Mavi Balina Tehlikesi

26 Şubat 2018

Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir gencin intiharıyla ilgili aldığımız haber, bizi bilgisayar oyunlarının tehlikelerine dair bir kez düşünmeye sevketti. 16 yaşındaki Ahmet P., oynadığı Mavi Balina oyununun verdiği son görevi yerine getirerek kendini astı, bu durumdan ağır şekilde etkilenen arkadaşı Batuhan’ın ise kendini bir tırın önüne attığı söyleniyor. Üstelik bu vaka ilk değil ve ne yazık ki son olmama ihtimali var. Dolayısıyla, anneler babalar bu konuya karşı daha duyarlı olmalı ve hepimiz elimizden geleni yaparak bu tür tehditlerden korunacak tedbirleri almalıyız.

Tehlike Sinyalleri

Bu belirtilerden bazıları farklı durumlara da işaret edebilecek olsa bile, tedbiri elden bırakmamak adına iyice gözlem yapmak ve benzer bulduğunuz belirtilerin üstüne gitmek gerekir.

*Ani davranış değişikleri, içe kapanık, mutsuz, depresif bir hal

*Kendine zarar verici davranışlar (kesmek, jiletlemek gibi), özellikle vücuduna çizilmiş bir balina figürü

*Normal uyku döngüsünden farklı olarak sabaha karşı saat 04.00 civarlarında ayakta olması

*Aşırı şiddet ve korku öğeleri içeren filmler izlemesi

*İntihardan bahseden veya çağrıştıran konuşmalar

Yazının Devamı

Kendi Ayakları Üzerinde Duran Çocuk

29 Aralık 2017

Birçok anne-baba, çocuğunda zaman zaman şikayetçi olduğu ve elinde olsa değiştirmek istediği şeyler olarak; işlerini kendi kendine yapabilmesini, sorumluluk sahibi olmasını, problemlerini kendi çözebilmesini, karar verebilmesini, herşeyde onlara bağımlı olmamasını söylüyor ve ileride kendi ayakları üzerinde durabilen, hayatı için doğru kararlar veren ve hayatından memnuniyet duyan bir yetişkin olmasını arzu ediyor.

Onların iyi bir yaşamı olması için elimizden gelen herşeyi yapmaya çalışıyoruz; birçok şey alıyoruz, yapıyoruz, onları birşeylerden koruyoruz. Fakat onları mutlu etmeye çabalarken, ebeveynliğin asıl amacını unutabiliyoruz: onları hayata hazırlamak. Aslında amacımız, biz olmadığımızda da kendi başının çaresine bakabilecek, bağımsız bireyler yetiştirmek.

Bunu gerçekleştirebilmek için onları tüm hayal kırıklıklarından korumak ya da herşeyi onlar için yapmak yerine, onların kendileri için bir şeyler yapmalarına, kendi sorunlarını çözmek için uğraşmalarına ve hatalarından ders çıkarmalarına izin vermemiz gerekiyor. Aksi takdirde, çocukların kendi problem çözme, karar verme gibi becerileri gelişemiyor ve büyüdüğünde de bize olan bağımlılığı sürüyor. Bir bebek annesine

Yazının Devamı

"Çocuğum Kavga Ediyor, Ne Yapacağım?"

30 Kasım 2017

Çocuklar yaşıtlarıyla sosyalleşmeye başladıklarından itibaren arkadaşlıklar onların gelişiminin önemli bir parçasını oluşturur. Aile dışından bir yaşıtıyla gülmek, oyun oynamak, sır paylaşmak, birlikte bir zorlukla baş etmek, bunların hepsi çok olgunlaştırıcı deneyimler. Peki ya kavgalar?

Çocuğunuz arkadaşlarıyla kavga ediyorsa bu ne demektir? Ne yapmak gerekir? Onu korumak mı, yoksa ona kızmak mı? Bu noktada sizin atacağınız bir adımın onun kişilik gelişimine çok ciddi bir etkisi olabileceğini unutmayın.

