Dünya Arap dünyasında diplomatik kriz

Arap dünyasında diplomatik kriz

06.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Beş Arap ülkesi Katar ile diplomatik ilişkilerin kesildiğini duyururken, bölgede son yılların en büyük krizi yaşanıyor. Krizin sebebi olarak Katar’ın İran’a destek vermesi ve Suudi Arabistan ve Mısır’ın mücadele ettiği Sünni örgütlerle ilişkisi gösteriliyor

Arap dünyasında diplomatik kriz

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Mısır ve Yemen’in, komşuları Katar ile tüm siyasi ilişkilerini kesmesi bölgede büyük bir diplomatik kriz yarattı. Bu ülkelerden sonra Libya ve Maldivler de karara destek verdi.

Haberin Devamı

Dün sabah Suudi Arabistan Resmi Haber Ajansı SPA’da yayınlanan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ülkenin milli güvenliği için Katar ile tüm diplomatik ilişkilerin kesildiği, deniz ve hava sınırlarının da kapatıldığı bildirildi. Açıklamada, “Doha’nın açık ve gizli gerçekleştirdiği ciddi ihlaller, terör örgütlerini barındırarak teröre destek vermesi, basın yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasını yapması, Katif ilindeki İran bağlantılı terör eylemlerini desteklemesi, aşırıları barındırması, Yemen’deki Husi militanları desteklemesi sonrasında Suudi Arabistan’ın bu kararları almak durumunda kaldığı” belirtildi.

Arap dünyasında diplomatik kriz
Bu kararların aynı zamanda “Katar’ın Bahreyn’de desteklediği terör eylemleri sonrasında kardeş ülke Bahreyn ile dayanışma çerçevesinde alındığı” ifade edilen açıklamada, karar gereği, Suudi Arabistan vatandaşlarının Katar’a seyahati ve ülkede sürekli oturumuyla Katarlı vatandaşların ülkeye gelmesi ve transit hava limanlarını kullanmasının yasaklandığı kaydedildi.

Haberin Devamı

Suudi Arabistan’daki Katar vatandaşlarının güvenlik gerekçesiyle 14 günde ülkeyi terk etmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, ilişkilerin kesilmesi işleminden Hac ve Umre yapacak Katarlıları etkilemeyeceği aktarıldı.

‘İftira kampanyası’

Mısır Dışişleri Bakanlığı ise, Katar’ın “El Kaide ve DAEŞ fikrini yaydığı, Sina Yarımadası’ndaki terör örgütlerini desteklediği, ayrıca Mısır ve diğer Arap ülkelerinin iç işlerine karıştığı” ifadesi kullanıldı. BAE resmi haber ajansı ENA’da yayınlanan açıklamada da, Bahreyn ve Suudi Arabistan’ın Katar ile ilişkileri kesme kararının desteklendiği, BAE’nin de bu ülkeyle tüm diplomatik ilişkileri kestiği belirtildi.

Katar Dışişleri Bakanlığı da 5 Arap ülkesinin diplomatik ilişkileri kesme kararından üzüntü duyulduğunu bildirdi. Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Suudi Arabistan, Mısır, Yemen, Bahreyn ve BAE’nin diplomatik ilişkileri kesme kararlarının üzüntü ve şaşkınlıkla karşılandığını, kararların “dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar” nedeniyle alındığı belirtildi. Açıklamada Katar’ın bir süredir “amacı devlete zarar vermek olan ve tamamı uydurma olan bir iftira kampanyasına maruz kaldığına” işaret edildi.

Haberin Devamı

Kriz neden çıktı?

Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki gerilim son aylarda artmıştı. Katar Resmi Haber Ajansı (QNA), 23 Mayıs gecesi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’ye atfedilen “ABD’ye karşı ve İran’ı destekleyici” açıklamalar yayınlamıştı. Açıklamalar kısa süre de medyada geniş şekilde yer aldı ve diğer Arap ülkelerinde büyük tepki çekti.

Katar hükümetin, QNA sitesinin siber saldırıya uğradığının duyurmasına ve Katar Dışişleri’nin haberlerin gerçeği yansıtmadığı açıklamasına karşın tepki azalmadı. Krizin büyümesinde ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde Katar Emiri’nin İran’ı destekleyici açıklamalar yapması ve İran’ı bölgede istikrarı sağlayan bir aktör olarak göstermesinin de büyük etkisi olduğu ifade ediliyor.

