Güzelliğini cerrah olup da yakma!

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ve Antalya Tabip Odası işbirliğinde düzenlenen ve çok sayıda dernek temsilcisinin de katıldığı “Kadın Hekim Olmak Çalıştayı” sonuçları bir raporla açıklandı. Raporda, kadın hekimlerin toplumsal olarak alışılagelmiş giyim, makyaj ve öz bakımla ilgili alışkanlıklarının bile özellikle erkek egemen cerrahi branşlarda hoş karşılanmadığına dikkat çekilirken, tıp ve uzmanlık eğitiminde öğrencilerin sıklıkla “Cerrahi branş seçmeyin, güzelliğinize yazık etmeyin” gibi ifadelerle karşılaştıkları vurgulandı.

Kadın hekimlerin liyakatlarının, mesleki ve bilimsel yeterliliklerinin erkek meslektaşları ve sağlık çalışanları tarafından sorgulandığının belirtildiği raporda, yine kadın hekimlerin yazdığı raporların bilimsel içeriğinin daha fazla ve daha kolay sorgulandığı, kadın hekimlerinin kendilerini sürekli meslektaşlarına, sağlık ve sağlık dışı yardımcı personele ispat etme baskısı hissettiği vurgulandı.

‘Cam tavanlı engel’

Kadın hekimlerin hem sağlık kurumlarında hem de meslek örgütlerinde yönetici konuma gelmelerinin “cam tavan” uygulamasıyla engellendiğinin vurgulandığı raporda, “Adli Tıp ve psikiyatri alanında TUS’ta eşit oranda erkek ve kadın uzman adayı alınmasına rağmen yönetici basamaklarında bu oran belirgin olarak düşüyor. Örnek olarak; devletin temel iktidar odaklarından biri olan Adli Tıp Kurumu’nda başkanların hep erkekler arasından atanması, taşra teşkilatlarında kadınlara yönelik ‘cam tavan’ uygulamasının yürürlükte olması, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde uzun yıllar hiç kadın klinik şefi ve yönetici olmaması gösterilebilir” denildi. Meslek örgütlerinde kadın komisyonlarının çalışmalarının bile daha fazla sorgulandığının belirtildiği raporda, “Komisyonların kurulması bile gereksiz bulunuyor, çeşitli gerekçelerle geciktiriliyor. Toplantılarda kadınlardan öneri gelmişse referans sorulur, irdelenir, tartışılır, ama erkek üyelerden gelen öneriler hemen kabul edilerek, teknik ayrıntılara geçilir. Kadın üyelerin sözleri daha çok kesilir ya da gereksiz konuştukları ifade edilir. Bu tür yaklaşımlar nedeniyle kadınlar yönetim süreçlerinde öneri getirmekten ve kendini özgürce ifade etmekten çekiniyor. Yönetimlerdeki kadınların birbirleriyle yeterince dayanışma içinde olmaması, bu süreci olumsuz etkileyen bir başka faktör olarak gözlemleniyor” denildi.

‘Seni dağa kaldırırım’

Kadın hekimlerin şiddete uğrama riskinin daha yüksek olduğunun altının çizildiği raporda kadın hekimlerin yaşadığı sıkıntılara yer verildi. Bir kadın hekimin zorunlu hizmet sırasında uygunsuz reçete yazdırma isteğini geri çevirdiği bir hasta tarafından “Seni dağa kaldırırım” diyerek tehdit edildiği anlatıldı.

Feminist çete

Kadın hekimlerin çalışma ortamlarında mesleğe yönelik ya da başka konularda konuşurken argo esprilere, cinsel içerikli ve kadını aşağılayan söylemlere maruz kaldıkları belirtilen rapora göre, “Kadın hekimler, rahatsız olsa bile öğrenilmiş çaresizlik duygusuyla tepki göstermekten çekiniyor, bazı durumlarda donma tepkisi gösteriyor. Tepki gösterenler ise baskılanıyor ve ‘feminist çete’ gibi nitelendirmelerle etiketleniyor.

Çözüm kadın dayanışması

Raporda çözüm önerilerine de yer verildi. Kadın hekimlerin maruz kaldığı mobbing konusunda farkındalık yaratmak, tüm asistanlara standart ve eşit eğitim olanaklarının sunulması, kadınların kendilerinden sonra gelen kadın hekimlere yol göstermesi ve aynı ya da farklı branşlarda kadın hekimler arasında sosyal ağlar ve platformlar oluşturmak, eril dil kullananları uyarmak, kadınların akademik kadroda yükselmesini destekleyecek çalışmalara destek vermek, derneklerde kadın yönetici sayılarını artırmak gibi önerilere de yer verildi.