Ankara BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

31.12.2015 - 00:15 | Son Güncellenme:

.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki krize ilişkin olarak, "Krizi tırmandıran taraf Rusya, bizim tarafta herhangi bir şekilde krizi tırmandırma iradesi yok ama haklı şekilde ortaya koyduğumuz tavır sebebiyle de hiç kimse karşısında ne özür dileriz ne de apolitik tavra gireriz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ankara’da canlı bomba olduğu tespit edilen iki IŞİD militanının yakalanmasına ilişkin olarak, "Takip edilen şahıslardı zaten. Aslında, bu şekilde çok operasyon yapılıyor ama çoğu zaman halkta kaygı uyandırması diye yakalananlar gündeme getirilmiyor. Bu kez çok açık bir operasyon olduğu için, bilinen bir operasyon. Canlı bomba olarak bir eyleme hazırlanıyor iki kişi, yakalandı.Her an her şehrimizde bu operasyonların yapıldığını vatandaşlarımızın bilmesi gerekir. Halkımızın da kaygı duymasını istemem. Bütün gücümüz, istihbaratımızla Türikye’nin her yerinde elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
Fırat’ın batısına YPG’nin geçtiği yönündeki iddialara ilişkin konuşan Davutoğlu, "Bazı batılı ülkeler de dahil olmak üzere yanlış bir yorumla DEAŞ’ın alternatifi YPG gibi bir kanaate yöneldiler. Biz de buna karşı açık tutumumuzu ortaya koyduk. DEAŞ’ın tek alternatifi bütün Suriyeli unsurları bünyesinde barındıran Özgür Suriye Ordusu’dur. Ama maalesef şu anda Özgür Suriye Ordusu ılımlı muhalefet unsurları Rusya’nın ağır bombardımanı altında Halep’i savunmaya çalışıyor. DEAŞ’ta bundan fırsat bilerek, Rusya’nın bombardımanından da aldığı güçle bulunduğu yerlerde kalabiliyor. Bir taraftan DEAŞ’a dönük olarak Rusya hiçbir operasyon yapmazken, diğer taraftan batılı bazı ülkelerin YPG’ye destek veriyor olması bu iki terör örgütünü neredeyse birbirinin alternatifi gibi güç kazanmasına yol açıyor. Biz, onun için Fırat’ın batısında PYD, YPG unsurlarını görmek istemiyoruz dedik ve bunu da yakından takip ediyoruz. Bize verilen bilgi, Suriye devrimci güçleri diye tanımlanan içinde YPG’nin, Arap unsurlarının da olduğu bazı yapıların geçtiği, YPG unsurlarının geçmediği bilgisi bize intikal etti" diye konuştu.
"RUS HAVA BOMBARDIMANIYLA DEAŞ İÇİN NEREDEYSE GÜVENLİ BİR ALAN OLUŞTU"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Fırat’ın doğusu Kobani, daha doğuda Tel Abyad var. Fırat’ın batısında Cerablus, Azzaz’da hiçbir Kürt unsuru yok. Dolayısıyla ait olmadıkları yere gelerek yeni bir kıyım yapmalarını da biz engellemeye çalışıyoruz. Buralarda DEAŞ’ın da kalmaması lazım. Biz, yıllardır güvenli alan oluşturalım derken, buna olumlu cevap verilmezken, Rus hava bombardımanıyla DEAŞ için neredeyse güvenli bir alan oluştu, DEAŞ, rahat hareket eder hale geldi, çünkü Rusya Özgür Suriye Ordusu’nu bombalıyor."
"DEAŞ’IN ORTADAN KALKMASINDAN EN FAZLA RAHATSIZ OLACAK OLAN PKK’DIR, PYD’DİR"
Türkiye’yi tehdit eden girişime her türlü tedbirin alınacağına işaret eden Davutoğlu, "Bu konuda Türkiye’nin ciddiyeti görülmüştür, DEAŞ’la mücadele konusunda en kararlı tutumu sergiliyoruz. Türkiye’nin terörle mücadelesine gölge düşürecek, bunu etkileyecek hiçbir gelişme karşısında da sessiz kalmayız. Rusya’nın devreye girmesiyle ortaya çıkan yeni bir konjonktür var. Rusya, DEAŞ’ın olmasından memnun çünkü DEAŞ’ın mevcudiyeti Suriye rejimine meşruiyet sağlıyor. Suriye rejimi de memnun. Yarın DEAŞ ortadan kalkacak dense bundan en fazla rahatsız olan Suriye rejimidir ve Rusya’dır ve İran’dır. DEAŞ’ın mevcudiyeti Suriye rejimini meşru kılan bir tablo doğuruyor. DEAŞ’ın en fazla ortadan kalkmasından rahatsız olacak olan PKK’dır, PYD’dir çünkü DEAŞ sebebiyle bazı ülkelerin desteğini alıyor" şeklinde konuştu.
