Ali Gevgilili’yi kaybettik

Basın tarihimizde birçok yeniliği gerçekleştiren ve Türkiye’de ilk kez Milliyet gazetesinde bağımsız ekonomi sayfası hazırlayan, 80 yaşındaki usta gazeteci Ali Gevgilili önceki gün New York’ta hayatını kaybetti. Gevgilili, 1938’de İzmir’de doğdu. İzmir Özel Türk Koleji ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim aldı. Gazetecilik mesleğine 1954’te Ege Ekspres’te başladı. Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde çalıştıktan sonra 1963’te Milliyet gazetesine girdi. “Günlük” başlıklı köşesinde politikadan, kültüre, eğitimden sanata kadar birçok alanda yazılar kaleme aldı. Abdi İpekçi’den sonra bir süre başyazarlık yaptı. Bir dönem İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim üyeliğinde bulundu. Siyasal yazılarından başka sinema eleştirmenliğiyle tanındı. Yedinci Sanat, Yeni Dergi, Milliyet Sanat dergisi başta olmak üzere birçok dergide sinema yazıları yayımlandı. Basın Şeref Kartı sahibi Gevgilili’nin “Atatürkçü Dış Politika, NATO ve Türkiye, Türkiye’de 1971 Rejimi, Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna Geçiş Aşaması, Yükseliş ve Düşüş” yayımlanmış eserlerinden bazıları.

‘Ekonomiye tam sayfa kazandırdı’

Sami Kohen (Milliyet gazetesi yazarı): “Sevdiğim ve takdir ettiğim bir gazeteciydi. Milliyet’te uzunca yıllar boyunca beraber çalıştık. Kalplerimiz birbirine çok yakındı. Çok iyi anlaşabildiğim bir kardeşimdi. Ali’yi 2 yönüyle ele almak lazım. Biri insan olarak diğeri de meslek mensubu olarak. İnsan olarak, gerçek bir İzmir beyefendisi. Samimi bir dosttu. Meslek tarafına gelince, çok yönlü bir kişiliğe sahipti. Milliyet’e geldiğinde ekonomi sayfası editörüydü. O zamana kadar ekonomi sayfalarına iki kolon ayrılırdı ama o tam sayfa, bağımsız, kişilik kazandırdı. Ekonomi sayfası yönettiği sürece örnek bir sayfaydı. Entelektüel bir birikimi vardı. Hem Milliyet’e hem de Türk basınına yenilikler getirdi.”

‘Gazeteciliği hiç bırakmadılar’

Nükhet İpekçi İzet (Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin kızı): “Ali Gevgilili’nin babamla çok güzel bir ilişkisi vardı. Babamın Ali Bey’den bahsederken yüzünde bambaşka bir tebessüm olduğunun tanığıyım. Babam da Ali Gevgilili de gazeteciliği hiç bırakmadılar. Doğuştan gazeteciydiler. Bu mesleğe çok genç yaşta başladılar. Onlar günü gününe tüketilen gazetelerin zamansız ve sonsuz gazetecileriydi. 1979’da karanlığın içindeyken varlığını çok yoğun hissettirdi. Onca uğraşı arasında uzun mektuplar yazdı. Dağılmayayım, sıkı durayım diye, bana kılavuzluk etti. Elimizi sımsıkı tuttu. Direnen insan duruşuyla, gönülden kopan sözleriyle yanımızda oldu. O benim hep melek Ali Bey’im, yüce Ali Bey’im ve hepimizin kiymetli Ali Gevgilili’si olarak varlığını sürdürecek.”

‘Dürüst, naif ve adaletliydi’

Prof. Dr. Suat Gezgin (İÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi, Ali Gevgilili belgeselinin yapımcısı): “Meslek büyüğüm, dostum Ali Gevgilili benim için; sancılarla dolu Türk basınının aydınlık yüzü. Ömrünü gazeteciliğe adayan, mesleğimizin yüz akı olan, ilerici fikirleriyle birçok yeniliğe imza atan Ali Gevgilili çok yönlü, bilgili ve derin bir gazeteciydi.Çok dürüst, ılımlı, naif, adaletli, iyi bir insandı. Ali Gevgilili ile 20 yıllık dostluğumuz boyunca çok güzel anılar biriktirdik. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanlığı yaptığım dönemde kendisi fakültemizde dersler veriyordu. Çevresindeki herkesin yoluna ışık olan birisiydi. Kendisini kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.”

Usta gazeteci, ‘Günlük’ başlıklı köşe yazıları dışında, ‘Düşünenlerin Forumu’ isimli tartışma-söyleşi köşesini de yönetti.