Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kendinde hesap sorma, hüküm verme, küfür ve hakaret etme (!) yetkisi bulan, tribünden saydırmaya başlıyor Milli Takım’ın kalecisine...
Gergin ve tedirgin takımın kalecisi, duruma kayıtsız kalmıyor. Kenarda bekleyenlere “değiştirin” işareti yaparak sahayı terk ediyor.
Volkan Demirel’in sahayı terk etmekle kalmadığını, staddan ayrılarak evine gittiğini öğreniyoruz.
Sorunları çözemeyen, hemen her krizin üstünü örterek geçiştiren futbolumuzda yeni bir krizimiz oluyor.
Fatih Terim’in bu tavır karşısında ne yapması gerekirdi? Volkan’la konuşup onu sakinleştirmesi, duruma el koyması beklenirdi. Volkan kalede oynar ya da oynamaz, ama en azından kulübede olurdu.
Sorumsuzluk, ilkesizlik, anlayışsızlık ve hoyratlık karşısında dik durur, teslim olmazdı. Milli Takım’ı terk etmek, talimatlara ve yönetmeliklere göre elbette bir yaptırımı gerektirir. Belki de Fatih Hoca’dan izin alıp gitti Volkan, bilmiyoruz. Ne var ki bu teslimiyete itiraz ediyoruz.
Türkiye maalesef bir “Öfke İmparatorluğu”na dönüştü. Hiç kimsenin karşısındakine saygı duyduğu yok. Her şeye, herkese öfkeleniyoruz. Kavga etmekten oyun oynamaya fırsat bulamıyoruz.
Aziz Yıldırım’ın TFF’ye çatarak “Milli Takım’ın şerefini kurtarın!” sözleri de bu öfkeyi beslemiyor mu? Milli Takım’ın şerefi skor tabelalarıyla mı ölçülüyor? Şeref kavramı o kadar ucuzladı mı?
Milli Takım, her zaman “şerefiyle” o bayrak için oynuyor. Galiba asıl kurtarılması gereken “futbolun onuru”dur.
...Ve bu hepimizin ortak sorumluluğudur!
Sahi, bu bir maç kritiğiydi, değil mi!
Çocuklar, sıkıntılı, telaşlı, stresli, şaşkın ve dağınık başladıkları maçı, en şaşkın, en dağınık arkadaşları Burak’ın iki golüyle kazandılar. Golleri bulduktan sonra futbolun oyun olduğunu anımsatarak Serdar’ın golündeki gibi eğlendikleri ve eğlendirdikleri bile söylenebilir. Yediğimiz penaltı golü önemli değil. Ama Arda’nın sarı kartı eğlenceye limon sıktı.. Hollanda maçında oynayamayacak. Yapma hakem, ah be Arda!