Ankara BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: "MUSUL HALKI TÜRKLERE ZARAR VERMEYİ DÜŞÜNMEZ. MİT MÜSTEŞARI VE BEN ETKİLİ KİŞİLERLE GÖRÜŞTÜK. GÜNBEGÜN NAKIŞ GİBİ İŞLEYEN BİR STRATEJİ UYGULADIK"

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: "MUSUL HALKI TÜRKLERE ZARAR VERMEYİ DÜŞÜNMEZ. MİT MÜSTEŞARI VE BEN ETKİLİ KİŞİLERLE GÖRÜŞTÜK. GÜNBEGÜN NAKIŞ GİBİ İŞLEYEN BİR STRATEJİ UYGULADIK"

23.09.2014 - 02:38 | Son Güncellenme:

.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: MUSUL HALKI TÜRKLERE ZARAR VERMEYİ DÜŞÜNMEZ. MİT MÜSTEŞARI VE BEN ETKİLİ KİŞİLERLE GÖRÜŞTÜK. GÜNBEGÜN NAKIŞ GİBİ İŞLEYEN BİR STRATEJİ UYGULADIK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Musul halkı Türklere zarar vermeyi düşünmez. MİT müsteşarı ve ben etkili kişilerle görüştük. Günbegün nakış gibi işleyen bir strateji uyguladık" dedi.
Başbakan Davutoğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Terör örgütü IŞİD’in elinden kurtarılan 46 Türk vatandaşı ve 3 yerel personele ilişkin açıklama yapan Davutoğlu, "Bu tür süreçler çok kritik süreçler. 11 Haziran’dan bu yana hepimiz çok kritik sınavdan geçtik. Bu ilk sınavımız değildir. Şu ana kadar 200’ün üzerinde vatandaşımızı tereyağından kıl çeker gibi aldık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ülkeye getirmişse herkes bu sevinci yaşamalı. Bu şartlardan vatandaşını alan her ülkenin bireyi kazanır. Dikkatsiz sarf edilen bir söz ve süreç sadece vatandaşların kaybına değil, ülkenin itibarının kaybına da yol açar" ifadelerini kullandı.
"PRENSİP OLARAK HİÇBİR ZAMAN FİDYE ÖDEMEDİK"
"Prensip olarak hiçbir zaman fidye ödemedik" diye konuşan Davutoğlu, "Fidye ödemek bir vatandaşları kurtarırken başkalarını tehlikeye atar. Ailelerin psikolojilerini, kalan elemanların psikolojilerini, kaçıranları dolaylı müzakere ile psikolojilerini yöneteceksiniz. Vatandaşlarımız kaçırıldıktan sonra bir süre rehine tabirini kullanmadık. Rehine tabiri kullanıldıktan sonra pazarlık başlar. Vatandaşlarımızın rehine psikolojisine girmelerini istemedik. ’Onlara rehine muamelesi yaparsanız, başka muamele görürsünüz’ dedik" şeklinde konuştu.
"MUSUL HALKI TÜRKLERE ZARAR VERMEYİ DÜŞÜNMEZ"
Musul halkı Türklere zarar vermeyi düşünmeyeceğini belirten Davutoğlu, "MİT müsteşarı ve ben etkili kişilerle görüştük. Günbegün nakış gibi işleyen bir strateji uyguladık. Libya’dan vatandaşlarımızı transfer ederken çok sayıda aşiretle iletişim kurmuştuk. Musul bizim düşmanımız değil, sünniler bizim düşmanımız değil. Irak’ın hiçbir halkı bizim düşmanımız değil. Bizim başkonsolosluğumuz tek yabancı temsilcilik olduğu için Musul halkının sevgisini kazanmıştı. Olaylar sırasında bizi asıl zorlayan operasyonlar ve çatışmalar yoğunlaştığında çevre şartlarını kontrol edememek oldu. Ya bir bomba isabet ederse diye düşündük. Türkiye’de süreci zorlayan haberler çıktı. En kritik dönemde gensoru verdiler. Açık oturumda konuşulsun dediler. Neyi konuşacaksınız açık oturumda. Biz IŞİD ile anlaşmışız, cumhurbaşkanı seçiminde bırakılacaklarmış. Onların başına en ufak bir şey gelse bütün Türkiye türbülansa girer. Tüm taşları tek tek kontrol edeceksiniz. Din adamlarını da devreye soktuk. Suriye üzerinden bırakılmalarını da planladık" ifadelerini kullandı.
