Gündem Blondie’nin sırrı fütüristik seslerdir

Blondie’nin sırrı fütüristik seslerdir

23.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bir döneme damga vuran Blondie, eylül başında ilk kez Türkiye’de konser verecek. ‘Pop ikonu’ Debbie Harry, grubun halen bir arada olabilmesini ‘şaşırtıcı’ bulduğunu söylüyor.

Blondie’nin sırrı fütüristik seslerdir

Yabancı pop dünyasının önde gelen hangi kadın sanatçısına kendisine ilham veren isimleri sorsanız, o listenin başlarında yer alan bir isim Debbie Harry. 1974 yılında o dönemki erkek arkadaşı ve hayat boyu iş ortağı Chris Stein ile kurduğu Blondie, ‘Call Me’, ‘Atomic’, ‘Heart of Glass’ ve ‘One Way or Another’ gibi hitlerle new wave’in sembol gruplarından oldu.
Harry ise platin rengi saçları, bazen öfkeli, genelde sempatik ve kırılgan soprano sesi ve müthiş stil anlayışıyla -her ne kadar kendisi bu kelimenin kullanılmasından hoşlanmasa da- bir ‘pop ikonu’na dönüştü...

‘Şov dünyası garip bir ortam’

6 Eylül tarihinde Black Box İstanbul’da ilk Türkiye konserini verecek grubun lideri Debbie Harry ile grubun 40. yılını, nasıl haâlâ popüler olmayı başardığını ve Chris Stein ile ilginç ilişkisini konuştuk.

Aralıklarla da olsa 40 yıldır bir grubun parçası olmak nasıl bir his?
- Açıkçası şaşırtıcı. Başlarda gerçekten çok sıkı çalışıyorduk, sonra zor zamanlarımız oldu. Ve sonunda tekrar bir araya geldik. Bu kadar ayrı düştükten sonra tekrar bir araya gelip bu kadar yıldır birlikte çalabiliyor olmamız bence çok ilginç. Şov dünyası garip bir ortam ve biz bayağı şanslıyız.

70’lerde yaptığınız müzik ilginç bir şekilde hiç demode olmadı. Sırrınız neydi?
- Sanırım teknolojiye değer veriyor olmamız ve fütüristik sesleri sıkça kullanmamız olabilir bu sır. Bu da Chris Stein ile alakalı bir durum. Kendisi müzikte bu tür yenilikçi ses, sound ve enstrüman kullanımlarına çok meraklı. Örneğin yeni albümdeki (‘Ghosts of Download’) ‘Make a Way’ adlı şarkıda Türk ritimlerini groove ile birleştirdi. Türkiye’ye gelip ‘Make a Way’i oradaki kitleye çalmak için sabırsızlanıyor. Ben şahsen Türkiye’ye daha önce hiç gelmedim çok istememe rağmen, ama ben de hem bu konser için, hem de seyircilere kendi ritimlerini bizim tarzımızla çalmak için orada olmayı dört gözle bekliyorum.

‘Yaratıcı olma sözü vermiştik’

70’lerde başarılı olan birçok grup ve sanatçı, daha sonra bu başarıyı tekrarlayamıyor aslında. ‘Blondie’ ise 1998’de ‘Maria’ ile aynı popülerlikte geri döndü.
- Bir misyonumuz vardı. Tekrar bir araya geldiğimizde yeni tarzda müzik yapacağımıza ve eski şarkılarımızın ekmeğini yemeyeceğimize söz vermiştik. Yaratıcı olma sözü vermiştik. Bu da bize enerji verdi.

Birçok müzisyen, dergi, gazete sizi bir ikon olarak tanımlarken siz bu sıfatı reddediyorsunuz. Neden?
- Bir ikon olduğumu biliyorum ama bence bu kelime çok fazla ve gereksiz kullanılıyor. Ayrıca tarihsel açıdan baktığınızda, ikonlar bir döneme saplı kalan varlıklar. Ben bir zamana ait olmayı çok istemiyorum, o bakımdan bu kelimenin benim adıma yanlış kullanıldığını düşünüyorum.

Haberin Devamı

‘Doğru zamanda doğru yerdeydim’

Pop müziğe olan etkiniz açısından kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Teknoloji açısından değişimin yaşanmaya başlandığı bir anda geldim. Her şey daha açık ve ortadaydı, insanlar benim ne olduğumu anladılar. Doğru zamanda doğru yerdeydim. Ayrıca çok inatçı bir insanım, birtakım sorunlar yaşadık.

Şu an istediğiniz herkesle çalışabilecek prestije sahipsiniz. Kimle çalışmak istersiniz?
Lou Reed’le bir şeyler yapmayı planlıyordum, ancak ne yazık ki bu mümkün olmadı.

‘Kimseden nefret etmeye gerek yok’

Blondie’nin yüzü Debbie Harry ve beyni Chris Stein, özel hayatlarında da birlikteydiler. Stein 1982 yılında nadir görülen bir cilt hastalığına yakalanıp grup çalışmalara ara verdiğinde, Harry yıllarca erkek arkadaşına baktı. Çift, 80’lerin sonunda ayrıldıktan sonra da arkadaşlıkları devam etti, hatta Harry, Stein’ın iki kızının vaftiz annesi oldu. Kendisine bu ilişkiyi nasıl bu kadar medeni şekilde sürdürdüğünü sorduğumuzda şu yanıtı veriyor:
“Kendi adıma bencil olduğum bir durum aslında bu. Ayrıldığımızda 15 yıldır birlikte çalışmıştık, müziğe ve birbirimize olan sevgimize çok emek vermiştik. Tüm bunları bir tarafa atmak bana çok aptalca geldi. Bence günümüzde kimse sonsuza kadar birlikte olmuyor, ilişkiler çok uzun sürmüyor. Eskiden insanlar ölene kadar birlikte hayatını geçiriyordu ama şimdi öyle değil. Ama bu yüzden kimseden nefret etmeye gerek yok bence. Bu bir alışveriş meselesi, bugün kaybedersiniz, yarın kazanırsınız. Biz kişiliklerimiz sayesinde bu ilişkiyi birbirimizden soğumadan sürdürmeyi başardık. Tabii ki acılar ve sıkıntılar vardı ama sonuçta olgun insanlardık, çocuk değildik. Birlikte çok güzel şeyler paylaştık.”

Yazarlar