Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Can sıkan, yürek yakan bir maç izledik. Galatasaray’ın sezon boyu süren yanlışları ve Mustafa Denizli’nin koyu ve yoğun savunma on biriyle tahkim ettiği kadro TT Arena’da 1-1’lik sorunlu bir skora boyun eğmiş, rövanşa olağan dışı tur hesaplarıyla - belki de hayalleriyle - hazırlanmıştı.

Gördük ki Galatasaray artık hayal bile kuramayan bir takım olmuş... Coşkusunu kaybetmiş, mazisini unutmuş, kimliğini aramamış - bulamamış bir ekibe dönüşmüş.

Chedjou’nun hemen her rakip hamlesinde düzenli ve sürekli olarak geç kalması... Selçuk’un hiçbir yaratıcı hamle katmadan sadece faullerle sözüm ona oynaması... Yasin’in kendisinde olağanüstü meziyetler ve beceriler vehmederek ayağındaki topu rakibine kaptırıncaya kadar ısrarla sahiplenmek istemesi... Carole’un, Hakan Balta’nın, Denayer’in uyumsuz, dağınık, abuk - sabuk mücadele anlayışı maçı maç olmaktan çıkaran, eziyete dönüştüren gerçeklerdi.

Haberin Devamı

Elbette, bu maçın saygıyı hak eden, iyi niyetle ve enerjiyle oynayan, rakiplerinden çok kendi takım arkadaşlarının renksiz ve ruhsuz oyununa karşı direnen kahramanları da vardı...

En başta Sabri, körü körüne teslimiyet oyununa dönüşen eziyet maçında Galatasaray’ın tükenmemesi için elinden geleni yaptı. Mahkum oynanan golsüz ilk yarıdan sonra ikinci yarının hemen başında Podolski ve Sneijder’e yaptığı, topun sahipsiz kaldığı orta... Sonrasında kale ağzına doldurduğu topa hiç kimsenin ayak koyamaması. 55’de Yasin’in nasılsa attığı topa ancak sol ayağıyla dokunup auta atması... Didinen, direnen, gayret ha gayret oynayan gerçek bir Galatasaraylı idi Sabri. Peş peşe gelen Parolo ve Anderson gollerinden sonra Yasin’in yüreklere su serpen golü de Sabri’nin asistiyle gerçekleşti... O gol, hepimizde kaçınılmaz olarak 2-2’nin umutlarını yeşertmişti. Ama 9 dakikada tükendi umutlar. Klose’nin golünde Chedjou, Donk, Hakan Balta... Topluca seyrediyorlardı.

Saygıyı hak edenler, demiştik. Muslera mesela... Lazio’ya değil, arkadaşlarına yenildi. Sneijder ve Podolski, farklı bir seviyenin oyuncularıydı. Arkadaşları, onlarla oynamadı.

Haberin Devamı

Gelelim maçın can alıcı sorusuna: Mustafa Denizli bu maçı ve bu turu çeviremez miydi? Çevirirdi elbette... Geçmiş yılların cesareti ve çılgınlığı olsaydı!