin Paul Verhoeven başkanlığındaki jüriden ödül kazanmasına pek ihtimal bulunmuyor.

Mr. Long ilginç

Alman sinemasının genç neslinin önemli temsilcilerinden Thomas Arslan, en son western ‘Gold’ ile yer aldığı Berlin yarışmasında bu yıl ilk dönemlerini akla getiren minimalist yol hikâyesi ‘Helle Nächte’yle bulunuyor. Film, birbirlerinden kopuk bir baba-oğlun ,dedenin ölümünün ardından Norveç’te çıktıkları bir yolculuğu konu alıyor. Film, gücünü detaylar üzerinden bulurken Alman sinemasının son yıllarına damga vuran sade ve mesafeli anlatımın hayranlarını memnun ediyor.

Haberin Devamı

Yarışmadaki Sabu imzalı Japon filmi ‘Mr. Long’ ise suç hikâyesiyle insani yakınlaşmanın ilginç bir birleşimi. Long adlı bir kiralık katilin yaralanıp fakir bir bölgeyi sığınması üzerinden gelişen olaylara odaklanan film, kusursuz olmasa da yarışmanın en ilgiyle izlenen ve ilginç yapımlarından biri olarak dikkat çekiyor.

‘Yes’ ve ‘Orlando’ filmleriyle tanınan İngiliz yönetmen Sally Potter, yarışmadaki yeni filmi ‘The Party’ ile küçük ve mütevazı bir filmle Berlin takipçilerinin karşısında. Patricia Clarkson, Bruno Ganz ve Timothy Spall’ın yer aldığı iddialı bir oyuncu kadrosuna sahip film, sağlık bakanı seçilen bir kadının evinde başlayan partinin her karakter için bir krize dönüşmesini konu alıyor. Alfred Hitchcock’ın ‘The Rope’u ve Michael Haneke’nin ‘Funny Games’inin de aralarında olduğu tek mekân olarak evde geçen filmler külliyatına değerli bir katkı sunamayan siyah beyaz film, mizahına ortak olabilen izleyicileri güldürse de yarışmanın öne çıkan filmlerinden biri olamıyor.