Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

26 Ağustos 1973’de küçük bir çocuk, babasının elinden tutarak İnönü Stadı’na girdi. Kırk bin kişilik mahşeri kalabalık içinde ürkerek, kocaman bir merakla sahaya baktı. Fenerbahçe ile Beşiktaş, Cumhuriyet’in 50. yılı nedeniyle düzenlenen turnuvada mücadele ediyordu. O günkü maçı Fenerbahçe 3-0 kazandı. Babası, atılan her golden sonra şefkatle sarılarak oğlunu öptü.

O ilk futbol maçını unutmayan çocuk, bugün 50 yaşına girmek üzere... Mehmet Yüce makine mühendisi... O yüzden rakamlara meraklı, elde ettiği her bilgiyi kontrol ediyor. Ortada boşluk ve soru işareti bırakmıyor. Günün birinde TFF’nin yayınladığ “Futbol Tarihi”ne de aynı mühendis dikkatiyle baktığında puan cetvellerinde bir tutarsızlık görüyor. Mühendis merakı doğru bilgiyi aramaya itiyor onu.

Haberin Devamı

Türk futbolunun kadim tarihini didikleyen Osmanlı Melekleri (İletişim Yayınları), işte böyle bir mühendislik merakının ürünü.

Futbol tarihimizi yazanlar, kolay bir yönteme tutunarak başlangıç tarihini hep 20. asrın başına denk getirmişler. Bunun nedeni, hemen hepsinin aynı kaynaktan, birbirlerinden alıntı yapması...

Mehmet Yüce, bir anlamda arka odaya geçip, oraları karıştırmış. 1875’lere uzanmış. Türkçe gazete, dergi ve kitapların yanı sıra The Levant Times, The Constantinople Messenger, The Levant Herald, The Eastern Express gazetelerinin arşivlerine dalmış. Bunlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yayınlanan ecnebilere, azınlıklara hitap eden gazeteler. O dönemin günlük hayatını bazan şaşılacak ayrıntılarla yansıtmışlar. O ayrıntıların içinde futbolumuzun gizli kalmış öykülerini de bulmuş Mehmet Yüce.

Böylece ezberi bozmuş...

Örneğin, Fuat Hüsnü Kayacan, o dönemin yasağını delmek için kurduğu Black Stockings (Siyah Çoraplılar) takımında yabancı adıyla oynayan ilk Türk futbolcusu kabul ediliyor. Oysa Mehmet Yüce, 1 Mart 1890 Cumartesi günü Smyrna Football Club ile Constantinople Football Club arasında Bornova çayırında ragbi kurallarına göre oynanan maçta onca yabancının arasında Osman Efendi’nin de top kovaladığını görüyor.

Haberin Devamı

Mehmet Yüce, Osmanlı topraklarında yaşayan Rum, Ermeni, Musevi vatandaşlarla yine İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde ikamet ederek ticaret ve sanayi alanlarında faaliyet gösteren İngiliz, Fransız uyruklu yabancıların, sporumuzda bir tür öncü rollerini üstlendiğini yazıyor. Kriket, ragbi, Osmanlı İmparatorluğu Tenis Turnuvası, Kürek yarışları, şilt, kupa ve vazo ödüllü turnuvalarla olimpik tarihimize de bir pencere açıyor.

Geçen hafta bu merak ve emek ürünü kitabı heyecanla okumaya başladım. Daha bitiremedim ama size de okumanızı öneriyorum.

Mehmet Yüce’yi içtenlikle kutluyorum. Sporumuzun ve futbolumuzun öncüleri olan Osmanlı Melekleri’ni saygı ile selamlıyorum.

Futbolumuzun arka odasındaki öncüler: Osmanlı Melekleri

‘Selam sana atkını ver bana!’

Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, Yıldırım Demirören ve Fatih Terim’le birlikte Süleyman Seba’ya adadıkları yeni sezonda güzel bir sportmenlik hamlesi yaptı. Bundan böyle Başakşehir’in her maçında rakip takımın atkısıyla protokol tribününde oturacağını açıkladı.

İlk uygulamasını da gördük. Kasımpaşa Başkanı ile külahları değil, atkıları değiştirmişler. Basit görünen, ama sağlam mesajlar veren bir davranış örneği... O atkıyı boynuna dolayarak rakibe, konuğa saygıyı görünür hale getiriyor Gümüşdağ. Empati yapmamıza, birbirimizi anlamamıza davet ediyor hepimizi...

Haberin Devamı

70’li yılların sonunda Highbury’de Arsenal taraftarlarının bir atkı kapma eğlencesine tanık olmuştum. Konuk taraftarların atkısını alıp kaçıyorlardı. Gümüşdağ’ın yaptığı eğlencelik değil, örneklik. Bravo Başkan!

Terim’in seçimi

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Danimarka ve İzlanda maçları için ilan ettiği Milli Takım kadrosuna Fenerbahçeli Volkan Demirel’i almadı.

Sarı - lacivertli kulübün Volkan’a verilen ceza ve Terim kararı sonrası yayınladığı bildiride bu durumdan rahatsız olduğu anlaşılıyor. Aslında anlaşılmayacak bir durum değil. Volkan Demirel bugüne kadar sportmenlik dışı eylemlerinden sonra PFDK’nın cezaları dışında herhengi bir yaptırımla karşılaşmadı. O nedenle ortalığı karıştırdıkça yönticilerinden ve taraftarlarından kahraman muamelesi gördü. Terim’in onu kadroya çağırmaması, önemli bir işarettir. Öfkelenmeden, üzülmeden, kırılmadan önce özeleştiri yapmasını dilerim.

Beşiktaş geç kaldı

Galatasaray ve Beşiktaş, transferin son günü, son dakikada getirdikleri yabancı oyuncularla adeta show yaptılar. Ünal Aysal, Napoli’den Blerim Dzemaili ile Goran Pandev’e ofisinde imza attırdı. Beşiktaş ise Arjantinli Jose Sosa’yı Bilic’in ısrarlarıyla Ukrayna’dan İstanbul’a getirdi.

Galatasaray açısından beklenen hamle... Ama Beşiktaş bence geç kaldı. Bu transferi, Arsenal’le oynadıkları Şampiyonlar Ligi play off maçından çok önce gerçekleştirip takımın güçlenmesini sağlayabilirlerdi. Elbette kolay iş değil ama, kimbilir belki de bugün Zenginler Kulübü’nün liginde olacaklardı.