RUSYA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Davutoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki krize değinerek, "Rusya bunu farklı bir mecraya dönüştürme tercihinde bulundu. Krizi tırmandıran taraf Rusya, bizim tarafta herhangi bir şekilde krizi tırmandırma iradesi yok ama haklı şekilde ortaya koyduğumuz tavır sebebiyle de hiç kimse karşısında ne özür dileriz ne de apolitik tavra gireriz. Biz, ülkemizin hava sahasını koruma bağlamında doğru bir tutum sergiledik. Ümit ederiz Rusya bunu anlar" dedi.
İSRAİL-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilere ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Bazı müzakereler olduğunu ben de grup toplantımızda ifade ettim. Türkiye’nin bu konuda şartları açıktı. Özür dilenecek, tazminat ödenecek ve Gazze’ye dönük abluka kaldırılacak. Bu konuda özür dilendi sadece. Tazminat konusunda prensip noktasına gelindi. Gazze’ye dönük olarak kısıtlamaların kaldırılması konusunda da bir müzakere süreci var. Bu şartlar sağlandığında, Gazzeli, Filistinli kardeşlerimiz bu anlaşmayı kendileri açısından da şartlarını iyileştiren bir anlaşma görüp destek verdiklerinde bu meseleyi aşacak şartlar oluşur. Gaz, enerji herhangi çıkarı bu konunun parçası yapmayız. Burada önemli olan özürdür. Tazminattır. Mesele işlenen bir suçun karşılığının yapılmış olması. Gazze’ye yardım kanallarının açılması. Bu üçüdür önemli olan. Yoksa, Türkiye gaz veya başka ekonomik çıkarlar sebebiyle bu tür konuda müzakere yapmaz" şeklinde konuştu.
RUS JETİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Rus jetinin düşürülmesiyle ilgili konuşan Davutoğlu, "Spesifik olarak bu Rus uçağını düşürün diye talimat olmaz zaten. 17 saniyede bana ulaşıp da ben talimat vermiş olabilir miyim? Hayır. 10 Ekim’de ben daha önceki angajman kurallarını yenileyip, benim direktifimle olacak olan angajman kuralı uygulamasının yetkisini Genelkurmay Başkanımıza devrettim. Genelkurmay Başkanımız da bu angajman kuralı yetkisini 2 gün sonra Hava Kuvvetleri Komutanımıza devretti. Burada, devletin işleyişi böyle. Bu anlamda hava sahamızın korunması talimatını vermemek benim için suç olurdu, onun ötesinde benim kabul edeceğim bir şey olmaz. Fayda zarar analizi yapılmaz burada. Dolayısıyla işin arka planı, talimat verdim derken. Şimdi bunu istismar ediyorlar bazı muhalif çevreler. Bu arada o pilotun görevini yapmaması da onun için suç teşkil ederdi. Kendisine kadar intikal eden angajman kuralı var" diye konuştu.
BAŞİKA KAMPI’NDA TÜRK ASKERLERİNİN BULUNMASI
Türkiye’nin, Irak’ta Musul’un Başika bölgesinde yürüttüğü eğitim faaliyeti konusuna ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, "Bizim orada bulunmamızın en önemli nedeni orada DEAŞ mevcudiyeti ve DEAŞ’la mücadeleye Türkiye’nin yaptığı katkıyı. Yanlış anlaşılan husus, kendi eğitimcilerimizi korumak üzere mücehez bir birliğimizin de oraya gitmesi. Sayın Abadi’ye de söyledim. Bunlar Irak’ın bütünlüğüne karşı burada bulunmuyor" dedi.
Bazı birliklerin geri çekildiğini anlatan Davutoğlu, bazılarının yeniden tanzimle farklı yerde konuşlandığını ve bazılarının eğitim için orada kaldığını ifade etti.