"FİDYE ÖDEMEDİK, ÖDEMEYİZ"
Sabah 06.00’ya kadar 1 dakika uyumadığını anlatan Davutoğlu, "Hiç uyumadan Şanlıurfa ve Ankara’ya gidiyorum. Bu bir operasyondur, şimdi söylüyorum. 2 gündür insanların yüzündeki tebessümü görmek bize yetiyor. Büyük bir iş başarıldı. Önemli olan vatandaşlarımızın ülkeye dönmesidir. Operasyonun neticesi önemli. Kardeşlerimizden birinin saç teline zarar gelseydi bildiğimiz her şeyi unuturuz. Zikrettiğimiz tek şey fidye ödemedik, ödemeyiz. Bu milli bir operasyondur. Elimizden gelse ilk gün alırdık. Bir an bile bırakmazdık. Çok yaklaştığımız anlar da oldu. THY’ye iki uçağı hazır tutun diye söyledik, Temmuz ayında ama olmadı. Birçok kere çok yaklaştık. Ne gerekiyorsa o yapıldı. Her zaman risk vardır. Her yer değişiminde her seçenek masadaydı" dedi.
"O GECE SAAT 05.30 CİVARI HAKAN BEY ARAYARAK MÜJDEYİ VERDİ"
"O gece Hakan Bey (MİT Müsteşarı) aradı ve ’beklediğiniz müjdeyi kısa bir süre içinde verebiliriz’ dediğini" anlatan Davutoğlu, "Azerbaycan gezisini iptal etmeyi düşündüm. Sonra Musul Başkonsolosu Öztürk aradı. Telefonu açar açmaz ’Hoş geldiniz Öztürk’ dedim. O anda bu operasyonun arkasında Türkiye Cumhuriyeti olduğunu anlamasını istedim. Saat 05.30 civarı, Hakan Bey arayarak bizim sınıra geçtiklerini ve güvende olduklarını söyledi. Benzer olaylara bakıldığında sonuca erken ulaştığımızı söyleyebiliriz" dedi.
Davutoğlu, şunları kaydetti: "Hangi spekülasyon yapılırsa yapılsın, kendi araçlarımız kullanılarak operasyon gerçekleştirilmiştir. Vatandaşlarımızın canı söz konusuysa gereken her şey yapılır. ’Ne aldı ne verdi’ tartışmasına girilmemesi lazım. Bütün Irak’ta Türkiye’ye büyük sempati duyan bir kesim var. Herkesin saygı duyduğu, IŞİD’in de Musul’daki konumu gereği üzmek istemeyeceği bir kesim var. Çünkü halk tabanında zemini var. IŞİD’e ’Bu rehinelere zarar vermeyin, onlar bizim emanetimidir’ diyecek herkes devreye sokuldu. Rehinelerin tutulmamaları gerektiğine yönelik pazarlıklar tabii ki yapıldı. MİT’e ne gerekiyorsa yapın, talimatı verdim. Bunlar içinde fidye dışında her türlü temas vardır. Kimle temas kurmak gerekiyorsa kuruldu. Ayrıca başka temaslar da olmak zorunda."
"İSİMSİZ KAHRAMANLARI OPERASYONDAN 4 GÜN ÖNCE BAŞBAKANLIK’TA AĞIRLADIM"
"Cumhurbaşkanımızın ve benim ne kadar emek verdiği biliniyor" diyen Davutoğlu, "Ama bazı insanlar var ki onların yüzleri bilinmiyor. O arkadaşları alıp getirenlerin yüzlerini ben biliyorum. Operasyondan 4 gün önce Başbakanlık’ta ağırladım. Bir vatandaşımız onları yolda görse onları bilmez. Kahramanlık budur. Bilinmeyen çok insanın emeği var. Yerel bir unsur olarak bir tanesini zikredeyim. Fark edilince infaz edildiği haberi geliyor. Bunları rahmetle anıyorum" dedi.