“Laf atmanın cezası olduğunu öğrenmiş oldular”

Gamze Gürbüz, henüz 22 yaşında. Erciyes Üniversitesi’nde hemşirelik bölümü son sınıf öğrencisi. Geçen yıl, iki arkadaşıyla yolda yürürken bir araçtan kendisine laf atan M.B.’nin peşini bırakmadı. Şikayetçi oldu, dava açtı. “Bu davadan bir sonuç alamazsın” yorumları cesaretini kırsa da vazgeçmedi. Çünkü, “Tacizin büyüğü küçüğü yok, basit de olsa bu bir cinsel taciz. Diğer şeylerin suç olduğunu biliyorlar ama laf atmanın cezasını olduğunu bilmiyorlar” diye düşünüyor. “Artık öğrenmiş oldular” diye ekliyor, sanığın cinsel taciz ve hakaret suçlarından ceza almasına atıfla. Gürbüz’le, arabadan laf atmanın cinsel taciz olarak tanınmasını sağlayan davası ve tüm kadınlara hediye ettiği emsal karar üzerine konuştuk. 

Sizden olay gününü dinleyelim mi?

Beş yıldır Kayseri’de yaşıyorum. Olay günü iki arkadaşımla yolda yürüyordum. Bir araç yaklaştı ve içindeki adam camı indirip “Kızlar ne yapıyorsunuz?” dedi. Biz yanıt vermeyince de “O...pular” deyip uzaklaştı. Ben de plakasını alıp polisi aradım. Genel olarak başıma böyle bir şey geldiğinde susmamayı tercih ediyorum. Polis kısa süre içinde aracı yakaladı, o kişi alkollü çıktı ve ehliyetine el konuldu. Şikayetçi oldum ve dava açıldı. Sanık cinsel taciz ve hakaret olmak üzere iki ayrı suçtan toplam 184 gün hapis cezası aldı ve ceza para cezasına çevrildi. Fakat önceden aldığı bir ceza da var, bu yüzden hapse girmesi söz konusu.

Davadan sonuç almayı bekliyor muydunuz?

“Çok uğraşırsın, bundan bir şey çıkmaz” diyenler oldu. Ama o an bana küfür edilmiş, taciz uygulanmış. Hiçbir şekilde vazgeçmeyi düşünmedim, çünkü bu suçların küçüğü büyüğü yok, basit de olsa bu bir cinsel taciz. Hiçbir ceza almadan laf atabileceklerini sanıyorlar, bunu bir hak görüyorlar. Ben de buna hakları olmadığını göstermek istedim. Evet belki diğer şeylerin suç olduğunu biliyorlar ama laf atmanın cezası olduğunu bilmiyorlar, artık öğrenmiş oldular.

Sosyal medya hesabınızdan, sanık avukatının savunmasında “Gece vakti orada olmaları eğlence ve sohbet ihtiyaçlarını karşıladıklarını ve arandıklarını göstermektedir” dediğini yazdınız. Hatta “Müvekkilimin Mercedes marka aracı dikkatlerini çekmiş olacak ki bu iftirayı atmışlardır” demiş...

Bu savunma beni tacizden daha çok yaraladı. Sanık zaten bir suç işlemiş, bu suçu savunmak karşı tarafa iftira atmak anlamına gelmemeli. Müvekkilinin işlediği suçun bir benzerine başvurarak savunma yapmış oldu diye düşünüyorum. Hem çok şaşırdım hem de üzüldüm.

“Adalete güvenimi artırdı”

Taciz ve tecavüz davalarının her zaman sizinki gibi olumlu sonuçlanmadığını biliyoruz...

“Laf attı diye dava mı açılır” diye düşünenler olabilir ama ben cinsel taciz olaylarının küçüğü büyüğü yok diye düşünüyorum. Bugün bana laf atıyorsa, bu hakkı kendinde görüyorsa, yarın tecavüze yeltenmeyeceğinin garantisini veremez kimse. Böyle basit suçlarda ceza almazlarsa çok daha büyüklerine teşebbüs edebilirler. Ben de kararın bu tür olaylarda önleyici olmasını umuyorum. Çünkü emsal bir karar oldu. Benzer bir olaya maruz kalan bir kadın bana ulaşıp dosya numarasını istedi örneğin, beni en çok mutlu eden bu oldu.

Sizce bu karar nasıl bir mesaj veriyor?

Mahkemenin böyle bir karar vermiş olması benim adalete güvenimi artırdı. Kadına yönelik şiddet haberleri duyduğumda oturup ağlayan bir insanım. Hem nefret duyuyorum hem de çabalayarak bir şeyleri değiştirebiliriz diye düşünüyorum, kadınlar susmazlarsa bunu değiştirebileceğimize inanıyorum.

“Bu karar bir kazanım”

Gamze Gürbüz’ün avukatı Burak Şahmetlioğlu, davayı şöyle değerlendiriyor: “Cinsel taciz suçlarında mahkeme, sanığın cinsel bir saikle hareket edip etmediğine bakıyor. Bu olayda da sanığın, arabayla kızların yanına yanaşması, “Kızlar ne yapıyorsunuz?” demesi ve ardından küfür etmesinin tek bir amacı olabilir ve bu anlamda suç unsurları oluşmuştur. Kaldı ki, uzun süreli bakmayı bile basit cinsel taciz kabul eden Yargıtay kararları var. Bu anlamda karar, bir yerel mahkemenin arabadan laf atmayı cinsel taciz olarak tanıdığı nadir kararlardan biri oldu. İlk demeyeyim ama ben başka bir karara rastlamadım. Kararın bir başka önemi de, kadının beyanının hükme esas teşkil ettiği nadir kararlardan biri olması. Çünkü, sanığın bu sözleri söyleyip söylemediğine dair bir delilimiz yoktu ama kuvvetli suç şüphesi vardı. Normalde ceza yargılamasında kuvvetli suç şüphesine dayanarak karar verilmez. Çünkü şüpheden sanık yararlanır. Fakat bu tür kadına yönelik cinsel suçlarda kadının beyanının esas alınması yönünde çok önemli kararlar var.

Hakim de takdirini bu yönde kullandı ve toplumsal eşitlik adına bir adım atılmış oldu. Kesinlikle emsal karardır. Bunun bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Ses getirmesi, başka kadınları cesaretlendirmesi çok sevindirici. Kadın haklarının Türk yargısı tarafından özenle korunduğunu görmek beni hem
avukat hem bir vatandaş olarak çok mutlu etti.