Gaziantep BARO BAŞKANLARI’NDAN ORTAK ‘CİZRE’ AÇIKLAMASI

BARO BAŞKANLARI’NDAN ORTAK ‘CİZRE’ AÇIKLAMASI

16.01.2015 - 12:24 | Son Güncellenme:

.

BARO BAŞKANLARI’NDAN ORTAK ‘CİZRE’ AÇIKLAMASI

Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın başından vurularak öldürülmesine ilişkin 5 Baro Başkanı ortak bir açıklama yaptı.
Gaziantep Barosu Başkanı Av. Bektaş Şarklı, Mersin Barosu Av. Alpay Antmen, Osmaniye Barosu Başkanı, Av. Dilem Aksoy Adana Barosu Av. M. Gazi Çıtırık ve Hatay Barosu Av. Ekrem Dönmez tarafından yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Basından öğrenebildiğimiz kadarıyla, Cizre’de 27 Aralık 2014 tarihinde çıkan olaylarda 65 yaşındaki Abdullah Deniz, 19 yaşındaki Yasin Özer, 15 yaşındaki Barış Dalmış yaşamını yitirmiş ve beş kişi de yaralanmıştır. Olaylar sırasında yaralanan 32 yaşındaki Zeki Alar, 4 Ocak 2015 tarihinde yaşamını yitirmiştir. 6 Ocak 2015 tarihinde 14 yaşındaki Ümit Kurt, kalbine isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirmiş, Çelik Akça isimli bir kişi yaralanmıştır. 7 Ocak 2015’te bir gösteriye müdahale eden polis, 12 yaşındaki Muhammed Soğat’ı gaz bombasıyla yüzünden vurduğu haberleri yayınlanmıştır. Son olarak 14 Ocak 2015 tarihinde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın başından vurularak öldürülmüştür. Cizre’de Aralık ayından bu yana provokatif olayların yaşandığı yetkili makamlar tarafından da kabul edilmiştir. Olaylar devam ederken Sayın Başbakan tarafından ve dün Sayın İçişleri Bakanı tarafından provokasyonlar yapıldığına dair açıklamalar basında yer bulmuştur. Cizre’de vatandaşların yaşama hakkına yönelik saldırıların arttığı ve provokasyonlar yapıldığının yetkili makamlar tarafından kabul edildiği bu dönemde, devlet, vatandaşların yaşama hakkını korumak için gerekli tedbirleri almak, barışçıl olmayan gösterilere orantılı bir şekilde müdahale etmek, barışçıl gösterilerde göstericilerin güvenliğini sağlamak, yaşamını kaybeden vatandaşların ailelerinin soruşturma aşamasında takip edilen işlemlere etkili katılımını ve şeffaflığı sağlamak, faili/failleri bulmaya yönelik etkin ve bağımsız bir soruşturma yürütmek, fail/faillere işlenen suçun ağırlığına uygun ceza vermek, birbirine karşı şiddet kullanmak isteyen farklı siyasi anlayış gruplarını engellemekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, niteliği bakımından, devlet ile vatandaşlarının arasındaki güveni tesis edecek demokratik hukuk devleti olmanın gerektirdiği önemli ve barış içinde bir arada yaşama bakımından hayati bir yükümlülüktür. Ülkemizde birlikte yaşam kültürünün içselleştirimesi ve hukukun evrensel normlarının hakim kılınması dileğimizle.”