19.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Nil Kural
71. Cannes Film Festivali, bu gece dağıtılacak ödüllerle sonlanıyor. Nuri Bilge Ceylan’ın merakla beklenen yeni filmi ‘Ahlat Ağacı’, festival yarışmasının son filmi olarak dün gece prömiyerini gerçekleştirdi. Gazete basıldığı saatlerde henüz gösterilmediği için ‘Ahlat Ağacı’ dışında yarışmada öne çıkan filmleri mercek altına aldık.
Lee Chang-dong’un yönettiği Haruki Murakami uyarlaması ‘Burning’, sinema endüstrisi dergisi Screen’in yıldız tablosunun gelmiş geçmiş en iyi yıldız puanını alarak eleştirmenlerin gözdesi olarak hak ettiği yere yerleşti. İzleyicisine kusursuz bir sinema örneği sunan Chang-dong’un Cate Blanchett başkanlığındaki jürinin de gözdesi olması söz konusu. Büyük ödül Altın Palmiye olmasa da ‘Burning’in törenden eli boş dönmesi beklenmiyor.
Zhao Tao ödüle yakın
Sinema duygusuyla etkileyen diğer bir film, Çinli usta sinemacı Jia Zhang-ke’nin imzasını taşıyan ‘Ash is Purest White’. Bu film, yönetmenin başarılı filmlerle dolu kariyerinin zirvesi olmasa da yarışmada ödül şansı bulunan filmler arasında yer alıyor. Filmin başrolünde güçlü bir kadın karakteri etkileyici bir performansla canlandıran Zhao Tao da kadın oyuncu ödülüne yakın bir isim.
Jia Zhangke, ‘Ash is Purest White’la kariyerinin zirve filmlerinden birini sunamasa da aynı değerlendirme Japon sinemacı Hirokazu Koreeda için geçerli değil. Cannes’daki filmi ‘Shoplifters’la sinemasını çok daha saflaştıran ve aşırılıklara kaçmadan duru bir melodram sunan Koreeda, eleştirmenlerin takdirini fazlasıyla topladı. Jürinin de benzer bir değerlendirmede bulunması durumunda yönetmen Altın Palmiye de dahil bir ödülle bu gece sahnede olabilir.
Jürinin Oscar ödüllü Polonyalı yönetmen Pawel Pawlikowski’nin ‘Cold War’una nasıl bir mesafe alacağı merak konusu. Soğuk, fazlasıyla hesaplı ancak stiliyle öne çıkan filmi jüri önemli ödüllerden biriyle değerlendirebileceği gibi yönetmenin önceki filmi ‘Ida’ya olan benzerliğinden dolayı değerlendirmeye de almayabilir.
Masalsı atmosfer
Kadın sinemacıların sektördeki ağırlığıyla ilgili tartışmaların damga vurduğu festivalde yarışmada kadın yönetmen imzalı üç filmden ikisi ödüllerde öne çıkıyor. Alice Rohrwacher’in ‘Lazzaro felice’si günümüzde iyi bir karakterin saflığıyla dünyanın nasıl başa çıkamadığına dair soruları ve masalsı atmosferiyle birçok Cannes takipçisini etkiledi. Rohrwacher’in jüriyi de etkileyip önemli ödüllerden birine uzanması şaşırtıcı olmayacak gibi gözüküyor.
Festivalin sonunda izleyiciyle buluşan Nadine Labaki imzalı ‘Capharnaüm’ ise Lübnan sokaklarında fakirlik ve şiddet içinde büyüyen bir çocuğu merkeze alıyor. Ailesine dava açan bu çocuğun hikâyesini duygu sömürüsüne yaklaşan bir dille anlatan Labaki de jüriyi etkileyen yönetmenler arasında yer alabilir.
Rusya’da aldığı ev hapsi cezası nedeniyle festivale katılamaması festivalin gündem maddeleri arasında yer alan yönetmen Kirill Serebrennikov’un filmi ‘Leto’ da hayranları bulunan diğer bir film. Bu geceki ödül töreninde ana ödüllerden biri olmasa da Jüri Özel Ödülü’yle takdir edilebileceği söylenebilir.