Bunun dışında özellikle Mısır ve Suudi Arabistan’da terör örgütü olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler hareketinin Katar tarafından korunması ve desteklenmesi de krizin ana nedenlerinden bir diğeri olarak gösteriliyor. Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki ilişkilerin diplomatik kriz noktasına gelmesi bölgede uzun süredir devam eden karşılıklı suçlamaları gündeme getirmiş durumda. Monarşi ile yönetilen Suudi Arabistan ile BAE, Katar’ı bölgede ‘mezhepçilik yapmakla’ ve Sünni siyasal İslam’ın tüm bölge ülkelerinde etkisini artırabilmesi için ‘terör örgütlerine destek vermekle’ suçluyor.

Haberin Devamı

Çavuşoğlu: Hepimizi üzen bir gelişme

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel’le ortak basın toplantısında, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize değindi ve “Hepimizi üzen bir gelişme. Oysa biz bölgenin istikrarını, Körfez bölgesinin istikrarını, birliğini, beraberliğini kendi birliğimiz beraberliğimiz olarak görüyoruz, Türkiye olarak bunun için de katkı sağlıyoruz” dedi.
Bölgedeki terör, radikalizm, mezhepçilik, İslamofobi gibi sorunlarla mücadelede dayanışmanın önemli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Elbette sorunlar yaşayabilir ülkeler kendi arasında. Görüş ayrılıkları olabilir. Ama her şartta diyaloğun devam etmesi lazım ki, sorunlar barışçıl yoldan aşılsın. Şu anki tablodan biz üzüntü duyduk. Bu durumun normalleşmesi için elimizden gelen desteği veririz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Öte yandan Dışişleri’nden yapılan açıklamada da söz konusu ülkelere kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri temennisinde bulunuldu. Bölgenin çeşitli ülkelerde süren krizler nedeniyle derin istikrarsızlıktan geçtiği vurgulanan açıklamada, “Böyle bir dönemde bölgesel dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin stratejik işbirliği içinde olduğu, bölgesel barış, güvenlik ve istikrar bakımından önemli bir role sahip bulunan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyelerinin kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri en halisane temennimizdir” denildi.

Dip akıntı yüzeye çıktı!

Katar, başından beri Suriye’de Müslüman Kardeşler’i destekliyor. Müslüman Kardeşler yanlısı ve bir Esad karşıtı ordu kurmaya çalıştı. Bunu engelleyen ülke ise, Suudi Arabistan oldu. Çünkü, Riyad yönetimi Müslüman Kardeşler’in bir ülkede güçlenmesini istemedi. Önünde Mısır örneği vardı.

Doha ve Riyad yönetimleri arasında başlayan çatlak, Mısır’da Muhammed Mursi’nin başa gelmesiyle iyice büyüdü. 2013 yılında seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’yi hedef alan askeri darbe sonrasında Suudi Arabistan, General Abdulfettah Sisi’yi destekledi. Batı dünyası da Sisi’nin arkasında durdu. Katar yönetimiyse tüm bunlar olurken Müslüman Kardeşler üyelerini ülkede ağırladı. Doha’nın Hamas üyelerini de ülkede barındırmasıyla gerilim daha büyüdü ve elle tutulur hale geldi.
2014 yılında Suudi Arabistan ve Mısır, Katar’dan büyükelçilerini çekti. Aynı yıl gerçekleşen Körfez İşbirliği Teşkilatı’na da Doha yönetimi çağrılmadı. Katar bunun üzerine Müslüman Kardeşler ve Hamas’ın birkaç sembolik ismini ülkeden göndermeye karar verdi, fırtına geçici olarak dindirildi. Taraflar barışmış gibi görünse de dip akıntı şeklinde sürtüşme devam etti.

Suudi Arabistan için dönüm noktası, ABD Başkanı Donald Trump’ın ziyareti oldu. Riyad yönetimi El Nusra’ya kendisi de destek vermesine rağmen, şimdi gelinen noktada Katar yönetimini “terörist” örgütlerin yanında olmakla suçluyor.
1.9 milyon nüfusa sahip Katar’ın dünyadaki en bilinen markası, Al Jazeera televizyonu. Uluslararası medya ağıyla adını dünyaya duyuran ülke, 2000’li yıllardan itibaren ekonomisi ve yaptığı yatırımlarla öne çıktı. Bölgedeki önemli Amerikan üslerinden birine ev sahipliği yapıyor. Son olarak da, 2022 Dünya Kupası Katar’a verildi.

Suudi Arabistan, hemen yanında büyüyen küçük yüzölçümlü ülkenin kendi etkisinden çıkarak daha da güçlenmesini engelleyecek hamleyi böylece yapmış oldu.

ABD, şimdilik sorunun büyümeyeceğini düşünüyor. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ilk yaptığı açıklamada Körfez ülkelerine bir çözüm yolu bulmaları yönünde çağrı yaptı.

Hüseyin NARİN / Analiz