Gelin birkaç farklı senaryoya bakalım. Çocuğunuzun okulda arkadaşıyla kavga ettiği haberini aldınız, okul sonrası onunla yüzleştiniz ve baktınız ki o hırpalanmış, üzgün bir halde. Eğer olayın iç yüzünü hiç konuşmadan bilmeden, ona üzülen, acıyan, korumak isteyen bir kurtarıcı gibi yaklaşırsanız çocuk orada kendini mağdur ve annesinin-babasının kanatları altına sığınan bir yavru gibi hissedebilir. Bu noktada pek çok seçenek var. Kendini yetersiz, zayıf hissedebilir, annesinin sanki onun kavga ederek kendini savunmasını beklediğini düşünebilir. Tahmin edersiniz ki bu tehlikeli bir durum, bir sonraki sefer arkadaşıyla sürtüşme yaşadığında, bu sefer sizin göğsünüzü kabartmak

Yazının Devamı

Bağımsızlaşma Sürecinde 5 Adım

25 Kasım 2017

Bebeklik; beslenme, korunma ve sıcaklık gibi temel ihtiyaçların anne ve baba tarafından karşılandığı bir dönemdir. Zaman içerisinde çocukluk dönemine giden bu süreçte ise; çocuk, anne babasından hissettiği güven duygusu ile yapabileceklerini denemeye başlar. En temel olarak emeklemeye, ayakta dengede durmaya ve yürümeye çalışır; sesler çıkarır, harfleri birleştirir konuşmaya çalışır; yeni duyduğu sesleri taklit eder; yeni girdiği bir ortamda çevresindeki yenilikleri keşfeder. Bu keşif döneminin anne baba tarafından desteklenmesi çocuğu cesaretlendirir. Çocuk çevresinden aldığı onay ve destek ile başarabilme duygusunu tatmaya başlar. Başarmanın hazzını yaşayan çocuk kendinden tatmin olur, olumlu bir benlik algısı oluşmaya başlar. Böylece, çocuk kendi yaş özellikleri çerçevesinde anne ve babasının yardımı ile kendi günlük ihtiyaçlarını karşılamaya başlar. Örneğin, bebeklik çağında kendi kendine çatal-kaşık kullanarak yemek yer, bardağını tutarak su içer; çocukluk çağında ayakkabılarını bağlar, tek başına yakın bir marketten süt alabilir.


Bağımsızlığı kazanmaya doğru giden bu süreç anne babanın veya çocuğun yaşadığı deneyimlerle de şekillenir. İşte çocuğunuza bu süreci

Yazının Devamı

“21’inci Yüzyıl Becerileri” Ne Demek?

18 Kasım 2017

Son zamanlarda yaşanan teknolojik ve bilimsel gelişmeler, nasıl iletişim kurduğumuzu, nasıl öğrendiğimizi, çalışma şeklimizi farkında olmadan değiştiriyor. Son günlerde uzmanlar bu değişikliklerin ne gibi sonuçları olacağıyla, gelecekte bizi nasıl bir dünya beklediğiyle ilgili oldukça kafa yoruyor. Teknolojinin hayatımızda yarattığı değişikliklere adapte olabilmek için ne yapmamız gerektiği, çocuklarımızın bu yeni dünyada başarılı, mutlu, üretken bir şekilde var olabilmesi için şimdiden onlara hangi becerileri kazandırmamız gerektiği ile ilgili de bir sürü teori üretiliyor. Bazı becerilere sahip olmayan kişilerin gelecek dünyada yer edinemeyeceği, eğitim hayatında ve iş dünyasındaki rekabette geride kalacağı düşünülüyor. Bu çağın düzeninde geride kalmamak ve başarılı olabilmek için gerekli olan beceriler “21. Yüzyıl Becerileri” olarak adlandırıyor.

21’inci yüzyıl becerileri nelerdir?

21.yy becerileri denilince aklımıza yalnızca bilgi teknolojileriyle ilgili beceriler gelmesin, bu yalnızca bir kısmını oluşturuyor, onun yanındaki diğer iki temel alan ise "öğrenme ve yenilenme becerileri” ile “yaşam ve meslek becerileri”. Eğitimle ve iş yaşamıyla ilgili araştırma yapan

Yazının Devamı

Rehber Sizsiniz: Çocuk ve Ebeveyn

9 Kasım 2017

"Evlenmeden önce, çocuk yetiştirmekle ilgili 6 teorim vardı. Şimdi 6 çocuğum var ve hiçbir teorim yok!" Bu sözlerin sahibi 1600’lü yıllarda yaşamış bir İngiliz kontu, John Willmot. Aslında, çağlar, statüler, şartlar değişse bile ebeveyn olmanın yarattığı nasıl da ortak bir çatı var. Yüzyıllardır değişen akımlar, “O yanlıştı, doğrusu bu" denilen yöntemler, çocuk yetiştirmeye dair tüm fikirler, teoriler bir yana, hepsi siz ebeveynler için destekleyici olsa da, onların ötesinde bir şeyi gözden kaçırmamak gerek, içgüdüleriniz! Her kilidin ortak anahtarı, neyle karşılaşmış olursanız olun, durun, dinleyin. Önce çocuğunuzu, sonra kendi iç sesinizi. Bu yaşanan durum bana ne mesaj veriyor, ne anlatmak istiyor diye sorun. Elinizde daimi rehberiniz olabilecek iki aracınız var: kendiniz ve çocuğunuz.

