Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Elazığspor kendi evindeki dört maçı da kazanmış... Kupa’daki Galatasaray galibiyeti ise mütevazı takımın özgüvenini artırmış. Fenerbahçe’ye bakarsak, deplasmandaki son üç maçında hep kaybetmişler.
Koyun’la Kasap’ı karşı karşıya getiren tablo, maçın başında böyle... Can derdindeki Elazığspor ile unvan peşindeki konuğu, avantajların sıfırlandığı bir maç sergilediler.
Fenerbahçe, sahanın her bölgesinde olmayan oyuncularını arıyordu. Savunmada Alves - Egemen, orta alanda Emre forvette Sow ve Webo... Sahaya sürülen alternatif kadro ise rotasyon görmemiş, iş başa düşünce kalkıp Elazığ’a gelmiş adamlardan oluşuyordu. Kadlec örneğin... Bekir’le birlikte stoper rolüne soyunmuştu. Elazığspor, karşılaşabileceği Fenerbahçe onbirlerinin en kolayını ağırlıyordu. Ara transferde yenilenip - olabildiğince- güçlenen kadrosuyla takım bir “şahsiyet” kazanmış, kazanmaya da alışmıştı. Fenerbahçe’de kendinden bekleneni fazlasıyla yerine getiren tek oyuncu vardı, Mehmet Topal. Maçın başından itibaren savunmanın içinde, önünde can yakacak topları kesiyor, oyuna sokuyor, takımını ayakta tutmaya çalışıyordu. Ama takım arkadaşlarının anlaşılmaz biçimde ayarı düşmüştü. Alper, Topuz ve Baroni, şampiyonluğa koşan takımın yaratıcı ve üretken oyuncuları olmalıydılar, olamadılar. Kuyt canla başla çalışıyordu ama, yalnızdı. Emenike sağlam duruşunu, öldürücü deparlarını ve şutlarını unutmuş, hakemden “inayet” bekliyordu.
Ersun Yanal’ın Meireles kozunu kullanması için, takımın on kişi kalmasını beklememiz gerekiyormuş. Öncesinde Onur Ayık’ın müdahalesiyle yerde kalan Baroni’nin gördüğü kırmızı kart, kanımca yanlış. Düğüm olmuş iki oyuncu oyunun durduğu sırada itişiyor yerde. O itişmeden Baroni’ye ihraç hükmünü vermek abartılı bir abartma örneği oldu. Hüseyin Göçek’e yakışmadı.
Elazığspor kendi gerçekliği içinde olabildiğince akıllı ve güzel oynamaya çalıştı. Lig lideri konuğuna göre kazanmaya daha yakın ve istekliydi. Onur Ayık’ın golü de Topal’ın sonucu belirleyen vuruşu da çok güzeldi. İki futbolcunun samimi gayretlerine futbolun verdiği ödüldü bunlar.
Bence günün en çok alkışlanacak adamı Gökhan Gönül olmalı... Batuhan’ın kurşun gibi kafa vuruşunda Volkan Demirel filan biterken, Gökhan çizgi üzerinden kafayla çevirdi topu.
Sezon sonunda bu kurtarışın neler getirdiğini hep beraber göreceğiz.
Okan Buruk’u kutlayalım. Ersun Hoca’ya da geçmiş olsun, diyelim... Eldekilerle bir puan iyidir. Değerini bilsin!