Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sonunda Arda Turan da baklayı ağzından çıkardı: “Ben bu takımın kaptanıyım. Arkadaşlarımın sorunlarını anlatmak görevim. Milletin vergisinden prim de almadık. Kimse bir kulun şerefini sorgulayamaz. Onu ancak Allah ölçer” v.s...

Keşke her futbolcu, her kaptan böyle rahat konuşabilse. Saygının sınırlarından sesini yükseltebilse. Ama kulüplerin fermuar gibi çekip susturduğu ağızlar Türkiye’de futbolcuyu bir konu mankeni haline getirmiştir. Dolayısıyla Barça ikliminden bizim memlekete rüzgar estirip, özgürce kendini ifade eden Arda’ya tebrikler!

Haberin Devamı

Gerçeğin ne kadarı!

Elbette bu hakkı kullandığı için Arda’yı suçlayamayız. Ama kendini ifade ederken bizimle gerçeğin ne kadarını paylaştı? Ne kadarı kontrollü bir ego patlamasıydı? Zaman zaman anlattıklarıyla kendini savunurken bizimle paylaşmadığı gerçekler var mıydı?

Ne bileyim, ortalıkta dolaşan fis-koslara göre Arda ile Selçuk arasında bir kopuş, bir sürtüşme, bir küslük var. Böyle bir sorunun sorulmasını mı istemedi? Ya da önceden yapılan anlaşmayla bu konu gündemden kalktı mı? İstese lafı oraya getirir, bir açıklama yapardı.

Danimarkalılar boşuna söylememiş: Gördüklerinin yüzde 25’ine, duyduklarının yarısına inan.

Ne yalan söyleyeyim Arda’nın anlattıklarını titiz bir dikkatle anlamaya çalışırken gerçekliğin ne kadar paylaşıldığını bilemiyorum. Bildiğim duyduğum başka şeyler de var. Örneğin, Beykoz kundura fabrikalarında geçenlerde yapılan bir reklam çekiminde Türk ayakkabı sanayiinin seçilen yüzü olarak Arda’nın söyledikleri. Hayır, onları buraya yazmam. Kimseyle de konuşmam. Malum, Danimarka atasözü.

Galibi olmaz!

Ortada başka gariplikler de oldu. Örneğin mesleğini antrenör olarak icra edemediği için, ekran fırsatlarını değerlendiren bir teknik (!) adam, fırsat bulmuşken Arda üzerinden Fatih Terim’e yükleniyor ve ‘Artık bu açıklamalardan sonra Fatih Terim’in milli takımda çalışma şansı ortadan kalkmıştır’ diyebiliyordu. Biz her hocanın gönlündekine saygılıyız da, durumdan fırsat üreten bu fesat mesajlara sadece gülüyoruz. Terim’in kızı Merve de twitter ortamında Arda’ya şeref ve akılla ilgili mesajlar gönderdi.

Haberin Devamı

Memleketin bu kadar ciddi sorunu, derdi ve gözyaşı varken, uğraştığımız çatışmaya (!) bakın... Bu çatışmanın galibini hiç de merak etmiyorum. Çünkü böyle çatışmaların galibi olmaz. Oradan reyting, güç şehveti, tiraj ya da para ile beslenenlere uğurlar olsun. Memleket bu kayıkçı kavgalarından sıkıldı, bunaldı, yoruldu!

Şimdi elimizde güzel bir oyuncak var. Hep beraber topu yuvarlayalım ve papatya falına bakalım: “Fatih hoca Arda’yı Ukrayna maçına çağıracak mı, çağırmayacak mı?”

Çağırır ya da çağırmaz. Arda da gelir ya da gelmez. Önce bir görelim, sonra yazıp çizelim. Ama lütfen bu mangalın küllerini karıştırmadan kenarda bekleyelim.

Pa-ra-lim-pik!

Rio 2016 sadece olimpiyat oyunlarıyla değil, sonradan izlediğimiz paralimpik oyunlarıyla da zihnimizde ve kalbimizde çok özel bir yere sahip olacak.

Bundan öncekilerle kıyaslanmayacak ölçüde insanlığın kendi kendiyle yüzleşmesi, kucaklaşması ve tanışmasıydı engellilerin mücadelesi. Bu, ‘yapamazsın’ diyenlere, yeryüzündeki tüm engelli insanlar adına sporcuların ‘hayır yapabilirim’ diye ortaya koyduğu çok onurlu bir isyandı.

Haberin Devamı

İçine kapanık; kimi ailesi, kimi arkadaşları, kimi de toplum tarafından dışlanıp evine hapsedilmiş engelli sporcular, paralimpik sayesinde yollara düşüp Rio’da büyük bir mutlulukla kozlarını paylaştılar. Kazandılar, kaybettiler... Ama yaşama sevinciyle coştular!

Ne mutlu ki olimpiyattan buruk çıkan sporcularımıza karşılık paralimpikçiler üç altın, bir gümüş, beş bronz madalya ile önce duygularımızı, sonra vicdanlarımızı ve nihayet aklımızı dürtüp bize mutlulukla sorumluluğumuzu hatırlattılar.

Devletin bütçesinden 20 milyon lirayı hiç kısıtlamayıp engelli evlatların hizmetine sunan, onlara özel uçak kiralayan her türlü desteği sağlayan, Rio’ya gidip çocuklarla birlikte yurda dönen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ı da takdirle kutlamak gerekir.

En olimpik saygılarla... En paralimpik sevgilerle!