Bir Rehber Olarak Çocuk

Çocuğunuz, davranışlarıyla, sözleriyle, hoşunuza giden ve gitmeyen yönleriyle, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, size neye ihtiyacı olduğunu, neyin ona iyi gelip gelmediğini aktarabilir, gerekli durumlarda alarm verebilir ve bunu da çok doğal bir akış içinde kendiliğinden yapar. Örneğin, "Son zamanlarda bir takıntısı meydana çıktı…" dediğiniz, dikkatinizi çeken her

Yazının Devamı

Sayıdan Daha Fazlası

2 Kasım 2017

Her çocuk için Eylül ayında okulun temposuna yeniden ayak uydurmak ilk başlarda zor olsa da, zaman içinde sabahları erken kalkmaya, derslerin sorumluluklarını yerine getirmeye, günlük olarak çantalarını hazırlamaya alışırlar. Ama bir de şu sınavlar olmasa... Tam da bu aylarda sınavlar başlar ve hele de ilk kez sınav olacak çocuklar için bir endişe unsuru hayatlarına girmiş olur. Bu zamanlarda çocukların aklından bir çok soru ve olumlu-olumsuz düşünceler geçer. “Öğretmen sınavı hangi konulardan yapacak? Nasıl bir sınav türü olacak? Sınavda yetiştiremezsem ne olur? Ben bu konuyu anlamamıştım, umarım sınavda çıkmaz. Yine en yüksek notu alıp herkesi geçeceğim. Bu sınav benim için çocuk oyuncağıydı. Öğretmen sınav notumu ailemle paylaşmasa bari... Arkadaşlarımın hepsi benden daha yüksek not aldı, ben çok başarısızım.”

Her ne kadar sınavların amacı öğrenmenin gerçekleşme düzeyini ölçmek olsa da, sürecin sonunda çocukların odaklandıkları nokta bir konuyu ne derece öğrendiği değil, aldığı nottur. Bu nedenle çocuklar kendilerini aldıkları sayı ile özdeşleştirerek kendileri hakkında yorumlarda bulunabilirler, bu yorumu hayatlarının diğer alanlarına genelleyebilirler,

Yazının Devamı

Çocuklar Sevgiyi Nasıl Hisseder?

26 Ekim 2017

Çocuklarımızı koşulsuz seviyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz, zaman zaman da sevgimizi dile getiriyoruz, fakat çocuğumuz gerçekten sevildiğini hissediyor mu? “Annem sürekli bana kızıyor, artık beni sevmiyor mu?”, “Babamla hiç vakit geçirmiyoruz, acaba beni önemsiyor mudur?” Bu tarz sorular her zaman dile getirmeseler de bir çok çocuğun aklından geçiyor.

Ebeveynlerine sorarsanız, büyük ihtimale onları her şeyden çok sevdiklerini söyleyeceklerdir. Demek ki bir şekilde, bu sevgiyi onlara hissettiremiyoruz. Çünkü sevgimizi hissettirebilmek için onların dilinden konuşmamız, onların anlayacağı şekilde yaklaşmamız lazım. İşte çocuklara sevginizi gösterebilmeniz ve onların bunu hissedebilmesi için en temel 3 yol:

1- Fiziksel Temas

Bir çocuğa sevgimizi hissettirmenin en iyi yolu ona fiziksel şefkat göstermektir. Kafasını okşamak, sarılmak, öpmek çocuklara sevgiyi ifade etmenin en direk yoludur. Kendi çocukluğunda fiziksel şefkat görerek büyüyenler zaten doğal olarak sevgisini rahat ifade eden yetişkinler oluyorlar, fakat geçmişte bunu yeterince göremediysek, sevgimizi şefkatimizi göstermek için bilinçli bir çaba harcamamız gerekebilir. Unutmamak gerekir ki, her çocuk her gün

Yazının Devamı