05.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Milliyet Ramazan-Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Kâmil Yaşaroğlu
İmandan sonra en faziletli iş olarak kabul edilen namaz aynı zamanda mükemmel bir dua özelliği taşır. Namaz kişinin bedeni, dili ve kalbiyle, kısaca bütün varlığıyla Allah’a yönelmesi halidir. Bu özelliğinden dolayı diğer bütün ibadetlerin özü sayılmıştır. Hz. Peygamber bir hadisinde, “Namaz dinin direğidir” (Tirmizî, “Îmân”, 8) buyurmuş, namazın en önemli rüknü durumundaki secdeyi ise kulun Allah’a en yakın olduğu durum olarak nitelendirmiştir. (Müslim, “Salât”, 215)
Allah’ı anmanın en güzel şekli namazdır. Nitekim bir âyette, “Beni anmak için namaz kıl” (Tâhâ 20/14) buyurulmuştur. Günün belirli vakitlerinde yerine getirilmesi gereken namaz, günlük hayatın yoğun meşguliyetleri içinde kişinin Allah’ı hatırlamasını ve Allah’ın yaptıklarından haberdar olduğunu farketmesini sağlar. Ayrıca ona Allah’ı unutturacak durumlara karşı koruyucu bir siper vazifesi görür.
Şükrün ifadesidir
Diğer taraftan namaz Allah’ın ihsan ettiği nimetlere karşı kulun şükrünün bir ifadesidir. Özellikle farz namazların cemaatle kılınması müminleri ırk, renk, dil, sosyal statü ayırımı gözetmeksizin Allah’a karşı kullukta aynı safta toplama, bütünleşme, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayarak kolektif şuuru pekiştirme açısından ayrı bir öneme sahiptir.
Çoğu zaman üzerimizden yük kalksa diye isteksizce kıldığımız namazın hakkını vermemiz gerekiyor. Namazda acele etmemeli, kıyam, kıraat, rükû, secde gibi rükünleri gerektiği gibi yerine getirmeliyiz. Nitekim Efendimiz rüku ve secdeleri tam yapmayan kişiyi namaz hırsızı olarak nitelendirmektedir. Namaz aynı zamanda hata ve günah kirlerinden arınmanın bir yoludur. Zira şuurla kılınan her namaz aynı zamanda bir tövbe niteliği taşır. Günlük farz namazlara işaret eden Hûd sûresinin 114. âyetinde iyiliklerin kötülükleri gidereceği ifade edilir.
Küçük günahlar
Dolayısıyla beş vakit namaza devam edildikçe arada meydana gelebilecek küçük günahlar silinir. Nitekim Hz. Peygamber, beş vakit namazın iki namaz arasındaki küçük günahlara kefâret olduğunu (Buhârî, “Mevâkîtü’s-sal ât”, 4, 6), ve güzel bir şekilde abdest alıp beş vakit namazı vaktinde kılan, rükû, secde ve huşûunu tam olarak yerine getiren kimseyi Allah’ın affedeceğini belirtmiştir. (Ebû Dâvûd, “Salât”, 9) Diğer taraftan namazı “gözümün nuru” diye nitelendiren Allah Resûlü günlük farz namazları bir insanın kapısının önünden akıp giden bir ırmağa, namaz kılmayı da bu ırmakta her gün beş defa yıkanmaya benzeterek nehirde günde beş defa yıkanan kimsede kir kalmayacağı gibi beş vakit namaz kılan kimsenin günahlarını Allah’ın silece-ğini ifade etmiştir. (Buhârî, “Mevâkîtü’s-salât”, 6)
Kötülüğü engeller
Kur’ân-ı Kerîm’de namazın ahlâkî tesirlerine ve kötülüklere karşı koruyucu özelliğine işaret edilerek, “Şüphesiz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten men eder” buyurulur (el-Ankebût 29/45). Namaza devam edildikçe genellikle kötülüklere ve günahlara karşı koyma duygusu gelişir. Böylece kişi, alıştıklarından pişmanlık duyarak tövbe etmeye yönelir.