IRAK DIŞİŞLERİ BAKANI CAFERİ’NİN AÇIKLAMALARI
Irak Dışişleri Bakanı Caferi’nin ’Türkiye askerlerini çekmezse askeri operasyonu düşünmek zorunda kalırız’ açıklamalarının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Eğer bir güçleri varsa bizim bunları bizim onlara yardım etmek için giden askerlerimize karşı değil de DEAŞ’a karşı kullanmalarını tavsiye ederim" diye konuştu.
Bu olaylar olmamış olsaydı Bağdat’a gitmeyi planlamış olduğunu belirten Davutoğlu, olayların provoke edildiğini ifade etti.
Türkiye’nin büyüme oranlarına ilişkin veriler hakkında da bilgi veren Davutoğlu, ekonominin 2016’da toparlanma sürecini artıracağını, 2017’den sonra ise sıçrama şeklinde bir performans göstereceğini düşündüğünü bildirdi. Türkiye ekonomisinin daralması gibi birşeyin söz konusu olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, küresel ekonomi ve jeopolitik risklerin göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etti. Seçim vaatlerinin birer birer hayata geçirildiğini ve işdünyası ile temas halinde olunduğunu belirten Davutoğlu, o yükün bir bölümünün üstlenileceğini ve asgari ücrette zaten bir artışın olacağını aradaki farkın 150 liralık bir fark olduğunu söyledi.
ODTÜ’DEKİ MESCİT TARTIŞMALARI
Davutoğlu, ODTÜ’deki mescit tartışmalarına değinerek, "Bu tartışmanın tırmandırılan tartışmaya dönüştürülmemesi lazım. Yakınında bir cami olmayan bir kampüs şeklinde olan bir yer ve herkesin arabasının olmadığı bir yerde mutlaka bir mescit ve ibadethane olması ihtiyacı vardır. Hele Cuma günü Cuma namazı toplu kılınır. Üniversitelerimizde ibadethane olması ne laikliğe ne çağdaşlığa ne de herhangi bir şekilde bir başka öğrenci grubunu rencide eden bir tutumdur. İsteyen kılar, isteyen kılmaz. Kimse kimseyi ibadete zorlamıyor. ODTÜ bizim kalemiz diye tutum içine girilirse, ODTÜ bu ülkenin öğrencilerinin gittiği bir üniversitedir. Bunu gerilim ortamında değerlendirmemek lazım. Bu imkanların sunulması çağdaş bir uygulamadır" şeklinde konuştu.
Kayıtdışı ile mücadele konusunda ayrı bir reform paketi açıklayacakları bilgisini veren Davutoğlu, kayıt dışı hiçbir şeyi bırakmayacaklarını ifade etti. Davutoğlu, kayıt dışılığın bir çeşit ekonomik ahlaksızlık olduğunu söyledi.
DAVUTOĞLU, YENİ YIL MESAJINI VERDİ
Konuşmasının sonunda ise yeni yıl mesajı veren Başbakan Davutoğlu, "2015 yılını taçlandıran şey nedir?’ diye sormuş olsaydınız derdim ki ’Çağdaş demokrasi tarihinde, dünyada çok az gerçekleşen bu başarıya milletimizin imza atması’ derdim. Bu tablonun başarısı kime ait, millete. Bunun içinden yüzde 23 milyonu aşkın oyu almak da bizim başarımız. Milletimize bir kez daha şükranlarımı ifade ediyorum. 2016 yılının en parlak, en barış içinde yaşanan en müreffeh bir yıl olması için gece-gündüz çalışmaya söz veriyoruz. 2016 yılı, geçmiş 2013’ten bu yana karşılıklı anlayışın derinleştiği, empati yapılarak herkesin birbirini doğru anladığı, siyasi nezaket kurallarına uyum gösterildiği bir yıl olmasını temenni ediyorum. Ben, 2016’dan çok ümitliyim. Daha güzel günlerin başlamasına vesile olacak. İnşallah, yeni bir anayasayı, sivil bir anayasayı birlikte yazarız ama o anayasa bitene kadar bilsinler ki gece-gündüz varolan sistemi en iyi şekilde işleterek Türkiye ekonomisini ayağa kaldıracak, sıçrama dönemini gerçekleştirecek, ileride bakıldığında reform dönemi olarak anılacak bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.