Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

›› Dövizdeki artışın, döviz borcu olan şirketlerin ödemelerini yapabilmek için döviz almalarından kaynaklandığını belirten Başbakan Yıldırım, “Ama bunlar geçici. Üstesinden geleceğiz” diye konuştu

›› Bankalara da önemli görevler düştüğüne dikkat çeken Yıldırım, “Sendeleyene bir tekme de ben vurayım diyeceğine, ‘Sen bana lazımsın, işlerini düzelt, bana borcunu öde’ demesi lazım” dedi

Anayasa görüşmeleri Meclis’te yüksek tansiyonda devam ediyor. İktidar da muhalefet de tam kadro Meclis’te.
Başbakan Binali Yıldırım da anayasa görüşmeleri nedeniyle tüm programını boşaltmış durumda.
Mesaisinin neredeyse tamamını anayasa teklifinin görüşmelerine ayıran Başbakan’ı, Genel Kurul çalışmalarının devam ettiği geç saatlere kadar Meclis’te görmek mümkün.
Kamuoyu çok bilmese de aslında Başbakan Yıldırım, anayasa teklifiyle ilgili çalışmaların başladığı günden bu yana, işin hemen her kademesinde aynı etkinliği gösterdi.
Hukukçuların çalışmalarına mühendis gözüyle eşlik etti, kritik katkılarda bulundu.
Analitik bakış açısıyla, hukukçuların teklifi hazırlarken tıkandığı noktalarda müdahalede bulundu.
Hukuki açmazlara karşılık mühendis pratikliğiyle sorun çözücü bir rol üstlendi.
Yıldırım, teklifin hazırlanma aşamasındaki bu etkinliğini şimdi görüşmeler ve oylamalara da taşıyor.
Teklifin görüşmelerinin ilk turunda mesafe alındı.
Gözler, sonucu merakla beklenen ve teklifin akıbetinin belirleneceği ikinci turda şimdiden.
Yıldırım gibi görüşmeler sürerken TBMM’den hiç ayrılmayan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önceki akşam yaptığı, “Teklif geçmezse erken seçim olur” yönündeki açıklaması son iki gündür kulislerde konuşulan en önemli başlık.
Ak Parti kulislerinde, Bahçeli’nin sözleri, “İki partinin desteklediği bu kadar kritik bir teklif Meclis’ten geçmezse partilerde kaynama olur. Bu da seçimi zorunlu olarak gündeme getirir” şeklinde değerlendiriliyor.
Muhalefetin, “ikinci tur için vekillere gözdağı” iddiasından çok, değerlendirmeler, “gerçekçi bir tespitte bulunduğu” şeklinde.
Kulislerde bir yandan bu tartışmalar sürerken, bir yandan vekiller, Başbakan Yıldırım ve bakanlarla uzun görüşmeler yapma olanağı da buluyor.
Yıldırım, grubunun başında, oylamalar dahil her aşamada etkili.

‘Ekonomik gerçekliğe dayanmıyor’

Gazeteciler de hem Başbakan’ı hem bakanları hem de muhalefet liderlerini aynı anda bulabildikleri için Meclis’i bir an boş bırakmıyor.
Başbakan Yıldırım’la önceki gece Meclis’teki makamında görüşme olanağı bulduk.
Gündemde siyasi tartışmalar kadar, ekonomideki gelişmeler, dövizdeki yükseliş de vardı.
Yıldırım, bu konudaki sorularımızı yanıtlarken dikkatli, sorumlu bir dil kullanmaya özen gösterdi.
Şöyle dedi:
“Ekonomimizin bu durumu geçicidir. Burada yapılan işler, bir ekonomik gerçekliğe dayanmıyor. Bu süreç üzerinde bir manipülasyon yaparak sonuç çıkarmaya çalışanlar var. Buradan bir sonuç çıkararak Türkiye’yi siyasi olarak bir yerde tutma gayretleri var. Bunu böyle görüyorum. Eldeki veriler bunu gösteriyor.
Bankaların sermaye yeterlilik oranı, bütçe açığı, kamu borçları, bunların hepsi kabul edilebilir ölçüdedir ama bu tek başına yetmiyor. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve riskleri sonuca dönüştürüyorlar. Risk algısını artırarak bir anlamda Türkiye’yi ekonomik olarak sıkıştırma gayreti içinde olanlar var.”

‘Bunları aşarız’

Başbakan Yıldırım, tabloyu böyle özetledikten sonra net biçimde, “Aşarız bunları” dedi.
Atılan ve atılacak adımları da şöyle özetledi:
“Kuvvetli ve zayıf yönlerimiz bulunuyor, bunu biliyorlar. Aşarız bunları. Dövizdeki artış, döviz borcu olan şirketlerin ödemelerini yapabilmek için döviz almalarından, dövize yönelmelerinden de kaynaklanıyor. Tabii ki dövizin artması vatandaşımızın canını sıkabilir ama bunların geçici olduğunu, üstesinden geleceğimizi vatandaşın bilmesi lazım. Çalışıyoruz, tedbirimizi aldık, almaya da devam edeceğiz. Merkez Bankamız kendi gündemine hakimdir. Alması gereken tedbirleri alıyor, alacaktır. Bu dalgalanmalarda finansmana erişimde isteksizliği azaltacak tedbirler alacağız. Kullanılan kredilerin maliyetini azaltacak tedbir alabiliriz.”

Bankalara uyarı

Başbakan’a göre bankalara da önemli görevler düşüyor.
Yıldırım, bankaların döviz ve piyasalarla ilgili sorumluluklarını şöyle sıraladı:
“Bankalar şöyle düşünüyor; Dolar şu kadar oldu, gayrimenkul 100 lira idi, 70 oldu. 30 daha teminat ver. Zaten alırken daha ucuz almıştı. Her şeyi teminata verince işletme de zorluk yaşıyor. Bankaların sendeleyene bir tekme de ben vurayım diyeceğine, ‘Sen bana lazımsın, işlerini düzelt, işçi al, istihdam sağla, üret sat, bana borcunu öde’ demesi lazım. Bunun zorlamayla değil topyekûn bir anlayışla olması lazım.”
Yıldırım, bu şekilde davranan bankaların ifşa edilip edilmeyeceği konusunda, “Arkadaşlar onun da riskleri var, mahremiyete halel getirir” yorumunu yaptı.
Merkez Bankası’nın 300 baz puanlık bir faiz artışına gidebileceği yönündeki iddialar için de şunları söyledi:

‘Faiz artırmak öncelikle düşünülmemeli’

“Faiz artırımı araçlardan biridir, ancak mecbur kalmadıkça en önce tercih edilen araçlardan biri olmamalıdır. Başka tedbirler öncelikle düşünülmelidir. Faiz artırmak, kullanılan kaynağın bedelini, maliyetini artırmaktır. Daha yüksek bedelle borçlanmak demektir. Aradaki makasın açılmaması lazım. Gerçekleşen faizle, enflasyon arasındaki fark pozitif yönde olabilir ama makasın açılmaması lazım. Yani makas negatif yönde açılmamalı.”