Ekonomi Bazıları dövizde oynanan oyunları görmek istemiyor

Bazıları dövizde oynanan oyunları görmek istemiyor

11.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Kurun da, faizin de artmasına karşıyız. Çünkü biz yatırım ve istihdam istiyoruz” dedi

Bazıları dövizde oynanan oyunları görmek istemiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazılarının döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemediğini belirterek, “Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz, kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 5. Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğinde konuştu.

Tarihten bir olayı aktarmak istediğini anlatan Erdoğan, 1970’lerde ABD’nin işsizlik ve durağan talep nedeniyle faizleri yükseltme kararı aldığını belirtti. Erdoğan, bu kararın 1980 ile 1985 arasında doların, yen, mark, frank ve sterlin karşısında yüzde 50 değer kazanmasıyla sonuçlanınca ülkenin ihracatının çöktüğünü anlattı. Erdoğan, yönetimin, finans sektörü para kazanmayı sürdürdüğü için önce bu durumu pek önemsemediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

‘Kur, reel sektörün hasmı’

“Krizden etkilenen imalat şirketleri servis sağlayıcılar ve çiftçiler ise dış rekabete karşı korunmalarını talep eden kampanyalar başlattılar. Ülkenin küresel şirketleri de buna katılınca korumacılık içeren yasalar birer birer kongreden geçmeye başladı ancak bu tedbirler, dünya ticaretinin daha da daralmasıyla gelir dengesinin daha da bozulmasıyla sonuçlandı. Sonunda Amerika, Batı Almanya, Fransa, Japonya ve İngiltere’yle biraraya gelerek, 1985-1987 arasında doların yen karşısında yüzde 51 değer kaybetmesinde anlaştı. Dünya bugün de benzer bir durumla karşı karşıyadır.”

Haberin Devamı

Erdoğan, tüm dünyada, reel sektörün hasmı olarak gördüğü kurun da, faizlerin de yükselmesine karşı olduklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çünkü biz yatırım istiyoruz. Biz istihdamın artmasını istiyoruz. Biz üretim istiyoruz. Biz ülkemizdeki yatırımcının, girişimcinin dünya ile rekabette gücünün artmasını istiyoruz. Bunun için içeride kendi milli paramızı, dış ticarette muhataplarımızın milli parasını kullanma kararı aldık. İşte Rusya ile görüştük, yaklaşık 1-1,5 yıl oluyor, dedik ki ‘Biz sizden ne alıyorsak Rus rublesiyle alalım.’ İran’la konuştuk, ‘Sizin paranızla alalım.’ O zaman dinardı, şimdi onlar da kendi öz paralarına geçiyorlar. Çin aynı şekilde, ‘Siz de bizden ne alıyorsanız Türk Lirası’yla alın.’ Mutabık kaldık ve Merkez Bankalarımıza da talimatı verdik.”

Haberin Devamı

Paradan para kazanan, bunu insanların kahir ekseriyetinin işini, aşını kaybetmesi pahasına yapan anlayışı doğru bulmadıklarını kaydeden Erdoğan, “İnovasyonu mümkün kılan zihniyetle de işte burada buluşuyoruz. İnovasyon, dar bir azınlığın refahı için paradan para kazanmaya da hiçbir şey üretmeden para kazanmaya da karşıdır, karşı olmalıdır. Bu yöntemle para kazanmak, üretimle fayda sağlamakla huzuru ve refahı öne çıkarmakla mümkündür. En azından biz öyle görüyoruz” dedi.

Finansmanda inovasyon

Erdoğan, açıklanan ekonomik destek paketine göre, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile iki bankanın işbirliği yaparak KOBİ’lere düşük faizli kredi vereceğini hatırlatarak, “İşte finansmanda inovasyon budur. Yani reel sektörün desteklenmesidir” dedi. Türkiye’nin 14 yılda elde ettiği başarılarla yenilikçiliğin faydalarını gördüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Buna karşılık son 3 yılımız yenilikçilik yolunda harcamamız gereken zamanı ve enerjiyi farklı konulara yöneltmeye zorlandığımız bir dönem oldu. Faizlerden vadelere, dış ticaretten yatırımlara, milli gelirden ticarete kadar her alanda cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığımız 2013-2014 yılları istikrar ve güven ortamımıza yönelik en büyük saldırıların da başladığı dönemdir. Şundan emin olunuz, Türkiye şayet, Gezi olaylarını, FETÖ’nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı. 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolara yaklaşacaktı. Petrol fiyatlarının etkisiyle dış ticaret açığımız azalacak, yatırım imkanları artacaktı. Büyüme oranı yüzde 6-7’lerden aşağı düşmeyecekti. Faiz 4.6’ya kadar düşmüştü, yüzde 3’lere gerileyecekti. Enflasyon bunun da altına inecekti. Bu güç ve imkanla Suriye ve Irak’ta çok daha etkin bir politika izleyecektik. Fakat çok kirli, çok sinsi bir dizi oyunla elimizi, kolumuzu bağlamaya, bize diz çöktürmeye çalıştılar.”

Haberin Devamı

‘IMF bizden borç istiyor’

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IMF’ye olan borcu 2013’te sıfırladıklarını hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu kurumla olan ilişkilerimizde yeni bir döneme girdik. Şimdi onlar bizden borç istiyor. ‘5 milyar dolar verir misiniz?’ diye. ‘Verebiliriz’ dedik. Aradan 3.5 yıldan fazla zaman geçmiş, birileri hala ‘IMF ile anlaşma yapın, borç alın, ekonomik ve siyasi bakımdan yeniden bu kurumun kontrolüne girin’ diye bas bas bağırabiliyor. Bunlar vatana ihanet ediyorlar. Niye IMF’den borç alacağız, bizim böyle bir derdimiz yok. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir” dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 hedeflerine doğru taviz vermeden devam edeceklerini ifade ederek, bütün engellemelere rağmen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hizmete açtıklarını, 20 Aralık’ta açılışı yapılacak Avrasya tüneliyle İstanbul’un trafiğinin ciddi anlamda rahatlayacağını söyledi. Çanakkale Köprüsü’nün temelini 18 Mart’ta atacaklarını, Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayacak Kanal İstanbul’un ihalesini 2017 içinde yapacaklarını belirten Erdoğan, “Bununla da kalmayacağız, 2018’in ilk çeyreğinde de dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız. Türkiye, şu anda sadece geleceğe bakıyor, ama geçmişten ders alarak bunu yapıyor” diye konuştu.

Yazarlar